-ŞANDIR: KIYAMETİN BİR ADIM ÖNCESİNDEYİZ TBMM (A.A) - 26.12.2010 - MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, bugün özerklik kongreleri düzenleniyor, paralel bir devlet yapısı önerilebiliyorsa, gelinen noktanın ''kıyametin bir adım öncesi'' olduğunu söyledi. 2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinin son gününde MHP Grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, bütçe görüşmelerinin ''şekil şartının ötesine geçemediğini, görüşmelerin sıradanlaştırıldığını'' savundu. Bin yıldır kardeş olan milletin ayrıştırılmaya çalışıldığını, AK Parti'nin de bu projelere ''taşeronluk yaptığını'' ileri süren Şandır, ''Türkiye'nin temel sorunu; teslimiyetçi politikalar tarafından yönetiliyor olmasıdır'' dedi. Bütçe tasarısının topluma heyecan vermediğini, 2002'de olan sorunların hepsinin bugün de devam ettiğini savunan Şandır, ''Hangi sorunu kesin çözüme kavuşturdunuz, insanımızın hayatında iyiden güzelden yana 8 senede ne değişti?'' diye sordu. Şandır, ''Tüm bu anlattıklarınız, işsizliği, yoksulluğu çözmüyorsa, yasakları ortadan kaldırmıyorsa kandırmacadır, göz boyamadır'' ifadesini kullandı. ''Türkiye'nin kötü yönetildiğini, AK Parti'nin Türkiye'yi çok tehlikeli bir sürece götürdüğünü'' ileri süren Şandır, şöyle devam etti: ''Türkiye önemli riskler altına atıldı, stratejik yanlışlar yapıldı. Uygulanan ekonomik politikalarla Türkiye'yi üretimden uzaklaştırdınız. 'Büyüdük, kalkındık' diye övünmenizin halk nezdinde hiçbir karşılığı bulunmamaktadır. Millet işsizlikten kırılmaktadır. Türkiye'yi, özel sektörü, kamu ve vatandaşlarımızı taşıyamayacakları bir yükün altına attınız, borçlandırdınız. Özelleştirmenin yabancılaşmaya döndüğünün bile farkında değilsiniz. Ne kadar stratejik kuruluşumuz varsa yabancılara sattınız. Biz bugünün dününü yaşadık. Dün yaşananların sonunda maalesef devletimiz yıkıldı. Bu süreç durdurulamazsa ülkemiz hızla Osmanlı'nın son dönemindeki Düyun-u Umumiye'ye doğru ilerlemektedir.'' -''YANLIŞ YAPTINIZ, GELECEĞİ ÖNGÖREMEDİNİZ'' Mehmet Şandır, Türkiye'de bir kimlik sorunu oluşturulduğunu savunarak, ''Türk milletini 'alt kimlik, üst kimlik, Türkiyelilik' adı altında ayrıştıran bir sürece soktunuz'' dedi. ''demokratik açılım'' sürecinin şimdi ''demokratik özerklik adı altında özerk Kürdistan projeleriyle ülkenin etnik temelde ayrışması ve bölünmesi taleplerine dönüştüğünü'' ileri süren Şandır, ''Yanlış yaptınız, geleceği öngöremediniz'' diye konuştu. Şandır, şunları söyledi: ''PKK sizin davetinizi kabul etti, dağdan şehre indi, 'KCK' oldu, 'Demokratik Toplum Kongresi' oldu ve siyaset yapıyor. İki dilli bir sosyal hayatı, öz savunma gücünü, yerel parlamentoyu, yerel yargıyı, ayrı bayrağı, ayrı yönetimi öneriyor, kabul edecek misiniz? Siz davet ettiniz şimdi siyaset yapıyorlar, ayrışmayı, ayrı kimliği konuşuyorlar, kabul edecek misiniz? Devlet İmralı canisiyle görüşüyor, isteklerini kabul edecek misiniz? Etmediğiniz takdirde ne yapacağı gazetelere yansıdı. 'Cumhurbaşkanınızı öldürürüz' diye tehdit ediyor, farkında mısınız? 