Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, 16 Nisan'da halk oylamasına sunulacak anayasa değişikliği teklifiyle ilgili olarak "Bu Anayasa değişikliğinin en sakat taraflarından biri budur: Seçim ile gelmeyen bir kişinin, seçilmiş Cumhurbaşkanı gibi yetkiler kullanabilmesi. Bir demokraside böyle bir şey mümkün değildir" dedi.
"TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 29 Aralık 2016 tarihinden bu yana hastalık nedeniyle görevini yerine getiremiyor" diyen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Önce hastaneye kaldırıldı, uzun süredir de tedavisi evinde devam ediyor. Bu vesileyle acil şifalar dileyelim. Kahraman, yeni sistemde Cumhurbaşkanı seçilmiş olsaydı, Türkiye’yi aylardır, seçim ile işbaşına gelmemiş bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı yönetiyor olacaktı"
Mehmet Yakup Yılmaz'ın "Seçilmemişe ‘seçilmiş yetkisi’ olmaz" başlığıyla yayımlanan (10 Mart 2017) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Diyelim ki bir veya iki tane yardımcım olacak. Eğer ben isem veya bir başkası ise onun bir veya iki yardımcısı olacak. Yurtdışına çıktığı zaman o ikiden birini veya bir taneyse atadığı yardımcısı o zaten onun vekili anlamındadır, o vekil yönetecektir. Onun için hükümet ucu açık bıraktı. İki tane de olabilir. Burayı sağlama almak için” dedi.
Cumhurbaşkanı galiba tam bilmiyor, Anayasa değişikliği referandumda kabul edilirse, Cumhurbaşkanları istediği kadar yardımcı tayin edebilir, isterse iki tane değil, 10 tane, 20 tane!
Ve eksik söylüyor: Sadece yurtdışına çıktığında değil, herhangi bir nedenle görevini yapamaz hale geldiğinde de yardımcısı, Cumhurbaşkanı’nın bütün yetkilerini kullanabiliyor.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 29 Aralık 2016 tarihinden bu yana hastalık nedeniyle görevini yerine getiremiyor.
Önce hastaneye kaldırıldı, uzun süredir de tedavisi evinde devam ediyor. Bu vesileyle acil şifalar dileyelim.
Kahraman, yeni sistemde Cumhurbaşkanı seçilmiş olsaydı, Türkiye’yi aylardır, seçim ile işbaşına gelmemiş bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı yönetiyor olacaktı.
Gelecekte böyle bir durumla karşılaşmayacağımızı kim garanti edebiliyor?
Rahmetli Turgut Özal, hayatını kaybettiğinde Cumhurbaşkanı idi.
Eğer o gün bu sistem yürürlükte olsaydı, seçime gidilene kadar geçecek 45 günlük sürede, yerine seçim ile işbaşına gelmemiş yardımcısı bakacak, sanki seçimle işbaşına gelmiş gibi yetkilerini kullanacaktı.
Gelecekte, böyle bir durumla karşılaşmayacağımızın garantisi nedir?
Bu Anayasa değişikliğinin en sakat taraflarından biri budur: Seçim ile gelmeyen bir kişinin, seçilmiş Cumhurbaşkanı gibi yetkiler kullanabilmesi!
Bir demokraside böyle bir şey mümkün değildir.
Başkanlık sistemi ile yönetilen bütün demokratik ülkelerde, başkanın yardımcısı da tıpkı başkan gibi seçimle geliyor.
Çünkü demokrasilerde meşruiyetin temellerinden biri de serbest seçimle işbaşına gelmektir. Cumhurbaşkanı yardımcılarının seçimle gelmemesi, gelecekte ülkenin “hanedanlar” tarafından yönetilmesi sonucunu doğurur.
Bakın Azerbaycan’daki Aliyev hanedanına. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev oğlunu Başbakan yaptı, oğlu İlham Aliyev de Cumhurbaşkanı olduktan sonra karısını Cumhurbaşkanı Başyardımcısı!
Azerbaycan’a mı özeniyoruz?