Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Musul operasyonu ile ilgili ABD’ye 'İstilacı Moğollar' benzetmesi yaparak, "bu operasyonun bir kurtarma değil işgal operasyonu olduğunu" savundu.
Milli Gazete'ye konuşan Kamalak, "İslam coğrafyasının kanlı bir arenaya döndüğünü" söyleyerek, "bölgede Moğol istilasından bu yana görülmedik bir kargaşa ve kaosun hâkim olduğunu" öne sürdü. Kamalak, “En son ABD öncülüğünde başlatılan sözde Musul’u kurtarma operasyonu da bölgede barış ve huzurun değil, tam tersine büyük kıyımın habercisidir. Çünkü bu operasyon Musul’u DEAŞ’tan kurtarmak için değil, bilakis DEAŞ bahanesiyle Musul’u işgal etmek için yapılmaktadır” dedi.
Kamalak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Nitekim Irak’ı Saddam’dan kurtarmak, 2 milyon Iraklı Müslüman kardeşimizin hayatına ve parçalanmış bir İslam ülkesine mal oldu. Libya’yı Kaddafi’den kurtarmak, binlerce Libyalı Müslümanın ölümüne, parçalanmış bir İslam ülkesine mal oldu. Endişemiz o ki, Musul’u kurtarma operasyonu da yine binlerce, belki de yüz binlerce Müslüman’ın canına ve milyonlarca Müslüman’ın yerinden yurdundan olmasına neden olacak.
"İslam Coğrafyası üzerinde tek plan vardır"
Batı’nın İslam coğrafyası üzerinde tek bir planı vardır. O da Büyük İsrail Planı. Bugün İslam coğrafyasında, ABD’den Rusya’ya, İngiltere’den Fransa’ya kadar tam 64 ülkenin askeri gücü mevcut. Namluları, topyekûn İslam dünyasını hedef almış bu askeri yığınağın amacı, İslam dünyasını daha da bölüp parçalamaktır. O zaman İslam coğrafyası olarak bizim de tek bir plana ihtiyacımız vardır. Bu da, Büyük İsrail Planı’na karşı, Büyük İslam Birliği Planı.
"Mezhep çatışması, büyük İsrail'e hizmet eder"
Musul operasyonunun, bölgede bir mezhep çatışmasını tetiklemesidir. Bölgede yaşanacak bir mezhep kırılması, İslam âlemine değil, sadece Büyük İsrail Projesi’ne hizmet eder. Böyle bir savaşın tek kaybedeni Müslümanlar, tek kazananı ise sömürgeci emperyalizm olur.
6 maddelik öneri
- Bölgeye yönelik her türlü yabancı müdahale, sorunu çözmekten çok, kaosu daha da arttıracaktır.
- Bölgedeki bütün yabancı devletler, askeri unsurlarıyla birlikte, İslam dünyasını terk etmelidir.
- Savaşı başlatmak çok kolay, bitirmek ise çok zordur. Şartlar ne olursa olsun, barış için, diplomatik kanallar sonuna kadar zorlanmalıdır.
- İslam dünyası kendi sorunlarını kendi içinde çözebilecek tarihsel birikim ve tecrübeye sahiptir.
- İslam ülkeleri ile ilişkilerin güçlenmesi ve sağlıklı bir müzakere ortamının oluşması sağlanmalıdır.
- Bütün İslam dünyası temsilcilerinin yer aldığı geniş katılımlı bir “Barış Konferansı” tertip edilmelidir. D-8’ler, kuruluş amacı ve yapısı itibariyle bu konuda uygun bir zemin olarak değerlendirilmelidir.
