Yaşam

Sağlıklı yas ne, Ross?

Birhan Keskin'in 'Sağlıklı yas ne Ross?' şiiri ve Türkiye'deki yaslar

17 Mart 2014 19:42

Birhan Keskin'in "Sağlıklı yas ne Ross?" şiiri Türkiye'de son sönemde yaşananlara dikkatleri çekiyor. "Sağlıklı yas nedir Ross?" diye soran şair, şiirini Eskişehir'de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz'la bitiriyor.
Meltem Gürle Birgün'deki köşesine Berkin Elvan'ı ve Birhan Keskin'in "Sağlıklı yas nedir Ross?" şiirini taşıdı. Yazıda, Gezi Parkı protestoları sırasında yaralanıp geçen hafta hayatını kaybeden Berkin Elvan'a ve ardında yaşanan polis müdahalelerine yer veren Gürle, Berkin'in ardından tutulan yas için "Polisiyle, TOMA'sıyla, gazıyla dün meydanlarda söylediğini, hükümet bugün de yetkili ağızlardan tekrar ediyor. Bekleme yapma, kardeşim! diyor bize. Sağdan devam et! Bunun borsası var, parsası var, piyasası var. Bu ülkenin seninle ve yasınla kaybedecek vakti yok, diyor." ifadelerine yer verdi. 
 
Meltem Gürle'nin yazsının tamamı şöyle: 
Bir daha yas yazısı yazmak istemiyorum demiştim. Şimdi her hafta ağıtlar yazıyorum. Utanarak yapıyorum bunu. Sözümü tutamamış olduğum için değil. Artık lafların hükmü kalmadığı için utanıyorum.
Berkin Elvan'ı bu hafta kaybettik. Elinde uçurtmasıyla koştuğu fotoğrafın altına "Kuş çocuğum" yazmış bir arkadaşım. Kuş gibi gitti Berkin. Onu toprağa verdiklerinde 16 kilo kalmıştı. Sadece bu bile insanı kahretmeye yeter.
Bazıları kahrolmadı gerçi. Bu yeterince kötüydü. Bir çocuğun katledilmesinden acı duymamak kadar korkunç bir şey olabilir mi?
Ama onlar kahrolmamakla kalmadılar, kaybettiği çocuğun yasını tutmak isteyen bu halka saygısızlık ettiler. Mezarlıkta son kürek toprak daha yeni atılmıştı ki, cenazeye katılanlara polis müdahale etti. Yine aynı şiddet dolu sahneler tekrarlandı. Unutmamızı, vazgeçmemizi, bir an evvel yasımızdan sıyrılıp yolumuza devam etmemizi istediler.
Polisiyle, TOMA'sıyla, gazıyla dün meydanlarda söylediğini, hükümet bugün de yetkili ağızlardan tekrar ediyor. Bekleme yapma, kardeşim! diyor bize. Sağdan devam et! Bunun borsası var, parsası var, piyasası var. Bu ülkenin seninle ve yasınla kaybedecek vakti yok, diyor.
Oysa yas tutana saygı duymak insanlığın en eski kanunudur. Herkes bilir ki, geride kalanlar içindir yas. Onlar delirmesinler diye icat edilmiştir. İnsanların yas tutmasına izin vermezseniz, yaraları derinleşir, acıları katmerlenip başa çıkılmaz hale gelir.
Geçenlerde Birhan Keskin'in yeni bir şiirini okudum. "Sağlıklı yas ne?" diye soruyordu. Her kaybı ancak beş aşamalı bir süreçten sonra kabullenebildiğimizi iddia eden Elisabeth Kübler-Ross'a hitaben şöyle diyordu: "İnkârmış pazarlıkmış kabullenmekmiş bilmemneymiş. Geç bunları Ross. Geç bunları."
Ross'un söylediklerini anlamsız buluyordu, Birhan. Çünkü ona göre bizim böyle planlı programlı yas döngüleri için zamanımız yoktu. Bizim ölülerimiz aynı günde ölüyor, aynı günde yıkanıyor, aynı günde gömülüyordu. Her şeyle birden yüzleşmemiz, her şeyi aynı anda idrak etmemiz bekleniyordu.
"Bizim buralarda Ross, her şey aynı anda oluyor" diyordu Birhan. Sesinde bir gıdım bile tereddüt yoktu. Ha bire birbiri üzerine yığılan cesetlerden söz ediyordu. Kimsenin evine dönüp dönemeyeceğinin belli olmadığı bu ülkede, hangi cenazenin bizim olduğunun önemi kalmadığını söylüyordu. Sonsuz bir yasın içindeydik ona göre: "Hangisi öldü, kurtuldu mu benimki diyemeyiz. Benimki diyemeyeceğimiz bir yerdeyiz biz Ross."
Berkin'in ölümünden sonra işte tam da o yerdeyiz şimdi. Birhan'ın şairlere özgü bir öngörü ile bizim için önceden ayırdığı yerde. Biletlerimiz elimizde bekliyoruz. Birisi otur dese geçip oturacağız belki. Ama bir türlü geçip oturamıyoruz. Yan yana dizilmiş tabutlarla dolu bir odadayız sanki. Hangi birine koşsak bilemiyoruz.
Benimki diyemeyeceğimiz bir yere geldik çünkü. Acılar birbirini takip ediyor. Daha birinin haberine alışamadan, öbürü yetişiyor. Biz ha bire gencecik insanları toprağa veriyoruz. Hepsine ayrı ayrı kahroluyoruz. Ve her sabah uyandığımızda aynada yüzümüze bakıyoruz. Kim olduğumuzu unutmamak için. Bir de delirmeyelim diye. Evet, daha çok bunun için.
"Geç bunları Ross, geç bunları" diyor Birhan.
"Nasıl olsun bizim öyle kompartıman kompartıman
'sağlıklı' süreçlerimiz
Biz Ross, al sana misal;
Ali öldürüldü dövülerek,
Kadın erkek hepimiz onun anasıyız."
İşte böyle böyle bir sabah uyandık. Bir de baktık ki, hepimiz hısım akraba olmuşuz. Farkına bile varmadan. Ölü çocukların ana babaları, kardeşleri, abileri ablaları olmuşuz. Hepsi kucak kucağa yatıyorlar şimdi: Ali İsmail, Ethem, Medeni ve diğerleri. Gezi’de vurulanlar ve ondan öncekiler...
Şimdi de Berkin ve Burak...
"Ross sen bunları yaşasaydın, üç beş günümüzü görseydin bizim
Koymuşum yasına derdin Ross.
Cinnet üstüne yapardın doktoranı aynı gün hiç uzatmadan."
Böyle diyor, Birhan.
"Sağlıklı yas ne Ross?" diye soruyor sonra. Doğru söylüyor. Biz oraları çoktan geçtik. Şimdi bambaşka bir yerdeyiz artık. Topluca cinnetin eşiğine geldik.
Onlar hâlâ ölülerin yasını tuttuğumuzu sanıyorlar. Hâlbuki biz delilerin yasını tutuyoruz. Aslında deliriyoruz çünkü. Onlar çocuklarımızı birer birer aldıkça... Yavaş yavaş deliriyoruz.
 
Not: Birhan Keskin'in "Sağlıklı Yas" Adlı şiirinin tümünü aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
http://160incikilometre.com/2014/02/27/saglikli-yas-ne-ross-birhan-keskinden-bir-siir/