Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, 30 Ekim'de yaşamını yitiren eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın ardından kaleme aldığı yazıda, "Gazetecilere ne kadar kızsa da onlarsız da yapamıyordu, gönül ve diyalog kapıları sonraki yıllarda hep açık kalmıştı" görüşünü savundu.
Ergin, "Mesut Bey, başbakanlığı bırakmasının ardından 1999 yılı nisan ayında yapılan seçimden sonra Bülent Ecevit’in başbakanlığı üstlendiği DSP-MHP-ANAP koalisyonunda başbakan yardımcılığı görevine geldi. Bu dönemde de ilişkimiz oldukça mesafeli bir çizgide seyretti. Gazetenin toplu bir etkinliği olmadığı sürece Mesut Bey’le bir araya gelmedik." ifadesini kullandı.
Ergin yazısında şunları kaydetti:
"Dün sabah bu yazıyı kaleme almak üzere eski yazılarımı gözden geçirdiğimde unutmuş olduğum birçok hadise zihnimde yeniden canlandı. Örneğin, Hürriyet Ankara Bürosu’ndan Muharrem Sarıkaya’nın, Şükrü Küçükşahin’in, Nuray Babacan’ın yazdığı bazı atlatma haberler Mesut Bey’i fena halde kızdırmış. Ben de kendisinin şikâyetleri üzerine 1 Kasım 1998 tarihinde “Başbakan Yılmaz ve Basın” diye bir yazı kaleme almışım.
Aslında bütün bu yazılar, Hürriyet’in Ankara Temsilciliğini yaptığım o yıllarda gazetecilerle siyasetçiler arasındaki ilişkilerin nasıl yürüdüğünü hatırlamak bakımından beni geçmişe bir yolculuğa çıkardı.
Ama şunu da belirtmem gerek. Mesut Bey, gazetecilere ne kadar kızsa da onlarsız da yapamıyordu. Bir dönem çok içerlediği o gazetecilerle gönül ve diyalog kapıları sonraki yıllarda hep açık kalmıştı."