Sayıştay'ın hazırladığı TTK denetim raporunda, taşeron firmalara verilen yeraltı hazırlık işlerinin yaşanan olaylar dikkate alındığında doğru olmadığının görüldüğü belirtildi. Raporda, "Hazırlık işlerinde çalışan firmaların iş güvenliği koşullarına gerektiği gibi uymamaları nedeniyle vahim olayların meydana geldiği görülmüştür" dendi.
TTK'da taşeron firmaların yürüttüğü yer altı hazırlık işlerinde, 17 Mayıs 2010'da 30 işçi ve 7 Ocak 2013'te 8 işçi yaşamını yitirmişti.
Raporda, 2017 yılında bir önceki yıla göre kaydı açık yer altı işçi sayısında yüzde 5 oranında 329 kişilik ve kaydı açık yer üstü işçi sayısında da yüzde 5 oranında 75 kişilik bir azalış, üretime direkt katkısı bulunan pano ayak üretim işçi sayısında yüzde 7 oranında 163 kişilik azalış olduğu tespit edildi.
2009 yılında 9 bin 695 yer altı işçisi, 2 bin 150 yer üstü işçisi olmak üzere toplam 11 bin 845 işçi bulunan kurumda 2 milyon 833 bin 243 ton tüvönan kömürden 1 milyon 879 bin 630 ton satılabilir kömür üretildiği, 2017 yılında ise 7 bin 575'e düşen işçi sayısına bağlı olarak 1 milyon 332 bin 165 ton tüvönan üretimden 823 bin 42 ton satılabilir kömür üretilebildiği ifade edildi.
26 yılda 675 milyon dolar yatırım yapılan kurumda, işçi sayısı azaldıkça, satılabilir kömür üretiminde 2009 üretimine göre yüzde 56 oranında azalma meydana geldiği belirtilen raporda, "6 bin 205 işçinin 2009- 2017 yılları arasında kurumdan emekli olarak ayrıldığı, bu süreçte ise 949 işçi alınabildiği, kurumun ilave atama taleplerinin kabul edilmediği, kuruma toplu olarak 2000 yılında 4 bin, 2006 yılında bin 126 ve 2009 yılı başında 3 bin 60 pano ayak üretim işçisi (kazı işçisi) alınmış olup, yer altı yardımcı sanatlara toplu işçi alımı yapılmamıştır" denildi.
Yer altında taşeron doğru değil
TTK'da taşeron firmaların yürüttüğü yer altı hazırlık işlerinde, 17 Mayıs 2010'da Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü’ne ait kömür ocağında 30 işçi, 7 Ocak 2013'te de Kozlu Müessesesi'nde 8 işçi hayatını kaybetti. Raporda, hazırlık işlerinde taşeron firmaların çalıştırılmasının doğru olmadığı ifade edilerek, şöyle denildi:
"Kurumda, işçi sayısının yetersizliği nedeniyle hazırlık işlerinin yüklenici firmalar eliyle yürütülmesinde de pek çok sorunla karşılaşıldığı, işlerin kısa sürede bitirilemediği, firmalardan ve kurumdan kaynaklanan bazı nedenlerle süre uzatımları verildiği, eksik, noksan ve kusurlu işler nedeniyle davalar açıldığı ve hepsinden önemlisi hazırlık işlerinde çalışan firmaların iş güvenliği koşullarına gerektiği gibi uymamaları nedeniyle vahim olayların meydana geldiği, kurum tarafından yüksek miktarlara ulaşan tazminatların ödendiği, ödenmeye devam edildiği, hazırlık işlerinin yüklenici firmalar eliyle yapılmasının yaşanan olaylar dikkate alındığında doğru olmadığı görülmüştür."
İşçi yetersizliği nedeniyle yatırımların karşılığı alınamıyor
Raporda, yeterli sayıda işçi temin edilemediğinden kurumun yeniden yapılanması kapsamında 2004 yılından bu yana sağlanan imkanlar neticesinde yapılan tüm yatırımların karşılığının alınamadığı vurgulandı. Ayrıca üretim işçisi eksikliği nedeniyle her iş günü ayak uzunluğunun yüzde 100’ünde üretim yapma imkanı bulunurken, yüzde 62’sinde üretim yapılamadığı ifade edildi.
Raporda, şunlar kaydedildi:
"İşçi yetersizliği nedeniyle zamanında bakım onarım ve tamir tarama yapılamadığı, bütün bunların iş güvenliğini etkilediği, düşme, kayma, çarpma gibi muhtelif iş kazası sayısının arttığı görülmektedir. Ayak içindeki tavan basınçlarının kazılamayan bölümler üzerine (Çalışılmayan yüzde 62’lik kesimde) yoğunlaşmasına, ayak arkasının düzgün bir hat halinde kırılmamasına ve tavan tahkimatına gelen yük dengesinin bozulmasına, tahkimat problemleri ile uzun süre bekleyen tahkimatta deformasyonlara, göçükler nedeniyle can kayıplarına, ayak arkasında ve arınlarda kızışma (oksidasyon), ocak yangınları gibi yer altı madenciliğinde arzulanmayan durumlara neden olduğu, iş sağlığı ve iş güvenliğini etkilediği bilinen bir gerçektir. Bu durum, üretime direkt etkisi olan kazı işçiliklerinde yaşanan emeklilikler, devamsızlıklar ve kazı işçilerinden yapılan sanat değişiklikleri neticesinde ayaklarda yeterli sayıda kazı işçisi tertip edilememesinden ve kazı işgücünde beklenen verimlilik artışının sağlanamamasından kaynaklanmaktadır."
Buna örnek olarak da 2015 yılında kuruma ait ocaklarda 3 işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan iş kazalarının üretim ayaklarında göçükler nedeniyle meydana geldiği gösterildi.
İşçi azaldıkça teklike artıyor
Üretim işçisinin daha da azalmasının iş güvenliği ve sağlığını daha da tehlikeye atacağı ifade edilen raporda şöyle denildi:
"Pano ayak üretim işçi sayısının giderek daha da azalması sonucunda mevcut durumun olumsuzluğu daha çok artacak, gelinen aşamada eksik işçi nedeniyle üretim yapılamaması bir yana, iş güvenliği açısından daha kritik bir eşiğe yaklaşılmasına neden olacaktır. Mevcut durumda en kısa sürede ağırlıklı olarak pano ayak üretim işçisi olmak üzere yeterli sayı ve nitelikte işçi temin edilemiyorsa, iş güvenliği açısından alınan ve alınacak riskler dikkate alınarak, çözüm üretilmesinde yarar görülmektedir. 2014-2017 arasında toplam 2 bin 696 personelin kurumdan ayrıldığı, 2018 yılsonu itibarıyla bin 288 işçinin, 2019 yılsonu itibarıyla bin 598 işçinin, 2020 yıl sonu itibarıyla 2 bin 397 işçinin daha emekliliğe hak kazanacağı görülmüştür."