Bilim / Teknoloji

Rüya avcıları İstanbul'da buluşuyor

İkinci İstanbul Parapsikoloji Konferansı, bu yıl 23-24 Mayıs’ta Harbiye Askeri Müze’de gerçekleştirilecek.

17 Mayıs 2009 03:00

İlki dört yıl önce yapılan İstanbul Parapsikoloji Konferansı’nın ikincisi, bu yıl 23-24 Mayıs’ta Harbiye Askeri Müze’de gerçekleştirilecek. Duyular dışı algılama yeteneğini inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlanan parapsikolojinin tartışılacağı konferansa dünyaca ünlü uzmanlar katılıyor

İnsanlığı Birleştiren Bilgiyi Yayma Vakfı’nın düzenlediği konferansta kuantum ve bilinçten niyetin gücüne pek çok konu masaya yatırılacak. Rüyaları araştıran Stanley Krippner ve uzaktanöngörü üzerine incelemeler yapan Stephan Schwartz, İstanbul’a gelir gelmez star Pazar’a konuştu

San Francisco Saybrook Lisansüstü Eğitim Okulu’nda psikoloji profesörü olan 74 yaşındaki Stanley Krippner, yıllardır rüyalar üzerine araştırmalar yapan bir bilim insanı. New York’ta Rüya Laboratuvarı direktörlüğü yapan Krippner, çocukken rüyalarını yazıp konuyla ilgili eline geçen her şeyi okuduğunu söylüyor. Dünyanın dört bir yanında rüyalar hakkında atölye çalışmaları yapan, konferanslar veren Krippner’ın rüyalarla ilgili işte anlattıkları...

Rüyalar insanın aynasıdır

Rüyalar sayesinde insan bilinci ve karakteri hakkında çok şey öğrenebiliriz. Çünkü rüyalar, ortalama uyanık zihnimizin ürünleri değil. Rüya hayatı, uyanık hayata çok benziyor. Birbirinin aynası gibi... Bazen hayatımızdaki problemleri rüyalarımızda çözmek isteriz. Bazen de gerçek hayata dair rüyalarımızda ifade ettiğimiz arzularımız vardır. Yani insanlar rüyalarını anlatırken kendileri hakkında çok şeyi ifşa eder. Mutlu insanların mutlu, üzgün insanların ise sıkıntılı rüyaları olur.

Kadınlar çocuk ve aile erkekler iş ve para görür

Erkek ve kadınların rüyaları farklı. Kadınlar daha çok aile ve çocukların içinde olduğu, erkekler ise iş ve parayla ilgili rüyalar görüyor. Rüyalar ülkeden ülkeye de farklılık gösterebiliyor. Rusya, ABD, Brezilya, Arjantin, Ukrayna, İngiltere ve Japonya’da araştırma yaptım. Örneğin Brezilyalılar daha çok cinsellikle ilgili ve manevi rüyalar görüyor. Rusya’da Japonya’ya göre rüyalarda daha fazla duygu var. Japonya’da ise rüyalar genelde iş ve para kazanmakla ilgili.

Beyni hasarı gören kişiler asla rüya göremiyor

Herkes rüya görür. Çok derin uykusu olan insanlar hatırlamaz. Gece daha sık uyanan kişilerin rüyalarını hatırlama oranı daha yüksek. Laboratuarda araştırma yaparken insanlar uyuduğunda başlarına elektrotlar bağladık ve göz hareketleri başladığında onları uyandırdık. Uyandırdığımız kişiler, rüya gördüklerini söyledi. Gece boyunca rüya görmeyen çok sayıda insan var. Bunlar çok ağır beyin hasarına uğramış insanlar ve bunun yan etkisi olarak rüya görmüyor.

Balık her ülkede ‘kısmet’ anlamına gelmez

Rüya yorumu kültüre göre değişiyor. Rüyalardaki sembollerin yorumlanmasıyla ilgili hiçbir ortaklık yok. Ben aslında sembollerin kişiye göre de değiştiğini düşünüyorum. Birinin balıkla ilgili şahsi deneyimi, başka birinden farklı olabilir.

Dikiş makinesinin iğnesi nasıl ortaya çıktı?

Beyin uyku sırasında da çalışır. Bir sorun varsa, beyin bu sorunu çözmeye çalışıyor. Bazen başarıyor, bazen başaramıyor. Sürekli tekrarlanan rüyalar işte böyle ortaya çıkıyor. Teknik problemlerin birçoğu rüyalarda çözülebiliyor. Mesela dikiş makinesini icat eden Elias Howe, mekanik bir şekilde iğneden ipliği nasıl geçireceği üzerinde aylarca çalıştı. Bir gece bir rüya gördü... Rüyasında bir ormanda kabile tarafından yakalanmıştı. Kabile lideri problemi hemen çözmesi gerektiğini yoksa onu öldüreceklerini söyledi. ‘Çözemem’ deyince ona oklarla saldırdılar. Howe, her okun ucunda bir delik olduğunu gördü ve problemi çözdü... Delik, iğnenin ucunda olmalıydı. Rüyası ona yolu göstermişti.

Uyarıları dikkate alın

Rüyalar sağlık konusunda haber verir. Bazen insanlar rüyalarında kalp krizi geçireceğini gördükten sonra doktora giderek check up yaptırıyor. Çünkü insanlar bilinç dışı hallerinde sağlık durumlarını bilinçli hallerinde daha iyi biliyor. Kalple ilgili bir hastalık için rüyada illa kalp görmek gerekmiyor. Kalp, bazen bir sembol olabilir yani fiziksel kalbimizle bir ilgisi olmayabilir. Mesela o anda yaşadığımız bir ilişkinin de sembolü olabilir. O rüya, bu ilişkiyle de ilgili bir uyarı olabilir.

