Gündem

Salih Mirzabeyoğlu'nun beraat gerekçesi açıklandı

Mirzabeyoğlu hakkında verilen idam cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse dönüştürülmüştü

08 Mayıs 2016 18:37

İBDA/C davasında yeniden yargılanan ve hakkında beraat kararı verilen Salih Mirzabeyoğlu’nun beraat gerekçesi açıklandı. 2001 yılında "Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etmek" suçundan çarptırıldığı ağırlaştırılmış müebbet ağır hapsi yeniden yapılan yargılamasında iptal edilerek beraatine karar verilen Salih Mirzabeyoğlu hakkındaki gerekçeli karar tamamlandı. Kararda, Mirzabeyoğlu'nun "devlet ve toplumun bir kesimini rahatsız edici fikir ve düşünceleri olduğu hususunda kuşku bulunmayan, laik ve demokratik devlet düzenini benimsemeyen bir sistem karşıtı ve muhalif olduğu" ifadelerine yer verildi.

Doğan Haber Ajansı’ndan (DHA) Özden Atik’in haberine göre, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Mart'ta yapılan yeniden yargılamada Salih Mirzabeyoğlu ve birlikte yargılandığı Sadettin Ustaosmanoğlu hakkındaki beraat kararının gerekçesini açıkladı. Gerekçeli kararda, Salih Mirzabeyoğlu’nun, şair Necip Fazıl Kısakürek'in kurucusu olduğu ve kökü 1940'lı yıllara dayanan Büyük Doğu adındaki edebiyat ve fikir akımının devamı niteliğinde olduğu kabul edilen "İBDA" adlı verilen fikir akımını geliştirdiği belirtildi. Mirzabeyboğlu’ nun 1984 yılından itibaren İBDA yayınları adı altında sayısı yaklaşık 60'a yakın kitaptan oluşan bir külliyatı meydana getirdiği belirtilen gerekçeli kararda, "Şiir, sanat, estetik, dil, içtimai sistem, iktidar, hakimiyet, politika, devlet, siyaset bilimi gibi geniş bir sahaya hitap eden konuları felsefi, fikri ve ideolojik yönleriyle analiz ettiği" ifade edildi.

 

“Sistem karşıtı, muhalif”

 

Kaleme aldığı eserlerinde Salih Mirzabeyoğlu müstear adını kullandığı ve kamuoyunda da bu adıyla tanınıp ve bilindiği vurgulanan gerekçede, "Hükümlü Salih İzzet Erdiş'in Türkiye'de yerleşik laik ve demokratik devlet düzenini benimsemeyen, yerine dini esaslara dayalı yeni bir dünya düzeni hedefleyen bir sistem karşıtı ve muhalif olduğu" belirtildi.

 

“Rahatsız edici, çarpıcı, saldırgan, kışkırtıcı ve şok edici”

 

Kararda Salih Mirzabeyoğlu’nun eserleri ve konferanslarında dile getirdiği söylemleri ve verdiği mesajların "devlet ve toplumun bir kesimini rahatsız edici, çarpıcı, saldırgan, kışkırtıcı ve şok edici, toplum kesimlerinin kahir ekseriyeti tarafından paylaşılmayan fikir ve düşünceler olduğu hususlarında kuşku ve duraksama bulunmadığının" da yer aldı.

 

“Şiddeti kışkırttığına dair yeterli delil yok”

 

