T24- Hafta Sonu dergisine konuşan Burcu Güneş, “Birilerine beğendirilmek için yapılıyorsa şarkılar, o zaman botokslu kadınlar gibi oluyor. Orijinallik kayboluyor” dedi.
Burcu Güneş'in Haftasonu dergisindeki röportajı şöyle;
Oflaya Oflaya’nın başarısını alkışlıyoruz...
Farkın fark edilmesi hoş ve moral verici. Bir sanatçı yaptığı işten keyif alıyorsa, yüreğiyle okuyorsa şarkılarını, karşısındaki topluluk inanılmaz büyüyor. Ama birilerine beğendirilmek için yapılıyorsa şarkılar, o zaman botokslu kadınlar gibi oluyorlar. Sonuçta sesler de, şarkılar da, tıpkı botokslu kadınlarda olduğu gibi birbirlerine benziyor. Orijinalite kayboluyor. Çoğu kişi şarkıyı dinlerken “Yahu bu kimdi acaba?” diyor. Oysa ne olursa olsun, hangi meslekten olursa olsun, insan önce kendi keyif almalı. Aksi halde her şey birbirine benziyor.
Yeni albüm için belli bir tarih var mı?
Biz şubat dedik ama belki ilkbahar olabilir. Biz ‘Oflaya Oflaya’nın söz ve müziklerini yapan Eflatun’la bir şarkılık düet yaptık. O da önümüzdeki günlerde müzik marketlerdeki yerini ‘Çıkmaz Sokaklar’ adlı bir single olarak alacak.
Yeni albümde yer alacak şarkıları konuşalım mı? Bizleri nasıl şarkılar bekliyor?
Benim duru sesimin ortaya çıkacağı, daha akustik şarkılara ağırlık veriyoruz. ‘Oflaya Oflaya’ şarkısını sevenler benim duru sesime bayıldılar. Ve ben bugüne kadar şarkıların aranjeleriyle sesimi örtmüşüm. Yıllardır o kadar albüm hazırlamışım ama duyguları tam hissettirememişim. Hep sesimin üzeri örtülmüş. Evet, her gün yeni şeyler öğreniyoruz.
Yorumculuğunuz dışında besteler ve şarkı sözleriniz de var. O şarkılardan bazılarını yeni albümde dinleyebilecek miyiz?
Açıkça öyle bir planlama yapmıyorum. İlle de kendi şarkımı albüme alayım takıntılarım da yok. Hayatımın bu döneminde her türlü takıntıyı bıraktım artık. O bestecilik ve söz yazarlığı içine gömülüp gitmeye hakkım yok. Çünkü benim sesimden şarkılar dinlemek isteyenlere haksızlık ettiğimi hissettim. Ben insanlarla iletişim halinde olmak istiyorum. Bestelere kapanınca konserlerimi bile ihmal ettiğimin farkına vardım. Benim önceliğim şarkı söylemektir. Kalan zamanım olursa tabii besteler yapacağım. Çünkü yorumcuya ekstra bir değer katan bestelerdir. Ancak sinerji de önemli. Örneğin Eflatun’la buluşmamla birlikte doğru enerjiler ortaya çıktı.
Mesaj veren şarkılar
Yılbaşında Uludağ’da kayak yaptınız, daha önce Kaçkarlar’a Çamlıhemşin’e gitttiğinizi söylemiştiniz. Doğayı seviyorsunuz...
Ben Karadeniz tutkunuyum. Karadeniz’i pek çok Karadenizli’den daha iyi bilirim.
Tarkan, ‘Entelköy Efeköy’e Karşı’ adlı sinema filminde Aşık Veysel’in ‘Kara Toprak’ türküsünü okuyarak doğadan yana destek verdi. Siz de bu tarz film ya da belgesellere destek oluyor musunuz?
Uzun yıllardır sosyal sorumluluk projelerinin her türlüsünde ön saflarda yer aldım. Bundan sonra daha çok doğaya sahip çıkan projelerde yer almayı hedefliyorum. Bundan böyle bu mesajları veren şarkılar da söyleyebilirim. Ömrümün sonuna kadar bu konuda mücadele edeceğim. Bundan sonra her sosyal sorumluluk projesinin arkasında olmayacağım. O işleri genç arkadaşlar yapsın artık. Ben çok daha özel projelerde yer almak istiyorum.
Bu arada sizin sürekli ertelediğiniz oyunculuk konusu da var. Mesela bir sit-com’da oynamayı çok istiyordunuz.
Oyunculuk konusuna da iyice yaklaştım, hissediyorum. İnşallah Gülse Birsel ile Beyaz’ın dizisine çağırırlar ve ben de koşa koşa gider oynarım.
Biraz da müzik dışındaki hayatınızı konuşalım. Paparazzilere yakalanmayışınızın özel bir formülü mü var?
Kaçma, kovalama olmayınca da manşetlere çıkmıyorum. Neysem oyum ben. Doğallık ve samimiyet benim hayatımın her alanına hakimdir. Zaten doğal olmayan ortamlardan anında toz olurum.