'Çok kan akar savaş çıkar bu savaşta da kimlerin öleceği belli değil' diye sizi tehdit ediyor, Türkiye'yi tehdit ediyor. Bu sürecin başlangıcı Sayın Başbakan'ın 2005'te yaptığı Diyarbakır konuşmasıdır ve AKP iktidarının yaklaşımlarıdır. Bu sonuçlarından Sayın Başbakan sorumludur. Türk toplumunu cam kırığı yığını haline getirdiniz.'' ''Ne oldu Sayın Başbakan, bugün birliğimiz dünden daha mı güçlü?'' sorusunu yönelten Şandır, ''Kalkıp BDP'nin, KCK'nın yaptıklarından şikayet etme hakkınız yok. Bu süreci siz başlattınız. Bugün bu Meclis'te birileri 'Kürt coğrafyası, Kürt halkı' sözünü meydan okuma üslubuyla söyleyebiliyorsa, bir başkası 'bin yıllık kardeşlik bitti, yeni bir eşikteyiz' diyebiliyorsa, özerklik kongreleri düzenleniyor, paralel bir devlet yapısı önerilebiliyorsa, gelinen nokta, kıyametin bir adım öncesidir'' diye konuştu. Şandır, Türkiye'nin ''Kürt sorunu değil Kürtçülük, bölücülük sorunu'' olduğunu belirterek, ''MHP var olduğu sürece ne bir tek insanımızdan ne bir tek çakıl taşımızdan vazgeçmeyiz'' dedi. Şandır, bu bütçe tasarısının AK Parti'nin ''son bütçe tasarısı'' olduğunu savundu. -''SEN NEYMİŞSİN BE ABİ''- MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AK Parti kadar iktidarda kalan bir partinin programlarındaki hedeflere ulaşmış olması gerektiğini belirterek, ''Ancak AKP, programına yaklaşmak bir yana bu programdan uzaklaşmıştır'' dedi. 57. Hükümet döneminde yapılan bazı çalışmaları anlatan Vural, ''1990'lı yılları unutanlar bugün 'bankacılık krizi yok' diyorlar. O gün tedbir alınmasaydı bugün banka mı kalırdı?'' diye sordu. Geçmişte yapılan hizmetlerin gözardı edildiğini savunan Vural, şöyle dedi: ''Sanırsınız ki AKP'den önce Türkiye'de yol, su, elektrik, hastane, okul yoktu. Bütçe konuşmalarında yaptıklarını anlatırken 'üç, beş tane koyun güdemeyenler bu ülkeyi yönetemez, işlerden anlamaz' diyerek bir de daha önce hizmet yapmış olanlara dil uzatılabilmiştir. Bu zihniyet bana bir şarkı sözünü hatırlatıyor; 'Peki peki anladık, her şeyi bilirsin, her şeyden sen anlarsın, sen neymişsin be abi...'' Milleti ''göbeğini kaşıyan adam'' olarak görenlere, millete hizmeti koyun gütmekle özdeşleştirenlere hak ettiği cevabı vereceklerini dile getiren Vural, ''Başbakan uçurumdan atlarsa biz de peşinden atlarız' diyen zihniyete ancak koyun gütmeyi ve güdülmeyi bilir. Eğer koyun gütmek mahdumlarını gemi sahibi kılmaksa biz bunu bilmeyiz. Eğer koyun gütmek Ofer ile görüşüp yüzde 14,75 hisseyi gece yarısı operasyonlarıyla satmaksa, evet biz koyun gütmesini bilmeyiz. Telekom özelleştirilmeden önce Hariri ile görüşüp onu ortak yapmaksa, biz koyun gütmesini bilmeyiz'' diye konuştu. -''MİLLİYETÇİLİK ANDIMIZI TARTIŞMAYA AÇMAK DEĞİLDİR''- Oktay Vural, Başbakan'ın bütçe görüşmelerinin başında yaptığı konuşmada milliyetçilikten bahsetmesini olumlu bulduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sayın Başbakan'ın, AKP'nin milliyetçilik ile ilgili uygulamalarını dikkate aldığımız zaman bu dersten sınıftan kaldığını artık herkesin anlamış olduğunu bilmesi gerekir. Milli kültürü üst değer olarak görmezseniz milli kültürü nasıl yaşatacaksınız? Bizi biz yapan değerleri sorgulayıp 'ezber bozuyoruz' demek değildir milliyetçilik. Cumhuriyetin başına numara koymak milliyetçilik değildir. Bin yıllık kardeşliğimizi, tarihimizi, kimliğimizi sorgulamak değildir. Milliyetçilik, Türkiyelilik değildir. Türklüğümüzü, Müslümanlığımızı sorgulamak değildir. Ecdadımızın etnik temizlik yaptığını söylemek değildir. 'Milliyetçilik okul yaptırmaktır' diyor Sayın Başbakan, doğrudur ama milliyetçilik okullarda andımızı, İstiklal Marşımızı tartışmaya açmak değildir. Okullarda çok kültürlü, çok kimlikliliği aşılamak değildir. Başörtüsü sorununu seçim yatırımı olarak seçim sonrasına erteleyip ondan siyasi rant elde etmek istemek milliyetçilik değildir. 'Milliyetçilik adaleti vatandaşın ayağına ulaştırmaktır' diyor Sayın Başbakan ama adaleti ayaklar altına almak değildir milliyetçilik.''