Alman yönetmen Veit Helmer, Antalya’nın Sirt köyünde kadınların seks grevi yaptığı haberini okuyunca bir film çekmeye karar veriyor. Ortaya İstanbul Film Festivali’nde gösterilecek Absürdistan çıkıyor.
Absurdistan fragmanı - VİDEOFilmin konusu şöyle: Beşik kertmesi olan genç Temelko ve Aya için artık sevişme vakti gelmiştir. Fakat yaşadıkları Absürdistan köyünde susuzluk vardır ve kadınlar su gelene kadar kocalarıyla yatmama kararı almıştır. Bu grev elbette en çok Temelko’nun hayallerini altüst eder... Alman yönetmen Veit Helmer’den filmin ilginç öyküsünü Hürriyet öğrendi.
“Efsaneye göre Tanrı yeryüzünü ülkelere bölerken bizim atalarımız toplantıya geç kalmış. Ama öylesine neşeli ve içtenlermiş ki, Tanrı kendi için ayırdığı toprağı onlara bırakıp cennete çekilmiş. Tarih kitaplarına göre de Moğollar İstanbul’u yağmalayıp ilerlerken Kafkasya Kraliçesi en cesur 40 savaşçısını onları durdurmak için görevlendirmiş. Moğolları bir mağarada kıstırıp öldüren bu 40 savaşçıya üstünde durdukları toprak ve 40 güzeller güzeli bakire hediye edilmiş. Hiçbir haritada yer almayan, kimsenin hatırlamadığı bizim köyümüz işte böyle kurulmuş...”
Sözü edilen köyün adı Absürdistan. Hannoverli yönetmen Veit Helmer’in icadı. Adından da anlaşılacağı gibi, saçma, komik, olmayacak şeylerin olduğu bir yer.
“Gününü hiç unutmam, 20 Ağustos 2001’di. Berlin’de bir kafede oturmuş yerel bir gazete okuyordum. Son sayfaya geldiğimde mini minnacık bir habere rastladım. Antalya’nın Sirt köyünde kadınların seks grevi yaptığını, kocaları köyün su borularını tamir etmediği sürece yatak odalarının erkeklere kapalı olduğunu yazıyordu. Hemen o anda karar verdim, bu çok iyi bir film konusuydu. Ana karakterler bile gözümde canlanmıştı. Köyün iki genci sevişmek isteyecekti ama susuzluğun getirdiği grev yüzünden amaçlarına ulaşamayacaklardı. Giderek fikrimi daha çok sevmeye başlamıştım” diye anlatıyor Helmer.
Sirtli kadınlarla imam eşliğinde görüşebildi İşlerini yoluna koyup tüm vaktini Absürdistan filmine adaması iki yılını aldı. Her şeyden önce grevin yapıldığı Sirt köyüne gidip işin aslını öğrenmesi gerekiyordu. İstanbul’daki bir arkadaşından yardım alarak köye gitti. Sirt köylüleri onu hem sıcak hem de şüpheyle karşıladı. Çünkü haber çıktığı dönemde dünyanın her yerinden televizyon kanalları gelmiş, köyün erkekleriyle dalga geçmişti.
“Onlara filmin doğrudan Sirt’le ilgili olmadığını, sadece köyde olanlardan ilham alarak başka bir dünya yaratacağımı anlattığımda ikna olur gibi oldular” diyor Helmer. Yine de köyün kadınlarıyla konuşmasına sıcak bakmamıştı ahali. Fakat asıl hikaye onlardaydı, mutlaka bir yolunu bulmak lazımdı! “Israrlarım karşısında tamam dediler ama bir şartla: Kadınlarla görüşürken mutlaka köyün imamı da mevcut olacak..”
Köyde su akmadığı için sevişemiyoruz Sirtli kadınların dilini çözmek de hiç kolay olmadı. Hepsi ağız birliği etmiş gibi, hatta aynı kelimeleri kullanarak grevin gazetecilerin uydurması olduğunu anlattılar Helmer’e.
“Uzun uğraşlar sonucu bir şey söylemeye başladılar. Ama ne karmaşa! Yaşlı kadınlar grevi sadece gençler yaptı diyordu, gençler de fikrin yaşlılardan çıktığını anlatıyordu. Bu arada söze karışan erkekler grev mrev olmadı diye diretiyordu. Sonra biri çıktı ve hikayenin bir yanlış anlama sonucu yayıldığından bahsetti.
