Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, İstanbul Sözleşmesi'nin fehsine yönelik olarak, "Sözleşme’nin feshine ilişkin 80’inci maddeye göre, fesih bu konudaki bildirimin Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne ulaştırıldığı tarihten itibaren üç aylık sürenin bitimini izleyen ayın ilk gününde yürürlüğe giriyor. Bu durumda, Sözleşme’nin 1 Temmuz tarihine kadar yürürlükte kalacağını anlamalıyız." değerlendirmesini yaptı.
Ergin yazısında, "Sözleşme’den çekilmesiyle birlikte, Türkiye’nin burada bir bölümünü aktardığımız hükümleri hayata geçirme yükümlülüğü de ortadan kalkmış olacaktır. Söz konusu hükümlerin bir çoğuyla ilgili olarak ulusal mevzuatta düzenleme yapılmamış olsa bile, Sözleşme’nin maddeleri Anayasa’nın 90’ıncı maddesi çerçevesinde Türk hukuk sistemi açısından yine de sonuç doğurmaktaydı. Bunun nedeni, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarla yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi durumunda uluslararası antlaşma hükümlerinin esas alınacağını belirten Anayasa’nın 90’ıncı maddesidir. Bu durumda İstanbul Sözleşmesi’nin bütün hükümleri kadınlar açısından kayda değer bir koruma şemsiyesi sağlamaktaydı." düşüncesini dile getirdi.
Ergin şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’nin Sözleşme’den çekilmesi halinde 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” en önemli araç olarak yürürlükte kalacaktır. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni onayladıktan sonra 2012 yılında çıkarttığı bu yasa şiddet gören kadınların korunmasına dönük getirdiği koruyucu düzenlemeler açısından Avrupa Konseyi çevrelerinde de genellikle olumlu karşılanmıştır.
Ancak söz konusu yasanın kapsama alanı son tahlilde şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesiyle karşı karşıya bulunan kadınların “korunması”yla sınırlıdır. Sözleşme’nin “koruma” faslı dışında kalan önleme, kovuşturma ve politikalar gibi diğer alanlardaki taşıdığı hükümlerin Türk kadınları açısından sağladığı güvenceler artık önemli ölçüde boşluktadır."