Dünya

Savaş bölgelerindeki hayvanların hayatını kurtarmak için kendi hayatını tehlikeye atan veteriner: Amir Khalil

"Kafama silah dayadıklarında şimdi zamanı değil diye düşündüm"

12 Kasım 2018 18:22

Veteriner Amir Khalil, savaş bölgelerindeki hayvanların hayatlarını kurmak için kendi hayatını tehlikeye atıyor.  Khan Yunis Hayvanat Bahçesi için, “Bir korku filmi gibiydi” diyen Khalil, "Onları dışarı çıkarmamız için bize bağlılar. Konuşamıyorlar, politik bir gündemleri yok ama umut getirirler" diyor.

Selen Adıgüzel'in telegraph.co.uk/news’ten yaptığı Evrensel'deki çevirisi şöyle:

Hayvanat bahçesi hayvanları havaalanlarında nadiren görülür, ancak Ürdün’deki Kraliçe Alia Uluslararası Havalimanı geliş alanlarında ‘tuhaf’ görüntüler dikkat çekiyor. 11 Nisan’da, Irak’ta Musul hayvanat bahçesinden sağ kurtulan Lula adındaki ayı ve Simba adlı aslanı taşıyan bir uçak geldi. Musul’u IŞİD’ten kurtarmak için verilen mücadele süresince 40’tan fazla hayvan açlıktan veya kurşun ve patlamalardan dolayı öldü.

Simba ve Lula kurtarıldıklarında, yaralanmış, zayıflamış ve derin bir travmaya girmişlerdi. Simba’nın sığınağını terk etmesi ve yeni evini keşfetmesi iki hafta aldı. Daha sonra, 10 Ağustos günü, havalimanı personeli, Halep’in hemen dışındaki bir hayvanat bahçesi olan Magic World’den beş aslan, iki kaplan, iki ayı, iki sırtlan ve iki husky köpeği ağırladı. Hayvanat bahçesinde yaklaşık 110 hayvan öldü, bekçiler ortada yoktu, barınaklar pislik ve havan kabuklarıyla doluydu ve savaşın yük edemediği birkaç canlı her saat daha da kötüleşiyordu.

Khalil'in hayvanları kurtarma operasyonu

Bu hayvanların Ürdün’e güvenli bir şekilde ulaşması, Avusturya’da yaşayan bir hayvan kurtarma örgütü olan Four Paws (Dört Pati) için çalışan Veteriner Amir Khalil’nin bir için bir operasyondu. Hayvanların kurtarılması, maliyetli ve tehlikeliydi. IŞİD’in bir intihar bombacısı, Musul’daki hayvanat bahçesinin dışında kendini havaya uçurdu. Bu da Simba ve Lula’yı kurtarmak için giden Khalil’i, burayı terk etmeye zorladı. Hayvanları Halep’ten çıkarmak, isyancılar, hükümet ve el Kaide’nin elinde bulunan topraklardan geçmek anlamına geliyordu.

Birkaç hayvan için bu kadar çaba neden?

Makineli tüfek ateşi ve kontrol noktalarında hayvanları almak için sürekli olarak denemeye (ve başarısızlığa) neden olan sonsuz bir bürokrasi vardı. Son yıllarda savaşın insani maliyeti hakkında çok şey duyduk: Suriye’de 400 bin kişi öldü; sadece Musul’da yaklaşık 40 bin sivil can kaybı vardı. Birkaç hayvan için neden bu kadar çaba harcanır?

"İnsanlar kaçma seçeneğine sahipler, ancak hayvanat bahçesindeki hayvanların bu seçeneği yok” diyor Khalil. Ve evet, elbette, insanların derin ıstırapları var ama hayvanlar da bizi düşündürmeli. Khalil, “Hayvanları bu yerlere getiren insanlardı” diyor ve ekliyor:

“Onları dışarı çıkarmamız için bize bağlılar. Konuşamıyorlar, politik bir gündemleri yok ama umut getirirler.”

