Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Sayıştay raporlarına kurumun başkanı Metin Yener tarafından müdahale edildiğini yazdı. "Yeni başkanın son yayınlanan raporlara müdahale ettiği iddiası alabildiğine yaygın" diyen Öztürk, "Başkan Yener'in, iki danışmanı aracılığı ile Değerlendirme Kurulu raporlarından bazı bölümleri, başkanın isteği üzerine çıkarttırdığı belirtiliyor. Bu durum, Sayıştay üyeleri ve denetçilerini rahatsız etti" diye yazdı.
Öztürk, bugünkü köşe yazısında Sayıştay raporlarına dair süreci şöyle anlattı:
"Sayıştay denetçilerinin hazırladıkları raporlar kalite kontrol adı altında birçok süreçten geçerek son aşamaya geliyor. Sayıştay Kanunu'na göre en son geldiği yer Rapor Değerlendirme Kurulu'dur. Bu kurul deneyimli Sayıştay üyelerinden oluşuyor ve Rapora ilişkin son görüşü veriyor. Denetçiler, ortak akılla çıkan bu karara uygun raporlarına son şekli vererek TBMM'ye sunulmak üzere Sayıştay Başkanlığı'na veriyor. Sayıştay başkanının görevi bu raporları TBMM'ye sunmak. Sayıştay Kanunu bu raporlama sürecini net olarak tanımlamış. Sayıştay Başkanının, Rapor Değerlendirme Kurulu sonrası son şekli verilen bu raporlara müdahale yetkisi yok. Kanun bu yolu kapatmış. Bugüne kadarki teamülde bu yönde olmuş."
“Ama yeni gelişmeler raporlara müdahale edildiğini ortaya koyuyor” diye devam eden Öztürk, şunları söyledi:
"TBMM'nin Sayıştay Başkanlığı'na seçtiği kişi Cumhurbaşkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürü Metin Yener'dir. Saraydan gelmesi ona, “Ben başkanım, rapora son şekli veririm” yaklaşımı, diğer yargı kurumlarında olduğu gibi Sayıştay başkanına da verilmemiş. “Ben kendi genelgemle kendime bu yetkiyi veririm” demekle de böylesi bir yetkinin alınamayacağı açık. Yeni başkanın son yayınlanan raporlara müdahale ettiği iddiası alabildiğine yaygın. Başkan Yener'in, iki danışmanı aracılığı ile Değerlendirme Kurulu raporlarından bazı bölümleri, başkanın isteği üzerine çıkarttırdığı belirtiliyor. Bu durum, Sayıştay üyeleri ve denetçilerini rahatsız etti. Düşünün, Sayıştay denetçilerinin tüm süreçlerden geçmiş, usulsüzlük tespitleri son noktada bir kişinin iki dudağı arasında karara bağlanırsa o raporlardan memlekete hayır gelir mi? Yarın her bakan raporlarla ilgili ricada bulunup bunların raporlardan çıkarılmasını isterse denetimin en etkili ve son kalesi büyük darbe alır. Bu tutumun ne kamuoyu, ne TBMM nezdinde kabul görmeyeceği de açıktır. Dileriz, Sayıştay başkanı yayınlanan raporla, yayınlanması gereken raporlar arasındaki farkın hesabını, ileride vermek zorunda kalmaz. Zira her yetki, önce hukuki olmalı ve sorumluluk beraberinde kullanılmalıdır. Değiştirilen, müdahale edilerek sansürlenen raporların hangileri olduğu günü geldiğinde su yüzüne çıkar?"
Yazının tamamını okumak için tıklayın.