Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, mutfak harcamaları başta olmak üzere aile bütçelerinde önemli bir yer tutan fahiş fiyatların üstüne gidilmesinin tercih değil zorunluluk haline geldiğini belirterek, "Burada bahsettiğimiz husus, zabıta yöntemleri ile fiyat istikrarı arayışı değil elbette. Zaten Ankara'da böyle bir niyet de yok. Üzerinde durulan formül, "fiyat oluşumuna etki eden girdi maliyetlerinin azaltılması, aracılık maliyetlerinin makul seviyede oluşması ve fırsatçıların kurguladığı suni fiyatlara geçit verilmemesi." Tabii ki piyasa kendi dengesini bulacaktır. Lakin "hazır fiyatlar artıyor, ben de kervana takılayım" diye yola çıkanların, "yola getirilmesi" de devletin düzenleyici ve denetleyici rolünün doğal sonucu." diye yazdı.
Orta sınıfın ayakta tutulmasının kamu imkânlarının belli esaslar dahilinde kullanılmasını mecburi kıldığına vurgu yapan Müderrisoğlu, "Enflasyon üzerinde talep baskısı yaratmayacak, tüketimi olağan akışından fazla hızlandırmayacak, haliyle cari açığı olumsuz etkilemeyecek "sosyal kaynak transferleri" mümkün.
Özetle...
Enflasyonla piyasa şartlarına göre her türlü araç ve yöntem seferber edilerek mücadele verilirken, refah kaybına uğrayan gelir gruplarının bütçe marjları içinde desteklenmesi de düşünülebilir. Eş anlı uygulanacak ve eşgüdüm içinde yönetilecek tedbirlerin ekonomiye ilişkin algıyı olumlu yönde etkileyeceğine kuşku yok." ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...