Gündem

Sanayiciye elektrik indirimi yapıldı, kayıp ve kaçak bedeli vatandaşa yüklendi

Konut kullanıcıları TRT payı ödemeye de devam edecek

01 Temmuz 2017 19:47

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş.’nin (TETAŞ) 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olacak elektrik fiyatı tarifesinde, kayıp ve kaçak bedeli ile TRT payının yalnızca dağıtım şirketleri ve sanayiciler için kaldırıldığını söyleyerek, bu kalemlerin vatandaşlar tarafından karşılanmak zorunda olduğunu ifade etti. 

Konuyla ilgili açıklama yayınlayan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), “Elektrikte dağıtım şirketlerinin fonlandığı, sanayicilerin kullandığı, faturanın ise doğrudan ve dolaylı yöntemlerle vatandaşlara yıkıldığı TETAŞ ve TRT payı düzenlemeleriyle kurgulanan sistem vatandaşlara katmerli yük olarak geri dönüyor” dedi.

EMO, Üretim Reform Paketi’nin onaylanması durumunda, elektrik faturalarından kesilen TRT payının sanayiciler için kaldırılacağını ancak vatandaşların ödemeye devam edeceklerini belirterek şunları ifade etti:

“Faturalarda gizlenip vatandaşların dava açma hakları da ellerinden alınırken, dağıtım şirketlerinin sürekli yükseltilen hedefleri doğrultusunda tahsilata devam ettikleri kayıp ve kaçak enerjinin TETAŞ üzerinden fonlandığı bu düzende, genel aydınlatma bedeli adı altında da kamu üzerinden dağıtım şirketlerine kaynak aktarımı yapılıyor. TBMM’de kabul edilen Üretim Reform Paketi’nin onaylanması durumunda elektrik faturalarından kesilen TRT payı sanayiciler için kaldırılırken, yurttaşlar ödemeye devam edecekler. Yurttaşlar elektrik faturaları üzerinden TRT payı ödemekle de kalmayacak; bilgisayar, cep telefonu ve her türlü yayın alan teknolojik ihtiyaçları için yapacakları harcamalarda da TRT’ye bandrol ödeyecekler.”

“Dağıtım şirketlerinin ödediği bedel düştü, kullanıcıların tarifesine yansıtılmadı”

EMO açıklamasında, TETAŞ’ın tarifesine göre 2016 ve 2017 arasındaki elektrik satış fiyatı farklarına dair verilere yer verdi:

“TETAŞ’ın Ekim 2016 tarifesinde 14.80 kuruş olan elektrik satış fiyatı, 1 Ocak 2017’den itibaren genel aydınlatma amaçlı kullanımlar için 19.15 kuruş, kayıp ve kaçak enerji tüketimi için de 16.2 kuruşa çıkarılmıştı. Aydınlatma ile kayıp ve kaçak için gerekli enerjiyi TETAŞ’tan satın almak zorunda olan dağıtım şirketlerine kayıp ve kaçak için yapılacak enerji satışında düşük tutulan bedel, kamu tarafından ödenen aydınlatma için yüksek belirlenmişti. Bu uygulama TETAŞ’ın 1 Nisan ve bugünden itibaren geçerli olacak yeni tarifesinde korundu. Nisan ayından beri kayıp ve kaçak enerji için 16 kuruş, aydınlatma için 19.1 kuruştan satış yapan TETAŞ’ın cüzi fiyat indirimine paralel olarak kullanıcılara kesilen nihai tarifede genel aydınlatma bedeli 19.6047 kuruştan 19.5580 kuruşa indirilerek aydınlatma bedeliyle eşit hale getirilmişti. Bugünden itibaren geçerli olacak yeni tarifede genel aydınlatma bedelini aynı düzeyde tutan TETAŞ kayıp ve kaçak enerji için yaptığı satışa uyguladığı fiyatı 16 kuruştan 15.65 kuruşa indirdi. TETAŞ’ın yaptığı indirim bu kez hiçbir kaleme yansıtılmayarak dağıtım şirketlerine bırakıldı. TETAŞ’ın yaklaşık olarak yıllık 100 milyar kilovat saat satış yaptığı düşünüldüğünde; 6 aylık dönemde dağıtım şirketlerinin satın alırken ödedikleri enerji bedeli 187.5 milyon TL düşmesine rağmen kullanıcıların tarifelerine yansıtılmamış oldu.”

