Şanlıurfa Akçakale’de 12 yaşındaki kız öğrenciye cinsel istismarda bulunmakla suçlanan ilçe müftüsü Halil Bilik’in yargılandığı davada duruşma savcısı müftünün beraatini istedi. Çocuğun anlatımlarının tutarlı ve çelişkisiz olduğuna dikkat çeken Aile Bakanlığı ile mağdur çocuğun avukatları savcı mütalaasına tepki gösterdi.
BirGün'den Timur Soykan'ın
haberine göre; Şanlıurfa Akçakale Müftüsü Halil Bilik, ilçedeki bazı okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine ücretli öğretmen olarak giriyordu. Bir yıldır Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu’nda ‘Peygamber Efendimizin Hayatı Dersi’ne giren Halil Bilik, kız ve erkek öğrencileri ayrı sıralarda oturtmaya başlamıştı.
Rehber öğretmene anlattı, tutanak düzenlendi
19 Ekim 2023 günü 7. sınıf öğrencisi, 12 yaşındaki İpek (Çocuğun kimliğinin belli olmaması için ismini değiştirdik) rehber öğretmenin yanına gitti. İpek’in babası kamu görevlisiydi ve Akçakale’ye bir yıl önce tayini çıkmıştı. İpek bir yıldır eğitim gördüğü okulda başarılı bir öğrenciydi. O gün rehber öğretmene ilçe müftüsü de olan din öğretmeni Halil Bilik’in bir sınıfta ve okuldaki mescitte özel bölgelerine dokunduğunu, kendisini dudağından öptüğünü söyledi. Bu olay bir hafta önce yaşanmıştı.
Öğretmen bir tutanak düzenledi ve okul yönetimi polise haber verdi. Suçlamayı kabul etmeyen 4 çocuk babası ilçe müftüsü Halil Bilik, gözaltına alındı. İfadesinde “Ben kız ve erkek öğrencileri derste ayrı oturtan bir öğretmenim. Kız çocuğuna dokunmadım. Onu dersimdeki sınıf başkanlığından aldığım için bana iftira atıyor” dedi. Müftü cinsel istismar suçundan tutuklandı.
Okul mescidinde istismar
İpek, aynı gün Şanlıurfa Çocuk İzleme Merkezi’nde (ÇİM) beyanda bulundu, Halil Bilik’in önce sınıfta cinsel istismarda bulunduğunu daha sonra ‘Sana mescidi göstereyim’ dediğini anlattı. Kendisinin ‘Mescidi biliyorum, gitmek istemiyorum’ diye yanıt verdiğini ifade eden İpek “Ama öğretmen olduğu için onun dediğini yaptım” dedi. İpek mescitteki perdeyle ayrılmış kız öğrenciler bölümünde Halil Bilik’in kendisine cinsel istismarda bulunduğunu ifade etti. “Ben mescitten çıktıktan sonra arkamdan gelerek ‘Özür dilerim, bilerek olmadı, yanlışlıkla oldu’ dedi, bunu söylerken gülüyordu” diye konuştu.
Tanık öğrenci: Elleri titriyordu, ağlıyordu
İpek’in sınıf arkadaşı Fatma (İsmini değiştirdik) da tanık olarak ifade verdi ve şöyle konuştu:
“İpek’in elleri titriyordu, ağlayacak gibiydi. Birlikte lavaboya gittik. Yüzünü yıkadı. Ne olduğunu sordum. Bana ağlayarak ‘Ailene, arkadaşlarına, hiç kimseye söyleme. Biraz önce teneffüsteyken Halil Hoca beni mescide götürdü. Öptü, saçımı okşadı, üniformamı katladı. Ben çok rahatsız oldum. Zil çalınca koşarak sınıfa çıktım’ dedi. Ben durumu ailesine anlatmasını söyledim. ‘Tamam’ dedi. Sonra derse girdik. Bilim Uygulama dersiydi. İpek kötü oldu. Şevket öğretmen “Neyin var” diye sordu. İpek “Nefesim daralıyor” dedi. Öğretmen ‘İstersen kütüphaneye gidebilirsin, bir arkadaşını da alabilirsin’ dedi. İkimiz birlikte kütüphaneye gittik. Sürekli ‘Ne yapacağım, aileme nasıl söyleyeceğim’ deyip durdu. Zil çaldı, sınıfa geri dönecektik ancak Halil Hoca kütüphanenin önünden geçti. Bunun üzerine İpek yüzünü kapatıp ağlamaya başladı… Dün yine Halil öğretmenin dersi vardı. İpek derse giremedi, sabahtan rehber öğretmenin yanına gitmişti.”
