Gündem

Sakarya Barosu: Yargı ve iç güvenlik paketi gayrimeşrudur, bu hukuksuzluğu tanımıyoruz

'Avukatların soruşturma dosyalarının içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması engellenebilecek'

09 Aralık 2014 14:52

Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan, büyük tartışmalar ve eleştirilerle Meclis'te kabul edilen yeni yargı paketi ve iç güvenlik paketine ilişkin olarak, "Bu düzenlemelerin gerçek adı 'kaos paketi'dir, 'ben yaptım oldu keyfi idare paketi'dir, 'hukuku katletme paketi'dir" dedi. "Her iki kaos paketinin ülkenin başına büyük dertler açacağını" dile getiren Kazan, “Bu paketleri hukuk karşısında gayrimeşru ilan ediyoruz, yargı yetkisinin bir kısmını mülki idare amirleri ile paylaşan bu hukuksuzluğu tanımıyoruz ve saygı duymuyoruz” şeklinde konuştu.

"Yargı paketi ile insanların üstü, eşyası, konutu, iş yeri veya ona ait diğer yerlerde arama yapmak için artık ‘makul şüphe’nin yeterli olacağını" belirten Kazan, paketle birlikte getirilen düzenlemelerde yer alan şu bilgilere dikkat çekti:

"İnsanların mal varlıklarına herhangi bahane ile el koyulabilecek, avukatların soruşturma dosyalarının içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması engellenebilecek, vatandaşların savunma hakları kısıtlanacaktır. Meclis'te kabul edilmek üzere alt komisyona sevk edilen sözde ‘İç Güvenlik Paketi’ daha da vahim hukuksuzluklar içermektedir. Buna göre arama, gözaltı ve atamalarda keyfiliklerin önü açılmakta, valilere istedikleri kişi ve gruplarla ilgili anında gözaltı işlemi yaptırma yetkileri verilmekte, yargı erki yetkilerinin bir kısmı adeta valilere devredilmektedir. Bakınız sadece valinin emri ile bir kişi 48 saat sorgusuz sualsiz gözaltına alınabilecek ve bu süre yine valinin emri ile 4 güne çıkarılabilecektir." 

Cihan'da yer alan habere göre, Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan’ın konuyla ilgili açıklamaları şöyle:

 

'Sözde iç güvenlik (!) paketi'

 

Bugün, TBMM’de kabul edilen bir “yargı paketi” bulunmakta ve sırada bekleyen sözde bir “iç güvenlik(!) paketi” hazırlanmaktadır. Kabul edilen Yargı paketi sayesinde insanların üstü, eşyası, konutu, iş yeri veya ona ait diğer yerlerde arama yapmak için artık “makul şüphe” yeterli olacaktır. İnsanların mal varlıklarına herhangi bahane ile el koyulabilecek, Avukatların soruşturma dosyalarının içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması engellenebilecek, vatandaşların savunma hakları kısıtlanacak ve adli yıl açılış töreni kaldırılacaktır.

 

'Vahim hukuksuzluklar içeriyor'

 

Mecliste kabul edilmek üzere alt komisyona sevk edilen sözde “iç güvenlik paketi” daha da vahim hukuksuzluklar içermektedir. Buna göre arama, gözaltı ve atamalarda keyfiliklerin önü açılmakta, Valilere istedikleri kişi ve gruplarla ilgili anında gözaltı işlemi yaptırma yetkileri verilmekte, Yargı erki yetkilerinin bir kısmı adeta valilere devredilmektedir. Bakınız sadece valinin emri ile bir kişi 48 saat sorgusuz sualsiz gözaltına alınabilecek ve bu süre yine valinin emri ile 4 güne çıkarılabilecektir!

 

'Kaos paketi'

 

Vatandaşlarımız çok vahim bir durum ile karşı karşıyadır. “Yargı paketi” ve “iç güvenlik paketi” adı ile anılan bu düzenlemelerin gerçek adı “kaos paketi”dir, “ben yaptım oldu keyfi idare paketi”dir, “hukuku katletme paketi”dir.

 

'Gayrimeşrudur, bu hukuksuzluğu tanımayız'

 

Bu itibarla bu “paketleri” hukuk karşısında gayrimeşru ilan ediyoruz, yargı yetkisinin bir kısmını mülki idare amirleri ile paylaşan bu hukuksuzluğu tanımıyoruz!

Zira Hukuku katleden bu kaos paketleri ülkenin başına büyük belalar açacaktır.

7-8 ay önce değiştirilen kanunların şimdi bir kısmının yine eski haline getirilmesinin amacı mantığı nedir? Hangisi doğrudur? 7-8 ay önce yapılan değişiklik yanlışsa neden böyle bir yanlış mecliste ısrarla takip edilip değiştirilmiştir? Bu değişiklik sayesinde ne elde edilmiştir? Bu değişiklikten hiçbir şey elde edilmediyse ve gerçekten hukuk adına doğru bir şey yapıldıysa şimdi neden o günlerde yapılan bu doğru düzenlemeden vazgeçiliyor ve tekrar eski haline getiriliyor? Tekrar sormak istiyorum, bu yapılanlardan hangisi doğru? Dün bazı davalar sebebiyle “avukatların dosya incelemesine getirilen kısıtlama kabul edilemez” diyerek kanun değiştirilmesine ve bu kısıtlama kararları ortadan kaldırılmasına rağmen şimdi neden avukatların dosya incelemesine tekrar kısıtlama getirilmekte ve eski hale dönülmektedir?

Soruyoruz; Hangisi doğru? Bu çelişki, bu düzenlemeyi kabul edenler tarafından, hiç sorgulanmıyor mu? Yargı yetkisinin bir kısmının mülki idare amirleri ile paylaşımının getireceği kaçınılmaz hukuksuzluklar gerçekten kimseyi endişelendirmiyor mu?

 

'Ortaçağ'a sürükleniyoruz'

 

Bugün maalesef hukukun ortaçağına sürükleniyoruz…

Bu ortaçağ karanlığında artık kimse güvende değil… 

Hukukun bu kara günlerinde artık kimseye huzur yok…

 

'Kabul etmiyor, saygı duymuyoruz'

 

Buradan tüm vatandaşlarımıza ve kamuoyuna ilan ediyoruz; Huzuru yok edecek, güveni yok edecek, hukuku yok edecek bu “kaos paketlerini” kabul etmiyoruz. Saygı duymuyoruz. İnsanların savunma hakkının kısıtlanmasını tanımıyoruz. Valilere, kaymakamlara getirilmesi planlanan yargı yetkisini gayrimeşru ilan ediyoruz.

Bu yol hukukun karanlık çağıdır. Uyarıyoruz, bu “kaos paketlerinden” vazgeçiniz..!