Saadet Partisi’nin Diyarbakır 1. sıra milletvekili adayı Seyyit Haşim Haşimi, seçmenlere çağrı yaparak ‘ödünç bir oy’ istedi. Haşimi, “Ödünç bir oy istiyoruz. Bizi bir denesinler, tecrübe etsinler, bize bir fırsat versinler. Eğer gerekeni yapmazsak, oylarını geri alsınlar” dedi.
Partisinin cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu’nun da katıldığı, Saadet Partisi’nin Diyarbakır milletvekili adaylarının tanıtıldığı toplantıda konuşan Haşimi, “Siyasi zeminde hakikaten tecrübesi olan, Allah’tan korkan, tüm topluma adaletle yaklaşmak isteyen partimiz Meclis’te güçlü temsil edilirse birçok şey yapabiliriz. Aynı partiler Meclis’e girerse hiçbir şey değişmez. Aynı şeyleri tekrar etmekten, 90’lı yılların sloganlarını kullanmaktan başka yaptıkları bir şey yok” ifadelerini kullandı.
AKP’nin ‘Mehmet-Mehdi-Eker-Partisi listesi’ne tepki: Eğer tavır koymazsanız…
7 Haziran 2015’teki seçimlerde AKP’den milletvekili adayı olan, Kasım seçimlerine ise bağımsız olarak katılan Haşimi, bir dönemde bünyesinde görev aldığı AKP’nin Diyarbakır’daki milletvekili adaylarına yönelik tepkiye de değindi. Haşimi, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Mehdi Eker’in baş harflerine göndermeyle ‘MMEP listesi’ adı verilen ve kentteki AKP’lilerin önemli kısmının tepkisini çeken AKP Diyarbakır milletvekili aday listesiyle ilgili olarak, “Eğer sizler oylarınızla bu genel merkezlerin hiçbir şekilde sizin temsilinize yer vermeyen aday profiline karşı tavrınızı koymazsanız gelen gideni aratır. Onun için, sandığa giderken oyunuzu kullanırken, Allah için elimizi vicdanımıza koyalım. Kıyas yapın; kalbiniz, gönlünüz, vicdanınız kimi uygun buluyorsa oraya verin” diye konuştu.
“Adiliz, vicdanlııyız ama zalimlik yapmak isteyene cevap vermesini biliriz!”
Seçim güvenliğiyle ilgili de konuşan Haşimi, sandık başkanlarına seslendi. “Sandık üyesi başkanları, vallahi çalmak kul hakkıdır, günahtır. Cenabı Allah kendine yönelik günahları affeder ama kul hakkını hak etmez” diyen Haşimi, şöyle devam etti:
“Kimseyle kavga etmemiş, zulme uğrayarak 2 kez kapatılmış Saadet Partisi olarak biz kimseyle kavga etmiyoruz. Adiliz, vicdanlıyız, Allah’tan korkarız ama bize baskı yapmak, zalimlik yapmak isteyen, kim olursa olsun cevap vermesini biliriz.”
Hastaneden çıkıp kürsüye geçti, konuşması sık sık zılgıtlar ve sloganlarla kesildi
Konuşması sık sık sloganlarla ve zılgıtlarla kesilen Haşimi, Saadet Partisi’nin Diyarbakır etkinliğinde ‘Bilge Başkan’ Karamollaoğlu’ndan çok daha popülerdi. İsmi anons edilir edilmez, salonda özellikle kadınların çoğunluğunu oluşturduğu Saadet Partililerden büyük bir gümbürtü koptu. Yoğun seçim programı sebebiyle etkinlik öncesinde rahatsızlanan ve salona hastaneden gelen Haşimi de kendisine yönelik bu teveccühü cevapsız bırakmadı. Her ne kadar rahatsız olsa da, Kürtçe başlayıp Türkçe devam ettirdiği konuşmasını büyük bir coşkuyla gerçekleştirdi. Haşimi’nin konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:
-Bugün tarihi, kutlu bir gündür. Bugün büyük vuslat günüdür, fetret devri bitmiştir. Bitecektir. Fetret devri sona ermiştir. Saadet Partimiz gerektiği gibi siyasetin ve Türkiye’nin anahtar partisi haline gelmiştir. Bu, kutlu yürüyüş devam ediyor. İnşallah devam edecektir, çünkü Diyarbakır’a Saadet, Saadet’e Diyarbakır yakışır. Evinize hoş geldiniz! Yuvanıza hoş geldiniz!
-Saadet Partimiz yarım asra yakın bir mücadelenin, geleneğin mirasıdır. Bu hareketi, geleneği rahmetli Erbakan Hocamızın bizlere bıraktığı en büyük değerdir, en büyük mirastır. (Salonda Mücahit Erbakan sloganları) Bu hareket, bugün yeni bir uyanış ve diriliş dönemindedir. Bu harekete ilk günden yol arkadaşı olan muhterem genel başkanımız liderliğinde Saadet Partisi artık geleceğe bakan bir partidir. Partimiz güçlü, sicili tertemiz bir partidir!