"Khan Yunis Hayvanat Bahçesi korku filmi gibiydi"

The New Hope Centre (Yeni Umut Merkezi), Amman’ın eteklerinde huzurlu bir vadide yer alıyor. Köpekler yolda uyuyor, incir ve zeytin ağaçları ve temiz çitlerin önünde kırmızı çiçekler var. Her şey gölgeli, yumuşak, iyi huylu. Uzakta, hayvan barınakları var. Four Paws ve Prenses Alia Vakfı (PAF) tarafından işletilen merkez, Ürdün’deki “özel” hayvanat bahçeleri tarafından el konulan ve kötü davranılan, dar alanlarda tutulan hayvanlar için bir sığınak olarak kuruldu. Ürdün aynı zamanda evcil hayvan olarak satılan vahşi hayvanların yasa dışı ticareti için de ana yol durumunda.

Merkezde şu an maymunlar, kerkenezler ve bir baykuş var (daha önce, aslan yavruları ve beş adet kirpi kurtarılarak getirilmişti). 6 metreden uzun bir pitonun yaşadığı bir bölüm de var. Dışarıda, dünyanın en kötü hayvanat bahçesinden (2015 yılında Four Paws tarafından kapatılan Gazze sınırındaki Khan Yunis Hayvanat Bahçesi) kurtarılan dev bir kaplumbağa yaşıyor. Canlıların kirli kafeslerde aç bırakıldığı ve ölenlerin, mumyalanarak yaşayanların yanında sergilendiği Khan Yunis Hayvanat Bahçesi için, “Bir korku filmi gibiydi” diyor Khalil.

Ekim ayında tanıştığımız Khalil, Lula ve Simba’yı değerlendirmek için burada. Nisan ayından beri tedavi ve rehabilitasyon için burada bulunuyorlar ve şu anda bir sonraki aşamaya hazırlar: Ya Al Ma’wa (Ceraş yakınlarında kuzeye doğru 1 saat mesafede olan ve Four Paws ve PAF tarafından yönetilen yeni bir barınak) ya da daha uzak bir bölgeye götürülecekler. Four Paws dünya çapında 10 barınağa sahip.

"Simba, annesinin cesediyle yaşadı"

Khalil bana Simba’yı ilk gördüğünde çektiği fotoğrafı gösterdi. Üç yaşındaki vücudu, içerisinde dönmeye zar zor yetecek kadar büyük bir kafes içinde duruyordu. Simba’nın güçsüz babası, annesi tarafından kendisi ve Simba’ya yiyecek sağlamak için öldürülmüş. Fakat kısa bir süre sonra annesi de ölmüş ve Simba’nın kafesinin önünde cesedinin rahatsız edici bir görüntüsü vardı.

Kafesteki döküntü, kendi atıklarını, hayvan ölülerini içeriyordu; plastik şişeler ve çöpler de vardı. 60 gün boyunca savaş, mermi sesleri ve patlamalar arasında kaldı. Hayvanlar, insanlardan daha iyi duyuyor ve koku alıyor. Biz bir savaşın olduğunu anlayabiliriz ancak hayvanlar patlamaları duyarlar ve füzelerden gelen tozu alırlar ama ne olduğunu bilemezler.

Hayvan barınaklarına giden bir yoldan aşağı iniyoruz. Simba yükseltilmiş ahşap bir platformda muazzam bir şekilde oturuyor. Aşağı atlıyor ve dolanıyor. Köpeklerle arkadaşlık kurmuş ve en sevdiği oyuncak, boynuna bir kolye gibi taktığı veya çiğnediği büyük bir lastik.

İki yavrusunu açlıktan ve stresten yemiş

Yürürken, Khalil’e göre, ‘kibar’ ve ‘nazik’ olan Suriyeli boz ayı Lula’yla karşılaşıyoruz. Khalil onun daha fazla kilo alması gerektiğini açıklıyor. Zayıf, susuz kalmış ve iki yavrusunu açlıktan ve stresten yemiş. “Korkmuştu ve iyi beslenmedi, iyi sütü yoktu ve o bir anneydi, onları koruyamayacağını biliyordu. Baskı altındaki hayvanlar bunu yapıyor” diyor Khalil. Lula şimdi geniş barınağında patlıcan, nar, üzüm ve armut yiyerek tepecik ve ağaçlardan oluşan manzarayı seyrederken, eski hayatını geride bıraktığını sanıyor veya böyle düşündüğünü ümit ediyoruz.

