Kürt müziğinin önemli isimlerinden Şiwan Perver’in “Sanatçılar Kürt meselesinde sorumluluklarını yerine getirmedi” açıklaması tartışmaları da beraberinde getirdi. Seher Dilovan, “Şivan Perwer haklı olabilir ama işler burada Avrupa’dan bakıldığı gibi değil” dedi.
Türk sanatçıların ellerini taşın altına koymalarının daha çok dikkat çekeceğini söyleyen Dilovan, “Sanatçıların milyonlarca kişiye ulaşma şansları var. Bu şansımızı sadece şarkı türkü okuyarak değil de bu ülkenin ciddi sorunlarına faydalı olmak için de kullanabiliriz diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
A Haber’de Şirin Sever’in sunduğu Jurnal programına katılan Seher Dilovan şöyle konuştu:
'Şivan Perwer haklı olabilir ama…'
“Şiwan Perver kısmen haklı olabilir, ama burada yaşayınca, işler Avrupa’dan bakıldığı gibi olmuyor ne yazık ki. 10 yıl öncesine kadar Kürt kelimesinin kolay kolay ağza alınamadığı bir ortamda, Kürt halkının haklarından bahsetmek de mümkün değildi. Sanatçılar açısından söylüyorum, yoksa toplum hareketliydi, yürüyüşler yapılıyordu, çeşitli sebeplerle içeriye alınıyordu, bir sürü acılar çekildi. Ama sanatçı açısından baktığınızda, sanatçının ‘gemileri yakması’ gerekiyordu. Her sanatçı da gemilerini yakıp, ben artık bundan sonra bu yoldan gideceğim diyemiyor.”
'1999’da Kürtçe şarkı okumak istiyorum dedim'
“Sahiplenen Kürt sanatçı arkadaşlarımız oldu. Tüm ceremelerini, acılarını çekerek, içeri girip çıkan, işkenceden geçirilen, tehdit edilen bir sürü insan oldu. Ama bunların sayısı çok az tabi ki. Birçok korkuları oldu. Ya medyada artık yer alamazsak, ekranlara çıkamazsak gibi. Nitekim 1999 yılında, Ahmet Kaya ‘Ben Kürtçe bir albüm yapacağım’ demeden üç ay kadar önce, Siyaset Meydanı programında Erkan Mumcu’ya bugüne kadar Türkçe okudum bundan sonra Kürtçe okumak istiyorum. Tüm ekranların Kürtçeye de açık olmasını istiyorum demiştim ki, daha Kürtçe serbest değildi. Ertesi gün, arabamı park etmek istediğimde, her yer boş olmasına rağmen boş yerimiz yok denildi. Minicik bir örnek bu.”
'Türk sanatçılar ellerini taşın altın altına koymalı'
“Belki de Türk sanatçıların ellerini taşın altına koymalarında fayda var. Bizim söylemlerimiz, birçok kesim tarafından dikkate alınmayabilir, ama Türk kimliği ile bilinen bir sanatçının çıkıp barış, insanlık, insan hakları adına bir şeyler söylemesi belki daha da dikkat çekebilir. Tepkiler gelebilir. Çok normal. Milyonarca farklı düşünceye sahip insanın yaşadığı bir ülkede herkesin gönlünü etmeniz, herkesin ruhunu okşamanız mümkün değil. Mutlaka tepkiler de gelecektir. Siz kendinize, söylemlerinize inanıyorsanız, meseleye evrensel insan hakları bazında bakıyorsanız, herhangi parti ya da fraksiyonun gözünden değil de, insanı insan yapan özellikler açısından bakıyorsanız dikkat çekebilir. Birilerinin bunu göze alması lazım. Biz sanatçıların milyonlarca kişiye ulaşabilme şansımız var. Bu şansımızı sadece şarkı türkü okuyarak değil de bu ülkenin ciddi sorunlarına elimizden geldiğince faydalı olmak için de kullanabiliriz diye düşünüyorum.”