Politika

Şahin: Mahkeme kararıyla korumamıza alabiliyoruz ZONGULDAK (A.A)

03 Şubat 2012 17:53

-Şahin: Mahkeme kararıyla korumamıza alabiliyoruz  ZONGULDAK (A.A) - 03.02.2012 - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ''12 yaşındaki çocuğun sözleşme karşılığı satıldığı'' iddiasına ilişkin, ''Dün kızımızla yaklaşık 70 dakika süren uzman arkadaşlarımızın görüşmesine göre, bu ağır bir psikolojik travma. Psikolojik olarak halen etkilendiğini, destek ihtiyacı olduğunu bize söylemiş'' dedi. Bakan Şahin, Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız'ı makamında ziyaretinde yaptığı konuşmada, Ankara'da masada oturup sorunların analizinin doğru yapılamayacağının, 10 yıllık siyasi hayatında gördüğü bir gerçek olduğunu söyledi. -''Bu, ağır bir psikolojik travma''- Bakan Şahin, bir gazetecinin ''Antalya'da 6 yıl önce 12 yaşındayken bir kız çocuğunun babası tarafından sözleşmeyle satıldığı'' iddiasına ilişkin sorusu üzerine, şunları söyledi: ''Bugün 3 ayrı mahkemede 6 yıldır devam eden hukuki bir süreç var. Bu ülkenin hakimleri birebir yaptığı görüşmelerde süreci takip ettiler ve tutuklama kararı verdiler. Burada şimdi Bakanlık olarak 6 yıl önce 12 yaşındayken kızımız, suç mağduru olduğu, mağduriyet yaşandığı ve 18 yaş altı olduğu için mahkeme kararıyla müdahale edebilirdik. Ama mahkeme yaptığı incelemelerde anne ve babanın da iyi niyetli olduğu, kıza yapılan görüşmelerde anne ve babanın kızı istismar etmek istemediğini fakat karşı tarafın bunları yanılttığını, istismar ettiğini, kızı okutmak için veya bize gelen bilgi hafta sonu dükkanın işlerine yardımcı olup eğitimine destek olmak için böyle bir şeyi kabul ettiklerini söylüyor. Mahkeme Türk milleti adına bir karar veriyor. Kızla konuşuyorlar, anne ve baba kötü niyetli olmadığına, kızın onların yanında kalmasının bir mahsuru bulunmadığına karar veriyorlar. Bakanlık olarak mahkeme kararına göre ancak kızı korumamıza alabiliyoruz. Bu koşullar altında mahkeme devam ediyor, tutuklama kararı geliyor, kızımız şu anda 18 yaşın üstünde, reşit olmuş, kendi yaşantısına karar verebilecek durumda, eğitimini de tamamlamış.''  Bakan Şahin, uzmanların kızla görüştüğünü, olaya müdahil olduklarını ifade ederek, şöyle devam etti: ''Ailenin nerede olduğunu bulduk. Valiyle, emniyet müdürümüzle ve sosyal hizmet uzmanlarımızla konuyu birebir takip ettim. Bugün yolda gelirken bütün evrelerini de takip ettim. Biz nerede yanında olmalıyız ve nasıl destek gerekiyor konusunda inceleme yaptırdık. Ama siz de takdir edersiniz ki bütün 74 milyonun ve basının üzerinde olduğu süreçte bizim bunu çocuğu koruyarak yönetmemiz gerekiyor. Bizim hassasiyetimiz bu. Şu anda aile aşırı baskıdan dolayı da evden uzaklaşmış, başka yere gitmiş durumda.  Bakanlığımıza bağlı çocuk psikiyatrları ve uzmanlarıyla görüştük. Uygun şekilde valilerimiz de işi takip ediyor. Kızımızın ne ihtiyacı varsa, eğitimine devam ettirmek istiyorsa, orada yanında olacağız. Ama Bakanlığımız neden kuruma bu kızı almadı, annesinin ve babasının yanında bırakıyor şeklinde birtakım algı varsa doğru değil. Biz mahkemenin kararına göre koruma altına alabiliyoruz. Bugün bir televizyon kanalında kızın, 'babamı çok seviyorum, babam da burada karşı tarafın kötü niyetini anlayamadı' şekilinde ifadeleri var. Biz bütün fotoğrafı görmek zorundayız. Çocuklarımızı da korumak zorundayız. Hukuki süreç de devam ediyor. Çocuğumuzu koruyacak, bundan sonraki süreçte onu en az zarara uğratacak şekilde de yanında olmayı hedefliyoruz ve gerekli takibini yapıyoruz.'' -Çocuk istismarında istenen rıza belgesi- ''Kız, annesinin yanında mı kalacak?'' sorusunu da Bakan Şahin, şöyle yanıtladı: ''18 yaşını tamamlamış kızımızın, biz bireysel görüşüne ve mahkeme kararına göre karar veriyoruz. TCK 102 ve 103'e göre bunların bir karşılığı var. Mahkemeler de bu kanuna göre gereğini yapıyor. Biz de hukuki süreci takip ediyoruz. Bize düşen şey çocuklarla ilgili kısımda, biliyorsunuz kadınla ilgili kısmı tamamladık ve imzaya açıldı Bakanlar Kurulunda. Çocukla ilgili kısımda da çocuk haklarını kuvvetlendirecek şekilde, çocuk koruma kanunumuz güçlendirilecek. Hukuki olarak eksiğimiz hem hakkı kullanmada hem de istismara karşı hukuki olarak ne yapmamız gerektiğini çalıştık. Bilim kurulu oluşturduk. İşin koruyucu ve önleyici kısmını önemsiyoruz. Olduktan sonraki hukuki süreci önemsiyoruz. Cezaların caydırıcılığı önemli. Bu olaylarda kötü niyetli insanlara karşı çocuklarımızı korumak en büyük görevimiz. Burada en yakınından gelen bir mağduriyet varsa, onu da korumak sosyal devlet olarak görevimiz. Bunların hepsini tek tek takip ediyoruz.  TCK'da, Çocuk Koruma Kanunu'nda şu anda çağdaş ve modern ülkelerin standartlarını, hukuki altyapı oluşturmuş ülkeyiz. Eksiklerimiz özellikle istismara uğrayan çocuklarımızda rızayla ilgili bir belge isteniyor. Biz bunun doğru olmadığını düşünüyoruz. Adalet Bakanlığımızın uzmanlarıyla bu rapora ihtiyaç olmadan, 15 yaş altı bir çocuğun yeniden ruh sağlığı bozuldu mu gibi bir sürecin onu yeniden yıprattığını, doğru olmadığını, bozulmuştur üzerine işlem yapılması gerektiğini, uygulamalarda da görüyoruz, vicdanen de görüyoruz. Ceza Kanunu'nda bu tür yapılması gerekenler ile uygulamada yaşananları yeniden nasıl düzeltmemiz konusunda da Adalet Bakanımızla ve diğer ilgili bakanlıklarla birlikte çalıştık. Kamu vicdanını rahatsız eden boşluk varsa onu dolduracak şekilde çalışmalarımızı tamamlıyoruz.''