Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Mersin Milletvekili ve Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Mersin'de STK temsilcileri ve basın mensuplarına verdiği kahvaltıda, hükümetle İmralı arasında yürütülen 'müzakere' sürecini sert bir dille eleştirdi. Şandır, daha sonra eleştirilerin dozunu artırarak Türkiye'de Kürt diye bir milletin olmadığını ve aslında Kürtlerin de Türk boyundan geldiği iddiasında bulundu.
AKP Hükümeti'nin iş başına geldiği 2002 yılı öncesi var olan sorunların bugün hala devam ettiğini söyleyen Şandır, ülkede üretim yerine tüketimin, ihracat yerine ithalatın, rekabet yerine tekelleşmenin, tasarruf yerine borçlanma anlayışının hakim kılındığını ileri sürdü. Şandır, bu süreçte Türkiye'nin üretimden çıkarıldığını, yoksulluğun arttığını, ülke sermayesinin yabancılaştırıldığını ve demokratik kültürün ortadan kaldırıldığını söyledi.
'İmralı süreci yeni bir devlete götürür'
Sürecin detayının, 'yeni bir devlet kurulması aşamalarının adım adım uygulanması' olduğunu söyleyen Şandır, "Tüm bu tehlikelerin daha ötesinde bir tehlike ile de karşı karşıyayız. Türkiye, Türk halkı, Türk aydını, Türk medyası bugün hızla demokratik kültürünü ve demokratik şahsiyetini kaybetmektedir. Son Milliyet gazetesi olayında olduğu gibi, Sayın Başbakanın tavrı Türkiye’nin demokratik kültürünü ve demokratik şahsiyetini ortadan kaldırmaktadır. Ben bunu tüm tehlikelerin ötesinde bir tehlike olarak görüyorum. Çünkü bu ülkenin sorunlarının çözümünde, bu milletin katılımını temin etmek zorunluluktur. Bu da ancak demokrasi ile mümkündür" dedi.
'Kürt diye bir millet yok'
Millet olmadan devletin olamayacağını, 'Kürtler' diye bir milletin olmadığını ileri süren Şandır, "Türkler nerede varsa Kürtler de orada var. Dil farklılığı ayrı bir millet olmaya yetmez. Biz bin yıldır bu coğrafyada bu insanlarla birlikte yaşıyoruz. Benim şahsi kanaatim Kürtler, Türk ırkından geliyor, Turan ırkından geliyor. Bin yıldır beraber yaşamışız, kaderimiz bir, töremiz bir, artık et-tırnak misali aynı millet olmuşuz. Dünü beraber yaşamışız, geleceği beraber yaşamak hepimizin çıkarına olacaktır. Şimdi bu milleti ayrıştırmaya çalışıyorlar. Sorunları bir farklılığı özde yaparak tartışırsanız, bulacağınız çözümler ayrıştırıcı olur. İmralı canisi ile yapılan müzakerelerin tamamı bir devlet kurma müzakeresidir. Sayın Başbakan'ın başkan olma hayali ve Abdullah Öcalan`ın serbest kalma hayali ekseninde, Türk milletinin egemenliği peşkeş çekilmektedir. Korkarım ki, bu süreç bir barışa değil Türkiye’yi hızla bir iç savaşa sürükleyecektir, bizim endişemiz bu" şeklinde konuştu.