Gördüklerinizi not edin

Eğer bir kişi kendi rüyaları üzerinde çalışırsa artık bu sembolleri ayırt etmeye başlar. Öncelikle bir rüya defteri alıp gördüğünüz rüyaları yazın. Bunları rüyalara meraklı olanlara anlatın. Sonra bu rüyaları onlar görmüş gibi yapsın ve ortaya pek çok fikir çıkacaktır. Bu da rüyayı gören kişinin kendi yorumunu geliştirmesini sağlıyor. 

Dali ve Chagall rüyayı tuvale döken sadece iki isim

Rüyaları  ancak sanatçılar görüntülemeyi başarıyor. Ressam Marc Chagall ve Salvador Dali... Onlar rüyalarının resimlerini yaptı.

40 yıl içinde hastalıklar bitecek

Farmakolojik tıp ise yok olacak

2050 yılında benzinle çalışan otomobil kalmayacak, aynı yıl küresel ısınma için bir dönüm noktası olacak

National Geographic dergisinde gazetecilik yaparken Vietnam’da savaşa gitti. Ülkesine geri döndüğünde uzaktanöngörü yeteneğini keşfetti. Yani bilgisi olmayan konuları bilebiliyordu. Yıllardır uzaktanöngörü üzerine çalışan Atlantik Üniversitesi’nde eğitim görevlisi ve Temel Araştırma Laboratuvarlarının Bilişsel Bilimler bölümünde araştırma görevlisi olan Stephan Schwartz, uzaktangörünün ve olağandışı insan işleyişinin diğer unsurlarının pratik uygulamaları konusunda dünyanın sayılı uzmanlarından. Peki nedir bu uzaktanöngörü ve ne işe yarar? Peki ya herkes yapabilir mi? İşte Schwartz’ın anlattıkları...

Herkes geleceği bilebilir

Ben telepatiye inanmıyorum, bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum. Ben mekansal olmayan bilinçliliğe inanıyorum. Yani mekan, kültür ve zamandan bağımsız. Herkes bu yeteneğe sahip. İnsan geleceği de bilebilir. Bunun iki anahtarı var; çok güçlü bir niyetin olması ve bunu yapmak için de tekniğin olması lazım.

Uzaktanöngörü Türkiye’de ortaya çıktı, Karun keşfetti

Uzaktangörünüm tarihi Herodot’a uzanıyor. Olay ise Türkiye’de cereyan etmiş. Lidya Kralı Karun’a topraklarına Perslerin saldıracağı söyleniyor. Böylece Karun ilk uzaktan görme deneyimini yönetiyor. Yedi elçisini, dünyanın yedi kahinine gönderiyor. Onlara ‘Oraya gidin, 100 gün bekleyin ve 100’üncü gün kahine giderek ‘Şimdi Karun ne yapıyor?’ diyor sorun’ diyor. Tek doğru yanıt Delfi Kahini’nden geliyor. Kahin, elçiye daha soruyu sormadan ‘Büyük bronz kase, bir kaplumbağa ve bir de boğa görüyorum. Ve bronz kasenin büyük bir kapağı var’ diyor. Bu, elçiye hiçbir şey ifade etmiyor. Elçi, Lidya’ya dönüp Karun’a kahinin söylediklerini anlatıyor. Karun meğer 100’üncü günde altında ateş yanan büyük bir bronz kaseye su dolduruyor, bir öküz ve kaplumbağayı kesiyor, onları suya atıyor. Kasenin kapağını kapatıyor. Meğer kahinin söylediğini aynen yapmış.

Arkeoloji bilmiyor ama Kleopatra’nın sarayını buldu

BİZ neyi bilmediğimizi tam olarak biliyoruz. Ben arkeolog değilim. Ama bu uzaktanöngörü yöntemiyle 1979’da Kleopatra’nın sarayını bu şekilde bulduk. Bir grup insan bir araya geldik ve sarayın yerini tarif ettik. Sarayın yerinin belirlenmesi projesi üç yıl sürdü.

Bize göre 2012 senesinde dünyanın sonu gelmeyecek

1978’ten beri 2050 yılına dair pek çok kişiyle uzaktanöngörü çalışması yapıyorum. Sovyetler Birliği’nin yıkılışını, AIDS’in ortaya çıkışını, küresel ısınmayı tarif ettiler. Bugünden farklı bir dünyayı öngördüler. Dünyanın sonunun 2012’de geleceği söyleniyor ama gelmeyecek. Bu her ne kadar küresel ısınma için bir dönüm noktası olsa da dünyanın sonu o tarihte gelmeyecek. 2050’de benzinli otomobil kalmayacak, farmakolojik tıp yok olacak, şeker, tansiyon, kanser gibi hastalıklar ortadan kalkacak.

Saddam’ın yerini tarif ettik

BİR grup üniversite öğrencisiyle uzaktanöngörü deneyimi yaşadık ve Saddam Hüseyin’in yerini detaylı bir şekilde tarif ettik. Bu talep 2003’te öğrencilerden geldi. O zamanlar herkes Saddam’ı arıyordu. Ben aslında Saddam’ın Suudi Arabistan’a gittiğini düşünüyordum. 45 öğrenci bana bu çalışma sonucunda Saddam’ın Tikrit şehri yakınlarında bir çukurda bulunacağını söyledi. Bu çukurun yerini ve çukurun yakın olduğu evin resmini çizdiler. Binanın her iki yanında büyük hurma ağaçları olduğunu, evin önünden bir yol, arkasından ise nehir geçtiğini söylediler. Bunu yaparken sınıfta istihbarattan birileri vardı ama onlara biz mi yardımcı olduk bilmiyorum.