Politika

'Rutin olarak Cumhurbaşkanı başkanlığında bir toplantı olmayacaktır'

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nda çözüm süreci ve 'paralel yapı'yla mücadeledeki gelişmeler görüşüldü

19 Ocak 2015 22:59

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nun rutin bir takvime bağlanmadığını söyledi.

 

'Sayın Cumhurbaşkanımız Anayasal yetkisini kullandı'

 

 

Bülent Arınç şunları söyledi: "Bildiğiniz gibi Anayasamızın 104. maddesinin 2. fıkrasında sayın cumhurbaşkanımızın yürütmeyle ilgili yetkilerini kullanabilme yetkisi vardır. Anayasa'nın bahşettiği bir yetkiyi sayın cumhurbaşkanımızın kullanmasında bir sakınca yok. Bu anayasal yetki bugün kullanılmıştır. 

Toplantı saat 12.30'da başladı. Sayın başbakanımız ve sayın cumhurbaşkanımız başbaşa bir görüşme yaptı. Sayın başbakanımız bu akşam İngiltere'ye gidecek. Oradan da Davos'a gidecek. Bugünkü toplantımız, Cumhurbaşkanımızın açılış konuşmasıyla başladı. Sayın Cumhurbaşkanımız açış konuşmasında, sayın başbakan ve bakanların millete hizmet gayesiyle çalıştığını söyledi. Sayın cumhurbaşkanımız, başbakan ile arasında çekişme varmış gibi gösterenlerin yanlış iş yaptığını söyledi.

Gündem bir hayli yoğundu. 2014 yılının genel bir değerlendirmesini yaptık. Güvenlik ve asayiş konulu bir değerlendirme oldu. Çözüm sürecindeki gelişmeler ve paralel yapıyla mücadeledeki gelişmeler görüşüldü. 

Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin değerlendirilmesi oldu. 2014 yılının ekonomik gelişmeler açısından değerlendirilmesiydi. 

Gündemin son maddesi ise, Avrupa Birliği süreci ile ilgili gelişmeler değerlendirildi.

Bu saate kadar bakan arkadaşlarımızın da, bürokratlarımızın da sunumları üzerinde soruları oldu, cevapları oldu."

Cizre'de yaşanan olaylar gündeme geldi mi?

Sayın İçişleri Bakanımız güvenlik asayiş bakımından uzun bir sunum yaptı. Tabii Cizre'deki olaylar da gündeme geldi. Sayın bakanımız sorulara yanıt verdi. Cizre'de yaşanan acı olaylar da gündemimizin içindeydi. Bu çözüm sürecini de yakından ilgilendiriyor. Bunun bir siyasi boyutunun da olduğu düşünülüyor. Orada ölen sadece 12 yaşındaki masum çocuğumuz değil, hepsi bizim için son derece değerli insanlarımızdır. Konu üzerinde çalışmalar yapılıyor. Adli soruşturma sürecimiz var. Mülkiye ve polis başmüfettişlerimiz tarafından götürülen idari soruşturmamız var. Cizre'ye bu olayları takiben, daha çok polis takviyesi yapılmıştır, daha çok araç takviyesi yapılmıştır. Bunların hepsi bir mesaj olabilir. Biz şiddeti elden bırakmayız, burası bizimdir diyen bir eşkıya grubu varsa, bunlarla mücadele etmek, bunların sesini kesmek şüphesiz hükümetimizin görevidir. 

Bir sonraki toplantının zamanı belirlendi mi?

Bir sonraki Bakanlar Kurulu toplantısı 26 Ocak'ta Başbakanlık'ta yapılacaktır. Rutin olarak Cumhurbaşkanı başkanlığında bir toplantı olmayacaktır.

Yüce Divan oylaması gündeme geldi mi?

Bakanlar Kurulu toplantısında bu konu gündeme gelmedi. Bu konu ne zaman gündeme gelse, ben hiçkimsenin kendi oyunu açıklamak gibi bir yanlışa düşmemesi gerektiğini söylüyorum. Bu hatayı MHP'li vekiller de, CHP'li vekiller de yapmıştır.

Gölge kabine konuşuldu mu?

Cumhurbaşkanlığı'nda ne kadar başkanlık kurulduğu gibi konular gündemimizde yoktu. Bunlar konuşulmadı. Biz sunumlar yaparken Cumhurbaşkanımız kendi değerlendirmelerini yaptılar. Biz bunlardan istifade etmek isteriz, ama bu konuda uygulama yapacak, karar alacak olan hükümetimizdir.

MİT TIR'ları iddiası

Sayın Başbakanımız daha önce de söyledi Suriye'deki ve Irak'taki Türkmenlere gıda ve battaniye yardımı yapıldı. O olayda görev yapan hakim ve savcılar HSYK tarafından suçlu kabul edildi. O zaman bu işleri hükümeti suçlamak için malzeme haline getiren, paralel yapıyla ilişkili görevlilerin bu yalanları birilerine servis ettiğini görüyoruz. Bu konuda hiçbir askeri rapor yok. Geçerliliği olmayan bir tutanaktır. O tutanağı hazırlayanlar, ciddi bir adli yargı süreciyle karşı karşıyadırlar. BM'yle ilgili bir rapor hazırlandığı iddiaları var ki, Dışişleri Bakanlığımız ilgili kesimlere iletmiştir. Hükümetimizi ve Türkiye'yi mahkum etmeye çalışan çevrelerin yeni bir oyunu olarak değerlendirilebilir. Bir kağıt parçasıyla dünya kamuoyunu aldatmaya çalışıyorlar.