Medya

Sabah yazarı Melih Altınok: "Kaygılanmayın" demekle krizlerin oluşması engellenemez!

"İnsanlara güven veren yapısal tedbirlerin alınması gerekir"

28 Kasım 2016 12:44

Sabah yazarı Melih Altınok, doların son olarak Türk Lirası karşısında 3.47'yi görmesiyle ilgili olarak "Dolar bir iki puan artınca, kimilerinin ertesi gün taksi yerine metroya binmesinin nedeni de, paralarının gece ceplerinden alınması değildir elbette. Tamamen duygusaldır. Evet kaygı. Ne yazık ki bilinen bu basit gerçeğe rağmen 'kaygılanmayın' demekle krizlerin oluşması engellenmez" dedi. Altınok, "Bunun için insanlara güven veren yapısal tedbirlerin alınması gerekir. Siyasetçilerden,medyadan ve oyunun kurallarını kabul etmiş ekonomi aktörlerinden de panik havası yaratmamaları beklenir" görüşünü savundu.

Melih Altınok'un "Parası olan Suriyeliler yaşıyor mu?" başlığıyla yayımlanan (28 Kasım 2016) yazısı şöyle:

15 Temmuz püskürtüldükten sonra ikinci dalga gelecek mi tartışması epey popülerdi.
Oysa o ikinci dalga çoktan gelmişti. Evet, ekonomik sabotaj.
Aylardır uğraşıyorlar.
Borsada spekülatif hareketler yaratıyorlar.
Ana muhalefet partisindeki Aydın Doğan sözcüsü, hiçbir ekonomik veriden bahsetmeden "Kriz var" diyor, "Ben gördüm, çok korkunç!" Ankara temsilcileri sabah programlarında boy gösterip yabancı yatırımcılara çağrı yapıyor. Patronun da milyonlarca dolarlık yatırımı olan ülkesini kastedip "ben olsam yatırım yapmazdım" diyor.
Dün gazeteci Doğan Satmış birini Twitter'a koymuştu. Astrologlar bile daha da artacağını söyleyip "dolar alın" tavsiyesinde bulunuyor gazetelerde.
Aramızda, "Yapsınlar, kriz yoksa ne işe yarar ki" diye düşünenler olabilir.
Ama ekonomi tam da böyle bir şeydir, aşırı alıngandır. Havadan nem kapar. Ve o da bizinsanlar gibi her zaman bu aşırı hassasiyetine rasyonel görünen gerekçeler bulur. Rakamlar verir.
Ancak aklı başında herkes bilir ki, ekonominin, piyasanın yarısı rakamlarsa yarısı psikolojidir.
Mesela bu yüzden ABD'nin para basmasıyla Türkiye'nin para basması "aynı etkileri"doğurmaz piyasalarda. Hem içerde hem dışarıda...
Dolar bir iki puan artınca, kimilerinin ertesi gün taksi yerine metroya binmesinin nedeni de, paralarının gece ceplerinden alınması değildir elbette.
Tamamen duygusaldır. Evet kaygı.
Ne yazık ki bilinen bu basit gerçeğe rağmen "kaygılanmayın" demekle krizlerin oluşması engellenmez.
Bunun için insanlara güven veren yapısal tedbirlerin alınması gerekir. Siyasetçilerden,medyadan ve oyunun kurallarını kabul etmiş ekonomi aktörlerinden de panik havası yaratmamaları beklenir.
Dolayısıyla, meşru muhalefetin sınırlarını sabotaja kadar vardırmaktan çekinmeyenlerin "sizleri düşünüyormuş" gibi yaptıkları ekonomi yorumlarına daha dikkatli yaklaşın derim ben.
Bir adım ileri gidin, sıkıştırın.
Dertlerinin aslında "faaliyet dışı gelir" diye açıkladıkları faiz gelirlerini artırmak olduğunu bu yüzden de güvensizlik ortamını körüklediklerini yüzlerine vurun.
Parası olanların, parası olmayanların parasını düşündüğü masalını artık dinlemek istemediğinizi söyleyin.
Hatta bir hatırlatma yapıp tavsiyede bulunun.
Belki "Küllerin prensi olacaksın deseler ülkeyi yakacak olan" bu simsarların içinde azıcık utanacak olanları vardır. Bakarsınız, külahı önüne koyup düşünürler.
Sorun bakalım bu beyzadelere, Suriye'ye çevrilmiş bir Türkiye'de ne yapacaklar o piyasaları manipüle etmek pahasına "iyi değerlendirdikleri" paralarını, dolarlarını? Nasıl harcayacaklar?
Şöyle de sorabiliriz: Parası olmayan Suriyeliler ölüyor da parasını korumayı başaranSuriyeliler ölmüyor mu, daha doğrusu yaşıyor mu?