Rhein-Zeitung gazetesi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Berlin ziyareti vesilesiyle yayımladığı yorumda ikili ilişkilerin Türkiye açısından taşıdığı öneme değiniyor:
"Berlin şaibeli işlere katiyen yanaşmamalıdır. Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, gazeteci Deniz Yücel'in iadesi karşılığında Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki Kürtlere karşı sürdürdüğü savaşta kullanılan Alman tanklarının modernize edileceği yönünde bir anlaşma bulunmadığına dair teminat verdi. Umarız sözünden dönmez. Hermes kredileri, AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi ve silah satışları gündemde yer almamalıdır. Ancak Türkiye açısından daha mütevazı jestte bulunulabilir. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ile ilgili seyahat uyarısının Berlin tarafından gözden geçirilebileceğini belirtti. Türkiye'nin ekonomik bakımdan da Almanya ile arasının düzelmesine ihtiyacı var. Çünkü Avrupa'ya giden yolun sadece Berlin'den geçtiğini Ankara da biliyor.”
Neue Osnabrücker Zeitung gazetesinin iki Kore arasında kararlaştırılan zirve buluşmasını konu alan yorumunda Pyongyang rejimine uygulanan yaptırımların boşa gitmediği görüşüne yer veriyor:
"Zirve buluşması kararlaştırılmış olması kutlanacak bir durum. Kim Jong Un Koreler arasındaki ilişkilerde ilerleme sağlayarak ‘yeni bir ulusal birleşme tarihi yazmak' istiyor. Barış ve istikrara hizmet edecekse, amenna. Devletler topluluğunun Kuzey Kore'ye kararlı bir şekilde uyguladığı yaptırım politikası meyve vereceğe benziyor. Çin de perde arkasından baskı yapmış olabilir. Pekin kendi geleceğini düşündüğü için bölgenin istikrara kavuşmasını istiyor. Kuzey Kore liderinin düşman kardeşle diyalog başlatmaya yanaşmasında, menzili ABD topraklarına kadar uzanan atom silahlarına sahip olmanın verdiği güven de rol oynuyor olabilir.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung Kuzey Kore'nin diyalog için gösterdiği samimiyeti sınamak gerektiğini yazıyor:
"Kuzey Kore'nin nükleer programından vazgeçebileceği söyleniyor. Bu mesaj resmi Kuzey Kore medyası tarafından duyurulmadığı müddetçe Seul'den gelen açıklamaların bir anlamı olmaz. Kuzey Kore müzakerelerin son anında yeni şartlar üretmeyi iyi biliyor. Pyongyang rejimi uzun zaman alan bir sorunun barışçı çözüme kavuşturulmasının daha popüler olacağını ve uzlaşma rotasındaki muhataplarının kabahatli çıkmak istemeyeceklerini bildiğinden birtakım tavizler koparmak istemesi beklenebilir. Yine de Kim Jong Un'u sınamak ve gerçekten uzlaşmak isteyip istemediğini öğrenmek gerekir.”
Frankfurter Rundschau gazetesi iki Kore devleti arasında kararlaştırılan zirve buluşmasına şu satırları ayırmış:
"Devlet Başkanı Moon Jae-in'in Kim Jong Un ile konuşması doğru olur. Moon ülkesini nükleer savaş tehlikesinden kurtarmak zorunda. Ancak Kim'in zayıf pozisyonda olduğunu ve tavize kolay yanaşmayacağını da unutmamalıdır. Moon'un insan onurunu hiçe sayan Kim gibi bir diktatör ile buluşmayı kabul etmesi önemli bir jesttir. Aile fertlerini bile öldürtmekten çekinmeyen Kim'in ülkesinde temerküz kamplarının olduğu unutulmamalı. Umalım Moon planlanan zirvede Pyongyang'a gönderdiği elçisi kadar dostça gülümsemez. Moon yaptırımlar konusunda devletler topluluğunun çizgisinden ayrılmakta acele etmemelidir. Kuzey Kore silahsızlandığı takdirde ticaret yapabilmelidir. Bu talebe vereceği karşılık Kuzey Kore'nin samimiyet derecesini gösterecektir. Kim Jong Un'un yabancı mallara ihtiyacı var. Moon, bombalarından vazgeçene kadar onu belirsizlikte bırakmalıdır.”
DW/AG,BK
© Deutsche Welle Türkçe