"Kafama silah dayadıklarında şimdi zamanı değil diye düşündüm"

Amir Khalil, Mısır’da doğmuş, 27 yıldır Viyana’da yaşıyor. Antik Mısır dili de dahil olmak üzere altı dil konuşuyor. Son 25 yıl boyunca Four Paws için çalışan Khalil, proje geliştirme ve hızlı müdahale birimi yöneticisi olarak görev yapıyor.

Khalil’in tamamladığı görevler arasında Bulgaristan’da dans eden ayılar ve Zimbabve’de safaride turist taşımacılığına zorlanmış filler var. Kosova ve Kenya’da kafasına silah dayanan Khalil, “Dürüst olmak gerekirse, gerçekten korkmadım. ‘Şimdi benim zamanım değil’ diye düşündüm” diyor. Hollanda’daki Four Paws’ta hayvan bakıcılığı yapan Juno Van Zon, onun için “Asla pes etmiyor” diyor, “Bu duygu türü bulaşıcıdır.”

"Onları sebze gibi gösterdik"

Ekim 2016’da Musul’dan IŞİD’i çıkarmaya yönelik mücadele başladığında, Four Paws’ın Facebook sayfasında mesajlar görünmeye başladı. Yerli halk, “Lütfen yardım edin” diyordu.

Şubat ayında Khalil, lojistiği incelemek için Erbil’e gitti. Irak kuvvetleri kısa süre önce Musul’un doğu yarısını kurtarmıştı; ön hat batıya taşınmış, ancak doğuda hâlâ pusucular ve el yapımı patlayıcı riski vardı ve Musul yolu kesilmişti.

“İnsani yardım haricinde kimsenin girmesine izin verilmedi” diyor Khalil. Rotasını çizen, geçeceği kontrol noktalarını belirleyen, askeri izin alan Khalil, bir güvenlik görevlisi, bir sürücü ve bir araba kiraladı. Ertesi gün hayvanat bahçesine doğru yola çıktı. Moloz, kırık kafesler, mermiler buldu. Khalil, Simba’yı incelemek için onu sakinleştirmek üzereyken bir intihar bombacısı kendini patlattı. Khalil hemen oradan çıkarıldı. Viyana’ya geri döndü, ama geri dönene kadar hayvanlara bakmaları için dört yerliye para ve ilaç bıraktı. Four Paws merkez binasında, Erbil’e kaçan hayvanat bahçesi sahibi Mohammed Shabbaan ile temas kurdu.

Khalil, Erbil’de iki kafes inşa etmek için bir müteahhit görevlendirdi ve bir güvenlik şirketi ile anlaşarak Erbil’e döndü. Dört gün sonra, saat sabah 5’te, Four Paws’tan beş kişilik bir ekip, üç zırhlı araç ve hayvan dolu kamyonla buradan ayrıldı. Musul hayvanat bahçesine vardıklarında, “’Biz hayvanların sahipleriyiz’ diyerek para talep edenler oldu.

Khalil, hayvanat bahçesinin iki girişini kapatmak için güvenlik emri verdi. Lula ve Simba yatışmıştı, seyahat için hazırlardı ve kamyona yüklendiler. Konvoy, şehir dışına çıkarıldı. Sadece, Kürdistan sınırından önceki son kontrol noktasında durduruldu. Erbil altı mil uzaktaydı. Iraklı yetkililer, belgelerin eksik olduğunu söyleyerek hayvanların hayvanat bahçesine geri gönderilmesini emrettiler.

Khalil, 30 Mart’ta bir girişimde daha bulundu ve sınırda tekrar engellendi. “Musul’dan yaklaşık 28 km uzaktaydık ve yiyecek bulmak bizim için kolay olmadı” diye devam ediyor Khalil. Kısa bir süre sonra, Musul Hayvanat Bahçesi’ne boş bir kamyon getirildi ve Simba ve Lula gemiye yüklendi. Bu sefer kontrol noktasında problem yaşamayan Khalil, Scarlet Pimpernel’in Paris’ten aristokratları kaçırması gibi, “Onları sebze gibi gösterdik” diyor.