Sedat Ergin'in yazısının bir kısmı şu şekilde:
"Bitmedi... Mahkeme heyeti, 25 Aralık 2019 ve 20 Ocak 2020 tarihlerinde Papuç’un ifadesini aldığı oturumlara savunmayı çağırmazken savcılık makamı duruşma salonunda pekala hazır bulunmuştur. Bu uygulama, iddia makamı ile savunma arasında mutlak eşitliği gözeten ‘silahların eşitliği’ ilkesinin bariz bir ihlalidir.
Usulle ilgili bütün bu sorunlu uygulamaları yan yana getirdiğimizde, “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez” şeklindeki Anayasa’nın 38’inci maddesine aykırı bir tablo ortaya çıkıyor.
Geçen salı günü Silivri’de görülen Gezi davasının yedinci duruşmasını konu alan haberleri tararken, ‘kanuna aykırı olarak tanık dinlendiği’ gerekçesiyle mahkeme heyeti için yaptıkları ‘reddi hâkim’ taleplerinin kabul edilmemesi üzerine avukatların protesto amacıyla mahkeme salonunu terk ettiklerini okudum. Mahkemede ne olmuş diye biraz araştırdığımda karşıma bu gerçekler çıktı.
Bir katilin ‘mağdur’, bir ‘paranoid kişilik’in ‘tanık’ olduğu ve CMK hükümlerine itibar edilmediği bir yargılama sürecinden adalet bekleyebilir miyiz?"
Yazının tamamını okumak için tıklayın