Öğrencisi ve sahne arkadaşı olan sanatçılar, bir süredir akciğer kanseri nedeniyle tedavi gördüğü hastanede bu akşam hayatını kaybeden usta tiyatrocu Müşfik Kenter'i anlattı.
Güven Kıraç: Süsten ve şatafattan hiç hoşlanmazdı, onun için süslü, afilli cümleler kurmayacağım. Canım hocam, her şey için çok teşekkür ederim. Sizi tanımış olma onurunu hayatımın sonuna kadar taşıyacağım! Her zaman hatıranız önünde saygıyla eğileceğimi biliniz.
Minnet ve şükran sizi her düşündüğümde içimi kaplayacak iki duygu olacak. Çok teşekkür ederim hocam!
Meltem Cumbul : Türk tiyatrosunda oyunculuk tarzı açısından devrim yaratmış, bize de sahne üstünde insan olmayı öğretmiş sevgi ve saygıyla anacağım başta çok değerli bir sanatçıyı sonra da hocamı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Onun sadece varlığını hissetmek bile her zaman beni mutlu etmiştir. Başımız sağolsun.
Işıl Kasapoğlu: ‘Hocaların hocası’nı kaybettik diye düşünüyorum. Türk tiyatrosunda çok önemli bir isimdi. Varlığı bütün diğer aktörleri ister istemez etkiliyordu. Ulaşılması gereken, ulaşılacak bir ustaydı o. Orada, durduğu yerde duruyor olması bile çok önemliydi. Ama gene de ulaşılması gereken bir aktör olarak yaşamaya devam edecek bütün Türk tiyatrocuları için...
Nedim Saban: Müşfik Hoca, dünyanın yetiştirdiği en önemli oyunculardan biriydi. Ne yazık ki Türkiye onu hak ettiği gibi değerlendirmedi, çok acı çekti.
Dünya böyle büyük oyuncuları pamuk ipliğine sarmıştır, biz ise ne yazık ki değerini bilemedik.
Hoca ile Tiyatrokare’de ‘Salaklar Sofrası’nda beraber çalışmıştık. Tiyatromuza konuk olmuş, bizi kırmadan altı hafta boyunca eğitmiş, ilk oyuna yetiştirmişti. “Sahnede önce insan olun, oynamayın” derdi! Şimdi Türkiye ’de oyun oynamayı sahtekarlık sözüyle eş değer tutuyorlar, oysa oyunculuk ilk önce insan olma sanatıdır. Müşfik Hoca’dan sahnede ve hayatta sadeliği öğrendik. Umarım bu zor günlerde sadeliğimizi kaybetmeyiz.
Cem Davran: Benim Türkiye ’de gördüğüm en iyi aktördü. Dünya çapında bir aktördü. Çok önemli bir hoca, bir ustaydı. Yalnız benim hatırlayabildiğim yedi-sekiz nesil, belki daha fazlası, onu izleyerek, taklit ederek oyuncu olmaya çalıştı. İnsan olarak da çok önemli, yere sağlam basan, yaşamla ilişkisi son derece önemli bir oyuncuydu. Çok büyük bir kayıp tiyatromuz için. Bundan sonra onun nefes aldığı yerde nefes almayan gençler için çok büyük kayıp.
Ahmet Mümtaz Taylan: Müşfik Kenter aktör, hoca, insan olarak Allah’ın bir lütfuydu. Her zaman sevgi ve saygıyla hatırlayacağız.
Murat Daltaban: Müşfik Kenter Türk tiyatrosunun masal kahramanıydı. Çok büyük bir aktördü. Çok üzgünüm.
Ayşenil Şamlıoğlu: Bu ülke en büyük oyuncusunu kaybetti... O hem hoca, hem yönetmen, hem genel sanat yönetmeni, hem kocaman yürekli bir insandı. Ankara da turneye geldiğinde rahmetli Soner Ağın’ın evinde kalırdı, ben de komşularıydım. Murathan Mungan sırf onun oynamasını hayal ederek ‘Bir Garip Orhan Veli’yi yazmıştı. “Genç bir yazar arkadaşım sizin için bir oyun yazmış, tanıştırmama izin verir misiniz?” dedim. “Elbette” dedi ve ikisinin buluşması uzun yıllar süren mükemmel bir oyunun ortaya çıkmasının nedeni oldu...
Yeri doldurulamayacak bir sanatçıyı kaybettik. Ben ve benim gibiler onunla sahnede, konservatuarda, özel sohbetlerinde birlikte olmak, heyecandan içimiz katılarak sahnede izlemek şansına sahip olduk. Ne yazık ki bizden sonrakiler sadece bizlerden dinleyebilecekler. Üzüntüm çok büyük... Ailesine, Kenter Tiyatrosu’na, Bakırköy Belediye Tiyatrosu’na, tiyatro dünyamıza ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. (Radikal)