Medya

Sabah yazarı: "Darbelerden en büyük zararı CHP gördü" diyor; Kemal Bey gene uçmuş, yalan konuşuyor

Kılıçdaroğlu, "Darbelerin ne kadar büyük felaketler olduğunu bilen tek parti biziz" demişti

11 Ağustos 2016 15:08

Sabah Yazarı Engin Ardıç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye tarihindeki darbeler hakkında sarf ettiği "Darbelerden en büyük zararı CHP gördü" sözlerine ilişkin olarak "Kemal Bey uçmuş, yalan söylüyor" diye yazdı. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "Acıyı çeken, darbelerin bu ülke için ne kadar büyük felaketler doğurduğunu bilen tek parti biziz" sözlerini hatırlatan Ardıç, "Kemal Bey bu saçmalıkları bilerek mi dillendiriyor? Yok canım, yakın tarihte neler olup bittiğini bilmiyor. Söylediği şeyleri gerçekten öyle sanıyor. Aklı ermiyor" ifadelerini kullandı.

Engin Ardıç'ın Sabah gazetesinin bugünkü (11 Ağustos 2016) nüshasında yayımlanan "Kemal Bey gene yalan söylüyor" başlıklı yazısı şöyle:

Darbelerden en büyük zararı çeken parti CHP'ymiş. "Bozuk Türkçe" ama zarar yok, ne dediğini anladık.

 

 

Kemal Bey gene uçmuş. Bu iddiasını herhalde 12 Eylül'de diğer partilerle birlikte CHP'nin de kapatılmış olmasına dayandırıyor...

Fakat "acıyı çeken tek parti biziz" de demiş ki, kendimi tutuyor, gerçekten acı çekenlere havale ediyorum.

"En büyük zarar" iddiası yalandır, bir AP de aynı zararı görmüştür, bir MHP de, bir MSP de. Tam 18 parti kapatıldı o darbeden sonra!

Daha eski darbelere gelince... 27 Mayıs'ta CHP en büyük zararı değil, tam tersine en büyük yararı gördü.

27 Mayıs olmasaydı İnönü bir daha ve son kere başbakan olamayacaktı.

27 Mayıs'ta hem CHP dimdik ayaktaydı hem de "fikirleri iktidarda!"

12 Mart darbesinde CHP hiçbir zarar görmedi, sadece Ecevit kendini çok büyük bir adam sandığı için darbeyi üstüne alındı, "muhtıra bana karşı verilmiştir" dedi, parti genel sekreterliğinden istifa etti.

CHP darbeyi, cuntanın kuklası "sözde sivil" hükümete hem bakan vererek, bu yetmiyormuş gibi bir de başbakan vererek (Nihat Erim) destekledi!

Demek ki Kemal Bey yalan konuşuyor. 15 Temmuz olaylarından kendine pay çıkarmaya çalışıyor ama kargalar bile gülüyorlar.

Kemal Bey daha eskilere gidince daha beter saçmalıyor.

"Cumhuriyetin ilanından sonra demokrasiyi bu ülkeye getiren bir siyasal partinin sorumluluğu içinde harekete geçtik" demiş...

Ayıptır. İnsan biraz utanır.

Cumhuriyetin ilanında varolan demokrasi, iki yıl sonra, 1925'te Başvekil İsmet Paşa tarafından "Takrir-i Sükun Kanunu'yla" ortadan kaldırılmıştır.

Birçok gazete ve siyasi parti kapatılmıştır.

İnönü'nün bundan yirmi yıl sonra, dış etkenlerin zorlamasıyla (Almanya yenilmişti) çok partili sisteme geri dönmesi, amigoları tarafından "demokrasiyi bahşetti" iddiasıyla pazarlanır.

Madem demokrasiyi vermişti, daha bir yıl sonra, 1946'da sol partileri kapatarak niçin geri aldı?

CHP gençlik kollarına Tan Matbaası'nı bastırıp kırıp döktüren rahmetli babam mıydı?

Marko Paşa dergisi ikide bir niçin kapatılıyordu?

İnönü'yü solun lideri sanan ahmaklar, pek sevdikleri solcu yazar Rıfat Ilgaz'a o çileleri kimin çektirdiğini de oturup düşünseler iyi ederler.

Kemal Bey bu saçmalıkları bilerek mi dillendiriyor?

Yok canım, yakın tarihte neler olup bittiğini bilmiyor. Söylediği şeyleri "gerçekten öyle" sanıyor. Aklı ermiyor.

Ben de "ilk seçimde yüzde kaça düşeceğini" merak ederim vesselam.

Bir zamanlar basında aynı şeyleri yazan bir hanım arkadaş vardı, şimdi evinde dolma sarıyor. Kemal Bey'e dolma yakışmaz, o işi Selvi Hanım'a bırakıp çiçek sulasa ve tavuk yetiştirse daha iyi eder.