Gerekçede, Mirzabeyoğlu'nun sisteme yönelik karşıt görüş ve fikirlerinin düşünsel ve fikri düzeyi aşmadığı anlatılarak şunlar ifade edildi: "Anayasal düzeni değiştirmeye yönelik bombalama, soygun, ölüm ve yaralama ile sonuçlanan silahlı saldırı biçimindeki şiddet hareketlerini kışkırttığına, bunları teşvik ettiğine, şiddet eylemleri konusunda İBDA/C örgütü mensuplarına emir veya talimat verdiğine, İBDA/C silahlı terör örgütünün kurucusu veya yöneticisi olduğuna, böyle bir silahlı terör örgütünde emir ve kumandayı haiz olduğuna, şiddet eylemlerini sevk ve idare ettiğine, silahlı örgüt üyeleri ile arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ ve altlık-üstlük ilişkisi bulunduğuna, önceki mahkumiyet hükmünde kabul edilip benimsendiği şekliyle şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmeye başlandığı 1991-1992 yıllarından sonra oluşturulan cephe hareketlerinde emir, talimat verme vs. şekilde yönlendirmesi olduğuna, İBDA/C silahlı örgütünü oluşturduğu ve şiddet eylemlerini gerçekleştirdiği kabul edilen birbirinden bağımsız cephe ve hücre oluşumları ile arasında organik bağının bulunduğuna dair mahkumiyetine elverişli ve yeterli, kesin ve inandırıcı, somut ve objektif hiçbir kanıt mevcut olmadığı anlaşılmıştır.”

 

“Şiddet eylemlerine doğrudan katıldığı tespit edilemedi”

 

Gerekçeli kararda, İBDA/C mensuplarının aralarında hiyerarşik bir yapılanma olmaksızın birbirinden bağımsız hareket ederek aldıkları kararları faaliyete geçirdiklerinin kabul edildiği ve Salih Mirzabeyoğlu'nun Anayasal düzeni değiştirmeye ve ortadan kaldırmaya yönelik şiddet eylemlerine doğrudan doğruya katıldığının tespit edilemediği belirtildi.

Mirzabeyoğlu'nun 'sadece kitaplarından etkilenildiği ve eserlerinin örgüt üyelerinin siyasi ve ideolojik altyapısını oluşturduğu düşüncesiyle söz konusu eylemlerden cezai yönden sorumlu tutulması şeklindeki bir anlayış ve hukuki yorumun kabul edilemeyeceği' de vurgulandı.

 

‘Kesin ve inandırıcı delil’ yok

 

Gerekçede, hükümlü Saadettin Ustaosmanoğlu yönünden ise 1978 yılından yakalandığı 30 Aralık 1998 tarihine kadar süren ve devamlılık arz eden faaliyetleriyle gazete ve dergi çıkarıp yazılar yazarak konferanslar düzenleyerek örgütün legal cephe faaliyetlerini sürdürmüş olması ve örgütün bayrak ve bir kısım dokümanlarını muhafaza etmesi şeklindeki davranış ve eylemlerinin silahlı bir terör örgütüne üyelik suçundan mahkumiyet için yeterli kabul edilemeyeceği belirtildi. Ustaosmanoğlu'nun örgüte eleman kazandırma faaliyetlerinde bulunduğunun sabit olmadığı, bu itibarla "Terör örgütü üyesi olmak" suçunu işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak, hukuka uygun, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ifade edildi.

 

Davanın geçmişi

 

Dönemin İstanbul 6 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi , 2 Nisan 2001'de verdiği kararla Salih Mirzabeyoğlu adını kullanan İzzet Erdiş'i "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan idam cezasına çarptırmıştı. Aynı dava kapsamında yargılanan Saadettin Ustaosmanoğlu ise 18 yıl ağır hapis cezası almıştı. Mirzabeyoğlu hakkında verilen idam cezası, 2004'te tekrar yapılan uyarlama ve 2005'te yeni TCK hükümleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapse dönüştürülmüştü. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de cezaları onamıştı. Mirzabeyoğlu'nun avukatı Hasan Ölçer, İBDA/C davası kapsamında, "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan 16 yıl cezaevinde tutuklu kalan müvekkili için 27 Haziran 2014'te yeniden yargılama talebinde bulunmuştu. Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, 22 Temmuz 2014'te bu talebi kabul ederek Mirzabeyoğlu'nun tahliyesine karar vermişti.