Gündem

Sağmalcılar'dan Sultanahmet Cezaevi'ne; Türkiye'de tek tip elbise uygulaması

"Tek tip elbise uygulamasının geçmişi var; 12 Eylül'de hapishanelerdeki devrimciler konunun yabancısı değil"

25 Aralık 2017 16:05

Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan 695 ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen tek tip kıyafet uygulamasına eleştiriler devam ediyor. Twitter'dan @SolHafZa isimli hesaptan yapılan paylaşımda, tek tip elbise uygulamasının 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında ilk olarak Sultanahmet Cezaevi’nde başlatıldığı hatırlatılarak, "Mahpusların sivil elbiseleri toplandı, dayaklarla tek tipler giydirildi. Mahpuslar direnç gösterdi, sürekli elbiselerini yırttı ve 1 yıl sonra cezaevi idaresi tek tipten geri adım attı" dendi.

Twitter üzerinden @SolHafZa isimli hesabın paylaşımları şöyle:  

"Bugün çıkarılan son KHK ile yeniden dayatılan tek tip elbise uygulaması, 12 Eylül sonrasında hapishanelerdeki devrimcilerin ve dışardaki yakınlarının yabancısı olmadığı, geçmişi olan bir mevzu malumunuz üzere. Bu geçmişi, mümkün mertebe özetlemeye/toparlamaya çalıştım.

1) Tek tip elbise 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında ilk olarak Sultanahmet Cezaevi’nde başlatıldı: Mahpusların sivil elbiseleri toplandı, dayaklarla tek tipler giydirildi. Mahpuslar direnç gösterdi, sürekli elbiselerini yırttı ve 1 yıl sonra cezaevi idaresi tek tipten geri adım attı.

2) Tek tip elbise 1983’de çıkarılan “13-1 Sayılı Genelge” ile Ocak 1984’de Metris Askeri Cezaevi’nden başlayarak tekrar dayatıldı. Metris’te 14-15 Ocak 1984’de giysilere el konuldu ve karşılığında da direnişler başladı. 18 Ocak’ta DİSK davası tutuklularına da tek tip giydirildi.

3) Tek tip elbiseye direnişle birlikte dayak, hücre cezası, işkence, sevk zinciri vb.ne karşı ilk ölüm oruçları, 11 Nisan 1984’de Metris’te Dev-Sol ve TİKB’lilerin tecrit koğuşlarında başlatıldı. Ardından 2 gün içinde Metris’in diğer kısımları ile Sağmalcılar Özel Tip’e yayıldı.

4) Ölüm oruçlarına başlayan mahpusların talepleri arasında tek tip elbise ve sevk zincirinin kaldırılmasının yanısıra işkencelere, hücre cezalarına son verilmesi ve devrimci tutuklu ve hükümlülere “siyasi tutuklu statüsü” tanınması da yer alıyordu.

5) Ölüm oruçlarının 63.ve 73. günleri arası Dev-Sol’dan Abdullah Meral, Haydar Başbağ, Hasan Telci ve TİKB’den M.Fatih Öktülmüş hayatını kaybetti. Farklı devrimci yapılardaki mahpusların duruşmalara don-fanila-tişört ile çıkma, veya duruşmada elbiselerini yırtma vb.eylemleri sürdü

6) 1987’ye kadar kadar sıkıyönetim askeri cezaevi idarelerince uygulatılan tek tip elbiseye 17Ağustos1987’de yasal dayanak da getirildi: Cezaevleri tüzüğündeki ”tutuklular kendi elbiselerini giyerler”hükmü “..idarece verilen elbiseleri giymeleri zorunludur” şeklinde değiştirildi.

7) Temmuz 1987’de tek tip elbise, sevk zinciri vb.baskılara karşı Sağmalcılar Cezaevi’nde başlayan açlık grevi birçok cezaevine yayıldı. Tutuklu yakını Didar Şensoy’un Meclis önündeki protestoda ölümünün ardından başta Metris olmak üzere birçok cezaevinde direnişler alevlendi.

8) 17Ağustos1987’de kısmen anlaşma sağlandı. Ancak uygulama ve direnişler başka cezaevlerinde sürdü. 22Şubat1988’de ANAP hükümetinin Adalet Bakanı Oltan Sungurlu tek tip elbise zorunluluğunu içeren cezaevleri tüzüğünün kaldırılacağını açıkladı. 6 aylık bilanço ağır olmuştu.

9) Cezaevleri önceki yıllara göre nisbeten durulmuş iken ANAP’ın yeni Adalet Bakanı Mehmet Topaç, tek tip elbise ve birçok baskıcı uygulamayı geri getiren 1 Ağustos 1988 Genelgesi’ni çıkardı.

10) 1 Ağustos 1988 Genelgesi cezaevlerinde direniş-açlık grevleri-ölüm oruçları sürecini tekrar başlattı. Bursa, Antakya, Gaziantep, Buca, Eskişehir, Diyarbakır cezaevlerinde binlerce tutuklu ve hükümlü ardı ardına açlık grevlerine başladı. Cezaevi idareleri de cezalar yağdırdı.

11) Avukatların açtıkları iptal davası ve artan tepkiler üzerine 29Nisan1989’da Bakanlar Kurulu 1 Ağustos 1988 Genelgesi’nin cezaevlerinde tek tip elbise zorunluluğunu getiren tüzüğündeki “zorunluluk” hükmünü değiştirerek tek tip uygulamasına son verdi.

12) Sağmalcılar Cezaevi’nde tek tip elbise vb.ne 1987 yazında arkadaşlarıyla birlikte ölüm orucu ile direnen Ertuğrul Mavioğlu’nun -avukat babası vasıtasıyla- açtığı dava da 9Temmuz1989’da lehe sonuçlandı: Danıştay’ın tek tip elbise uygulamasının kaldırılması kararı kesinleşti.