Rio de Janeiro Üniversitesi öğretim üyelerinden Profesör Monica Herz, BRICS'in sadece ekonomik benzerlikleri olan ülkeler arasındaki, gevşek ilişkileri yansıtan bir kavram olmaktan çoktan çıktığını ifade etti.
BRICS ülkelerinin aynı zamanda siyasi bir grup da olduklarını ve Batı tarafından yönlendirilen politikalara alternatif oluşturabileceklerini belirten Profesör Herz, Ukrayna krizinde de BRICS'in ortak tutum izlediğini ve beş genç sanayi ülkesinin anlaşmazlığın yatıştırılıp sınırlı tutulmasını arzuladığını belirtti. Monica Herz, Rus dış politikası yakından incelendiğinde, BRICS ülkelerinin farklı görüşleri benimsediklerinin ortaya çıkacağını da dikkat çekti.
Tarihten gelen dostluk
Gerçekten de bu beş ülkenin kendi aralarındaki ve özellikle Rusya ile ilişkileri önemli farklılıklar gösteriyor. Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti'ni kurulduğu 1949 yılından itibaren desteklemiş, Kore savaşında da Çin'in yanında yer almış ama zamanla araları soğumuştu. Ussuri nehrindeki sınır anlaşmazlığı silahlı çatışmaya kadar varmış ancak iki dev ülke Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olarak Batı karşısında dengeleyici güç görevini üstlenmek zorunda olduklarını kavramışlardı.
Pekin yönetimi Kırım krizinde oldukça çekimser davrandı. Dışişleri bakanlığının açıklamasında ihtilafın siyasi düzlemde çözüme kavuşturulması, tarafların itidalli olması ve krizin tırmanmasına fırsat tanınmaması gibi kavramlara yer verilmişti. Bu da Çin'in Moskova'yı eleştirmekten kaçındığını ancak Kırım politikasına onay da vermediğini gösteriyor.
Rusya'ya borçlu hissediyor
Askeri ve ekonomik ilişkilerin son derece sıkı olduğu Moskova ile Yeni Delhi arasında da limoni bir havanın oluştuğu söylenemez. Hindistan aynı zamanda kendini, Soğuk Savaş yıllarında çıkarlarına sahip çıkan Rusya'ya borçlu da hissediyor. İki süper güç arasındaki askeri işbirliği son yıllarda daha da artmış ve Hindistan 2009 ile 2013 yılları arasında silah ithalatının yüzde 75'ini Rusya'dan yapmıştı.
Brezilya ve Güney Afrika da Rusya'yı açıkça eleştirmekten ve taraf tutar gibi görünmekten özenle kaçınıyor. Her iki ülkenin tutumu da, ‘bütün tarafların itidal ve diyalog gönüllülüğü göstermesi' şeklindeki temennilerden ibaret.
Profesör Monica Herz de Rusya ile Ukrayna'nın barış içinde birlikte yaşamaktan başka çareleri olmadığını ve Kırım krizinin BRICS ülkeleri arasındaki ahengi bozmayacağını belirtti.