Bu köylünün Helmer’e anlattığına göre meğer olay şöyle gelişmişti: Kaymakam, Sirt’e yapılan yeni yolun açılışını yapmak üzere köye gelmiş. Ziyaret sırasında tuvalete giden kaymakamın eşi suyun akmadığını fark etmiş ve köylü kadınlara “Peki nasıl abdest alıyorsunuz?” diye sormuş. Köylü kadın da köyde su akmadığı için kocalarıyla sevişemediklerini söylemiş. İşte efsane buradan yayılmış. Kaymakamın eşi bu hikayeyi yol açılışı için orada bulunan yerel gazeteciye anlatmış. O, kısa bir haber yapmış. Haber önce Hürriyet ve Sabah’la İstanbul’a, oradan da BBC ve CNN’e yayılmış.
Azeri köyünün ağalarıyla litrelerce kahve içti Sirtli kadınlar gerçekten seks grevi yaptı mı yoksa özel hayatlarının tüm dünya için fıkraya dönüşmesinden bıktıkları için mi Helmer’e böyle söylediler, bilemeyiz. Ama neyin doğru olup olmadığı Helmer için o kadar da önemli değildi. Çünkü o zaten susuzluk çeken hayali bir köyde, hayali erkekler ve seks grevi yapan zeki kadınlar yaratacaktı. “Fantezi bir ülke yaratmak bir yönetmen için hem çok riskli hem de çok eğlenceli. Bir bakıma Tanrı’yı oynuyorsun.”
Kafasındaki fikri senaryolaştırması için daha önce Emir Kusturica’nın “Çingeneler Zamanı” ve “Kara Kedi, Beyaz Kedi” filmlerini yazan Gordon Mihic’e emanet edip çekim için mekan araştırmaya başladı Helmer. “Çok yol gittim çok. Türkiye’yi, Gürcistan’ı, Ermenistan’ı, Fas’ı, Bulgaristan’ı ve İran’ı dolaştım. Manzara, doğa mükemmeldi ama istediğim köyü bulamamıştım. En sonunda Azerbaycan’da Absürdistan için tam aradığım fonu oluşturacak iki köy keşfettim. Köyün ağalarıyla saatlerce oturup litrelerce kahve içerek film için evlerini kiralamak istediğimi söyledim. Biz Avrupalılar her şeyin mantıkla çözülebileceğini düşünürüz. Bu filmi çekerken karşıma çıkan insanlar beni farklı bir insan ilişkisinin varolduğunu, işleri halletmenin de bu ilişkilerin samimiyetiyle mümkün olabileceğini öğretti.”
16 ülkeden 40 oyuncu Azerbaycan’da oynadı Şimdi sıra filmin oyuncularını bulmaya gelmişti. 40 yaş üstü seksi kadınlar ve 45 yaş üstü inatçı erkekler arıyordu. Filmde diyalog olmadığı için oyuncuların farklı ülkelerden gelmesinde bir sakınca yoktu. Ajanslara haber saldı ve sonuçta 16 ülkeden 40 oyuncu Azerbaycan’ın bir köyünde Helmer ile buluştu. Çekimler tam planladığı gibi, eksiksiz gidiyordu. Oyuncuların bir kısmı köyün ortasında, caminin tam karşısına Helmer’in film için inşa ettirdiği otelde, bir kısmı da köylülerden kiralanan evlerde kalıyordu. Oyuncular birbirine ısınmıştı, hatta Helmer’e göre bazıları fazlasıyla ısınmıştı. “Köyde ne sinema, ne lokanta var. Film ekibi ve oyuncuların boş vakitlerinde sıkılacağından endişe ediyordum. Çok safmışım. 16 ülkeden gelen bu oyuncular kısa sürede yakınlaştı. Anlayacağınız filmin teması olan seks grevine sadece sette uyuluyordu. Azerbaycan’daki setten hiç abartmıyorum, 17 taze ilişki çıktı. Film bittikten sonra çoğu evlendi. Geçen yıl düğünlere yetişmekten helak oldum. Şimdi bazılarının bebekleri bile var. Absürdistan’ın ilk gerçek vatandaşları bu bebekler!”
Susuzluk yazıyorum sele kapılıyorum Filmin senaryosu üzerinde çalışmak için kafamı dinlemem gerekiyordu. 2004 kışında Sri Lanka’ya gittim. Tam köydeki susuzluk mevzusuna geldiğim sırada tsunami oldu. İroniye bakın ki, sele kapıldım. Bütün eşyalarımı kaybettim. Kurtarabildiğim tek şey filmin senaryosuydu.
Köydeki duş ortalığı karıştırdı Helmer, film çekimi için köylülerden evleri devralırken bir şart koştu, banyoya duş yapacaklardı. Bir hafta sonra kaymakam, Alman yönetmeni odasına çağırdı. Köydeki herkesin duş almanın zevkine vardığı için su sıkıntısı çektiklerinden yakındı...