“Sanayiciler için TRT payı kalkıyor, yük yurttaşların sırtında”

İktidarın dağıtım şirketlerini kamu kaynaklarıyla beslediğini belirten EMO, iktidarın sesi olan TRT’ye dolaylı vergi uygulamasıyla vatandaşların kaynak aktarımını zorunlu tuttuğunu belirtti:

“Diğer yandan 18 Haziran’da TBMM’de kabul edilen Üretim Reform Paketi ile sanayiciler için elektrik faturalarında uygulanan TRT payı kaldırılıyor. Böylece hem sanayicilerin hem de dağıtım şirketlerinin taleplerini yerine getiren iktidar, konut kullanıcılarının TRT payı ödemesini devam ettirerek yükü yurttaşların sırtında bırakmış oluyor. Eşitlik ilkesine aykırı olan bu uygulamanın yanında Üretim Reform Paketi’ndeki bir başka düzenlemeyle yurttaşların sırtındaki yük daha da ağırlaştırılıyor. Bu düzenlemeyle cep telefonları, bilgisayar, tablet, televizyon alıcıları ile taşıtlardaki radyo ve televizyon alıcı cihazları için TRT’ye gelir aktarmak üzere bandrol uygulaması yasal hale getiriliyor.

Dağıtım şirketlerini kamu kaynaklarıyla besleyen iktidar, yine bir tür dolaylı vergi uygulamasıyla iktidarın sesi haline getirilen TRT’ye, yurttaşların teknolojik ihtiyaçlarını karşılarken kaynak aktarımını zorunlu tutmuştur. Bakanlar Kurulu kararıyla zaten 1 yıldır uygulamada olan düzenleme nedeniyle EMO’nun ithalat değerleri üzerinden yaptığı hesaplamaya göre Temmuz 2016-Mayıs 2017 döneminde yalnızca cep telefonları ve bilgisayarlar üzerinden TRT’ye 610 milyon TL kaynak aktarımı yapılmıştır. Sayıştay’ın Kamu İşletmeleri 2015 yılı Genel Raporu’nda TRT’nin 2015 yılında elde ettiği 1.7 milyar TL’lik hasılatın yüzde 40.3’ünün bandrol uygulamasından elde edildiği belirtilmektedir. Buna göre TRT’nin 2015 yılındaki 685.1 milyon TL bandrol geliri; yalnızca cep telefonları, tablet ve bilgisayarlar üzerinden 610 milyon TL yeni gelir kapısıyla ikiye katlanmıştır. Böylece halkoylaması gibi kritik kamuoyu oluşum süreçlerinin yaşandığı dönemde TRT’ye kaynak bolluğu yaratılırken, bugün sanayiciler için elektrik faturalarındaki TRT payının kaldırılmasının da kuruma yansımaması sağlanmıştır.

Sonuçta yurttaşların hem kullandıkları cep telefonundan bilgisayara, radyo ve televizyondan arabalarındaki alıcı cihazlara varıncaya kadar pek çok kalemde TRT’ye para ödedikleri, hem elektrik faturaları üzerinden TRT’ye kaynak aktardıkları hem de siyasal iktidar vesayeti altındaki kurumdan kamusal yayıncılık haklarını da alamadıkları bir düzen işlemektedir.”

“Kamusal hizmetler siyasetçi-yandaş ilişkisinden uzak yönetilmeli”

Elektrik enerjisinin kamusal bir hizmet olduğunu ve yandaşların değil vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini belirten EMO, “Elektrik enerjisinin kamusal bir hizmet olduğu dikkate alınarak, günü birlik siyasal çıkarlardan ve siyasetçi-yandaş ilişkisinden uzak bir anlayışla yönetilmesi gerekmektedir. Sanayicileri olduğu kadar sesini duyurmak için örgütlü bir yapıya sahip olmayan geniş halk kesimlerini de koruyacak bir hakkaniyet ilkesiyle elektrik kullanıcılarına yaşatılan mağduriyetlere son verilmelidir” dedi.