"Onlar Kürtleri susturmak isterken, genel başkanımız 'Bu ülkenin her ferdi eşittir' diyor"
-Yeminle söylüyorum, diğer partilerden farkımız var. Vallahi yeminle söylüyorum diğer partilerden çok farkımız var. Onlar liyakatı çökertirken, bu hareket liyakatın anlamını ve değerini biliyor. Onlar, ısrarla ve inatla Diyarbakır’a yanlış üzerine yanlış yaparken; genel başkanımız “Bu kadim şehir bunları hak etmiyor” diyor, “Adalet, hak, hukuk” diyor. Onlar “Ceketimizi koyarsak seçeriz, seçtiririz” diyor; genel başkanımız “temsil” diyor. Onlar “Kimi koyarsak koyalım, biz istediğimiz gibi beğenseler de beğenmeseler de istediğimizi listelere koyarız” diyor. Onlar kardeşlik ahlakı ve siyasetini unuturken; genel başkanımız “Kürt Meselesi’nin adil çözümü, anadilde eğitim, iş, aş, adalet” diyor. Onlar Kürtleri susturmak isterken, genel başkanımız “Bu ülkenin her ferdi eşittir, sorunları konuşmalıyız” diyor. Bizim farkımız bu. Onlar adaletsizliği bir alışkanlık haline getirirken partimiz adalet diyor, adil düzen diyor.
-Kampanya ilkemiz çok açıktır. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyin, korkutmayın. Onun için sadece doğruları anlatacağız. Hem vefadan hem geleceğe bakmaktan bahsedeceğiz. Yarım asırlık tecrübemizle geleceğe bakacağız.
“Kürtlerin, Zazaların sözünü marjinal, ideolojik söylemlere mahkûm olmaktan kurtarabiliriz”
-Cumhurbaşkanlığı seçiminde tavrımız net ve açıktır. Türkiye’nin bu liderliğe ihtiyacı var. Vallahi Türkiye’nin bu liderliğe ihtiyacı var, bu bölgenin liderliğe ihtiyacı var. Vallahi Türkiye’nin de bölgenin de Sayın Karamollaoğlu’na ihtiyacı var. Onun için Saadet Partimizin Meclis’te güçlü bir temsille bulunması lazım. Bu şart, bu gerekli. Başka çare yok, başka yol yok. Saadet Partimize oy, destek vererek Kürtlerin, Zazaların ve Diyarbakır halkının sözünü marjinal, ideolojik söylemlere mahkum olmaktan kurtarabiliriz. Saadet Partimize oy vermekle bu şehirle, bu bölgeyle, bu halkla ilgisi olmayanlardan, çıkar peşine düşenlerden kurtarabiliriz. Meclis gerçek anlamda bir denetleme yeri haline gelir. İdeolojik kavga değil, siyasi mücadele zemini ortaya çıkar.
-Süremiz kısaldı, seçim günü geliyor, yaklaşıyor. Gece gündüz durmadan çalışmalıyız ki, bize yapılan adaletsizliği bir nebze giderelim. Bütün Türkiye’ye, bölgemize, ilimin seçmenlerine çağrım budur: Kararsız olmayın, hissi davranmayın, duygusal olmayın. Diğer partilerin tabanına sesleniyorum. Eğer sizler oylarınızla bu genel merkezlerin hiçbir şekilde temsili olmayan aday profiline karşı tavrınızı koymazsanız gelen gideni aratır. Onun için, sandığa giderken oyunuzu kullanırken, Allah için elimizi vicdanımıza koyalım, kıyas yapalım. Sizin kalbiniz, gönlünüz, vicdanınız kimi uygun buluyorsa oraya veriniz. Ama kıyas yaparak.
"Bizi bir denesinler, tecrübe etsinler, bize bir fırsat versinler"
-Hiçbir partinin tabanına yönelik tepkim olmaz olamaz Bu seçimde onlardan ödünç bir oy istiyoruz. Bizi bir denesinler, tecrübe etsinler, bize bir fırsat versinler. Eğer gerekeni yapmazsak, oylarını geri alsınlar.
-Sandık üyesi başkanları, vallahi çalmak kul hakkıdır. Günahtır. Cenabı Allah kendine yönelik günahları affeder ama vallahi kul hakkını hak etmez. Kimseyle kavga etmemiş, zulme uğrayarak 2 kez kapatılmış Saadet Partisi olarak biz kimseyle kavga etmiyoruz. Adiliz, vicdanlıyız, Allah’tan korkarız ama bize baskı yapmak, zalimlik yapmak isteyen, kim olursa olsun cevap vermesini biliriz.
-Siyasi zeminde hakikaten tecrübesi olan, Allah’tan korkan, tüm topluma adaletle yaklaşmak isteyen partimiz Meclis’te güçlü temsil edilirse birçok şey yapabiliriz. Aynı partiler Meclis’e girerse hiçbir şey değişmez. Aynı şeyleri tekrar etmekten, 90’lı yılların sloganlarını kullanmaktan başka yaptıkları bir şey yok.