"Çelişki yok"
Rehber öğretmen ve İpek’in diğer öğretmenleri, çocuğun ifadelerinin tutarlı, çelişkisiz olduğunu anlattı. İpek’in çok başarılı ve akıllı bir öğrenci olduğunu söylediler.
İpek’in annesi de kızının moralinin bir haftadır çok bozuk olduğunu ve okula gitmek istemediğini, okula gitmeye korktuğunu anlattı. Israrlarına karşın kızının sorunu anlatmadığını ifade eden anne olayı rehber öğretmenden öğrendiklerini söyledi.
Hakimden "Neden bağırmadın" sorusu
Davanın ilk duruşması 27 Mart 2024’te Şanlıurfa 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bu davada cinsel istismar mağduru çocuk için işkenceye dönüştü. Mahkeme başkanı duruşmada pedagog eşliğinde ifade veren İpek’e şu soruları yöneltti:
“Beni mescide zorla götürdü dedin ya nasıl zorla götürdü… Olayı neden bir hafta anlatmadın… Peki mescitte olan olaylar sırasında neden bağırmadın…”
İpek, Halil Bilik çok ısrar ettiği için ve öğretmen olmasından dolayı mescitte gitmek zorunda kaldığını anlattı. Halil Bilik’in bir hafta sonra dersi olduğu ve derse giremediği için rehber öğretmene giderek yaşadıklarını anlattığını söyledi. ‘Neden bağırmadın’ sorusuna ise “Böyle bir olay daha önce yaşamadığım için bir bilgim yoktu, bana sadece tuhaf gelmişti, bilmiyorum” diye yanıt verdi.
Cezaevinden çıktı
Pedagog bilirkişi de duruşmada beyanda bulundu ve şöyle dedi:
“Mağdur ile görüştüm. Benim kanaatime göre; mağdurun beyanlarına itibar edilebilir. Mağdurda zaman ve mekan algısı gelişmiştir.”
Sanık avukatları ise okulun teneffüste kalabalık olduğunu ve Halil Bilik’in istismarda bulunsa bunu öğrencilerin göreceğini savundu. Ancak teneffüslerde öğrenciler bahçeye çıkarılıyordu ve olay anında sınıfta sadece arka sırada oturan bir öğrenci vardı. O da öğretmenin İpek’e dokunduğunu görmediğini söyledi. Mescitte ise perdenin diğer tarafından erkek bir öğrenci namaz kılıyordu.
İpek’in annesi duruşmada “Kızım sanığın tahliye olmasından korkmaktadır” diye konuştu.
Duruşma günü Akçakale’deki imamlar, müftüye destek olmak için Şanlıurfa Adliyesi önüne gelmişti. Mahkeme heyeti, Halil Bilik’in tahliyesine karar verdi. Böylece sanık müftü, 5 ay tutukluluktan sonra cezaevinden çıktı.
Savcı delil yetersizliğinden beraat istedi
Davanın 4 Aralık 2024’te görülen dördüncü duruşmasında savcı mütalaasını açıkladı. Savcı “Sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve mahkumiyete yeter delil elde edilememesi nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi kamu adına talep olunur” şeklinde mütalaa verdi. Savcı’nın, Halil Bilik’in beraatini istemesi mağdur avukatı ile davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatını şoke etti.
"Suç sabit"
Bakanlık avukatı, mahkemeye sunduğu dilekçede şunları ifade etti:
“Tüm dosya kapsamına bakıldığında; mağdur beyanları ve dolaylı tanıkların ilk ifadeleri gereğince sanığın üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği sabittir. İstismar mağduru çocuk, babasının kamu görevlisi olması sebebiyle Akçakale ilçesine geçici olarak yerleşmiştir. 12 yaşındaki çocuğun iftira atmasını gerektirecek herhangi bir durum söz konusu olmadığı gibi, iki aile arasında husumet de bulunmamaktadır… Mütalaada somut ve yeterli delil olmaması sebebiyle sanığın beraati istenmiştir. Mağdurun beyanları esas alınmamıştır. İstismar suçları vasfı gereği doğrudan tanıklığa müsait değildir. Mağdurun beyanları o sebeple yeterli delil niteliğindedir.”
Şanlıurfa 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma savcısının beraat istediği davada bugün karar vermesi bekleniyor.