Gündem

Sabah: Erdoğan'dan AB'ye Şık, Şener ve Saylan'lı savunma

Sabah: Erdoğan, 'Bunları Türkan Saylan, Ahmet Şık, Nedim Şener ve kamuoyunu ilgilendiren davalarda sık sık dile getirdik' dedi

22 Ocak 2014 18:25

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel’de yaptığı görüşmelerde, AB Konseyi Başkanı Herman Von Rompuy, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile bir araya gelerek, HSYK düzenlemesiyle gündeme gelen “yargı bağımsızlığı” tartışması hakkında konuştu.

Sabah gazetesinden Mehmet Ali Berber’in haberine göre Başbakanlık kaynakları, Erdoğan’ın görüşmelerde devlet içinde var olduğu öne sürülen “paralel yapı”yı, daha önce el konma kararını “Öyle kitaplar vardır ki bombadan daha tesirlidir” sözleriyle yorumladığı “İmamın Ordusu”nun yazarı Ahmet Şık’ın yanı sıra Oda TV davasında tutuklanan Nedim Şener ve Ergenekon soruşturması kapsamında evi basıldıktan 1 ay sonra 2009’da hayatını kaybeden Türkan Saylan üzerinden savundu.

Sabah gazetesinde 'Saylan, Şener ve Şık davalarında uyardık' başlığıyla yayımlanan haber şöyle:

 

'Saylan, Şener ve Şık davalarında uyardık'

 

Başbakan, Brüksel'deki görüşmelerde paralel yapıya ilişkin endişelerinin yeni olmadığını söyledi. Erdoğan, "Bunları Türkan Saylan, Ahmet Şık, Nedim Şener ve kamuoyunu ilgilendiren davalarda sık sık dile getirdik" dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, AB-Türkiye ilişkilerinde kritik öneme sahip Brüksel ziyaretinde muhataplarına 17 Aralık operasyonu ve paralel yapıya ilişkin çarpıcı mesajlar verdi. AB Komisyonu Başkanı Barroso'nun "samimi bir şekilde konuştuk" dediği görüşmede Erdoğan, Türkan Saylan, Ahmet şık, Nedim Şener olaylarında yaşanan çarpıklıkları anlattı, "yargıya müdahale eleştirilerine karşı iyi niyetimizi koruduk. Bugün gelinen durum iyi niyetimizin suiistimal edildiğini göstermektedir" dedi. Erdoğan, dün AB Konseyi Başkanı Rompuy, AB Komisyonu Başkanı Barroso ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz'la ikili görüşmeler ve dörtlü zirve gerçekleştirdi. Görüşmelerde Türkiye'nin AB müzakere süreci ve ikili ilişkiler ele alınırken 17 Aralık operasyonu da gündeme geldi. Başbakan Erdoğan, dün Brüksel'de görüştüğü AB'nin üst yönetimine 17 Aralık operasyonunu ve devlet içindeki paralel yapıyı ve buna yönelik atılacak adımlar konusunda çarpıcı mesajlar verdi. Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgilere göre Erdoğan şu mesajları verdi:

Tanınmış örnekler: Devletin içinde bir paralel yapı var. Bununla ilgili endişemiz bugüne has değil. 2 yıldır endişemiz vardı. Türkan Saylan, Ahmet Şık, Nedim Şener ve kamuoyunu ilgilendiren davalarda sık sık dile getirdik. Ancak yargıya müdahale eleştirilerine karşı iyi niyetimizi koruduk. Bugün gelinen durum iyi niyetimizin suiistimal edildiğini göstermektedir.

Herkesin eşit olduğu sistem: Türkiye'de hiçbir dini grubun dini duyguları suistimal ederek dini duyguları kullanarak devlet içinde öncelik sahibi olmasını istemiyoruz. Herkesin dini, dili, etnik kimliği ve bağlılığı ne olursa olsun kanunlar ve devlet içinde eşit olduğu bir sistem için çabalıyoruz.

Referandumla aynı noktadayız: Bugüne kadar içine girdiğimiz bütün krizlerde biz demokratikleşmeyi tercih ettik. Evet 2010 referandumu da bir demokratikleşme hamlesiydi. 2010 referandumuyla aynı noktadayız. Ancak bizim orada önem verdiğimiz yargı içindeki çoğulculuğu sağlayacak düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.

Tarafsız yargı: Türkiye yargı bağımsızlığı için büyük mücadeleler verdi ve AB'nin de takdirle karşıladığı reformları hayata geçirdi. Ancak Türkiye'nin bir önemli eşiği daha kaldı. Bu eşik de yargının hiçbir yapının kontrolüne girmeden tamamen tarafsız bir yapıya kavuşması. Atılan adımlarda hedeflenen bu.

Güven kaybı var: Son yıllarda kamuoyunu yakından ilgilendiren davalara bakıldığında gerek uzun tutukluluk gerekse dava yürütme süreçleri kamuoyunda rahatsızlık oluşturdu. Polis ve yargının çok iç içe adeta ortak gibi çalışması, operasyonların yargı talimatı ve denetiminde değil de tamamen polisin uhdesinde olduğu eleştirileri var. Bunları dikkate alıyoruz.

Yargı paralelleşti: Yargıda paralel bir yapı var. Poliste de var. Adaleti sağlamak için değil belli yapıları sistemin dışına atmak ya da cezalandırmak için uğraşıyorlar. İstedikleri yapıya istedikleri davayı açabiliyor, belgelerin denetimlerinde de gerçek olup olmadığının sonuçlarını kendi istedikleri gibi çıkartabiliyorlar. 17 Aralık operasyonu örneğinde de olduğu gibi, yolsuzluk adı altında başlayarak, yasal olup olmadığı belli olmayan yollarla elde edilen delillerle, masumiyet karinesini hiçe sayarak anında suçlu havası estiriyorlar.

Kaygıların yüzde 70'i giderildi: AB'nin tepe yönetimi Erdoğan'a HSYK ve yargı düzenlemesine ilişkin konularda endişelerini aktardı. Başbakan Erdoğan da AB'nin endişelerinin yüzde 70'inin şu an için giderildiğini ve kalanlar için de önümüzdeki dönemde çalışmaların yapılacağı konusunda teminat verdi. Barroso ve AB Konseyi Başkanı Rompuy bu konuyla ilgili memnuniyet duyduklarını Erdoğan'a görüşmede iletti.

'Ananas devleti kurdurmayız': Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'de paralel bir devlet yapılanmasına müsaade edilmeyeceğini belirterek, "İkinci bir devlet, yani bir ananas devleti kurdurmayız" dedi. Brüksel'de TÜMSİAD İstişare Kurulu ile Belçika'ya İşgücü Göçünün 50. Yıldönümü Sempozyumu'na katılan Erdoğan, 17 Aralık operasyonunun iç yüzünü Brüksel'deki muhataplarına anlattıklarını vurguladı. Erdoğan, "Bunun, demokrasiye, ekonomiye, aktif dış politikaya, özellikle de çözüm sürecine yönelik bir sabotaj girişimi olduğunu delilleriyle ortaya koyduk" dedi.