Okmeydanı Cemevi’nde cenaze beklerken polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden Uğur Kurt’un ölümünün üzerinden 40 gün geçtiği halde şüpheli polis memuru S.K.’nın ifadesi alınmadı. Polis S.K. hakkında soruşturma izni verilmesi için İstanbul Valiliği’ne başvuran Savcı Hasan Yılmaz’ın, ilgili yazısında, “Şüpheli polisin molotof atılmasına karşılık meşru müdafaa kapsamında ve saldırıyla orantılı hareket ettiğini” savunduğu belirlendi. Savcı Yılmaz’ın şüpheli polis hakkında TCK’nın 81. maddesine göre müebbet hapsi gerektiren “kasten cinayet” suçundan değil TCK’nın 85. maddesindeki “taksirle adam öldürme” iddiası ve iki yıldan altı yıla kadar hapis istemiyle soruşturma yürüttüğü bildirildi. Bu gelişme üzerine Kurt Ailesi’nin avukatı Turgut Kazan, “Bu ifade, ‘Soruşturmaya izin vermeyin’ demektir” diyerek, savcının değiştirilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe sundu.
İsmail Saymaz’ın Radikal’de yer alan haberine göre, Okmeydanı Cemevi’ne cenaze beklerken polisin açtığı ateş sonucu başından mermiyle vurulup hayatını kaybeden Uğur Kurt’un ölümünün üzerinden kırk gün geçti. Radikal’in ulaştığı bilgilere göre, Kurt’un vurulmasından üç gün sonra, 25 Mayıs’ta Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden gönderilen rapor savcılığa ulaştı. Raporda, Kurt’un öldüren merminin, polise ait 9x19 milimetre çapındaki ‘S.’ marka silahtan çıktığı ifade edildi. Bu silahın da, TEM Şubesi’nde görevli S.K.’ye ait olduğu saptandı.
Savcı Hasan Yılmaz, 30 Mayıs’ta İçişleri Bakanlığı’na başvurarak S.K. hakkında soruşturma izni istedi. Savcı Yılmaz, izin başvurusunda, “Polis S.K.’nin meşru müdafaa kapsamında ve saldırıyla orantılı şekilde ateş ettiği” yönünde ifade kullandı. Bunun üzerine Avukat Kazan, Savcı Yılmaz’ın dosyadan el çektirilip başka bir savcının atanması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe verdi.
Görevine devam eden Savcı Yılmaz, 11’i polis olmak üzere, tanıkların ifadelerini aldı. İfadesi alınan kimi polisler silah kullanmadıklarını belirtirken, kullananlar ise “havaya ateş ettiklerini” söyledi. Bu arada, İçişleri Bakanlığı’nca görevlendirilen müfettişlerin de halen şüpheli S.K.’nın ifadesini almadığı anlaşıldı. Avukat Turgut Kazan, savcının soruşturma izni için kullandığı ifadelerin kabul edilemeyeceğini, adeta “İzin verme” denildiğini ve dolayısıyla görevinden alınması gerektiğini kaydediyor.