Politika

Rusya ile vizeler kalkacak sinayali

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Anketlerde öndeyiz ama seçim zamanında olacak" dedi.

06 Nisan 2010 03:00

T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ile büyük bir ihtimalle gelecek ay yüksek düzeyli bir işbirliği anlaşması imzalayacaklarını belirterek, “Burada da vizeleri büyük ihtimalle kaldıracağız” dedi.

         Erdoğan, Saraybosna’da Boşnak Enstitüsünde konuşma yaptı ve soruları yanıtladı.

         Başbakan Erdoğan, ABD’nin Türkiye’nin stratejik ortağı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

         “Sayın Bush döneminde gayet iyi münasebetlere sahiptik. Fakat, Obama gelince bazı soru işaretleri vardı, ’Acaba bundan sonra ne olacak?’ diye. Sayın Obama ile ilk münasebetlerimizde bir enerji, karşılıklı bir elektrik alışverişi doğdu. İlk ziyareti Türkiye’ye yaptı. Fakat burada stratejik ortaklığı kullanmadı. ’Bundan sonra stratejik ortaklıktan model ortaklığa geçelim’ dedi.  Şimdi bizimle Amerika arasında model ortaklık başladı. Münasebetlerimizde, gerek Cumhurbaşkanımızın gerek şahsımın gerek bakanlarımızın birbirleriyle olan yoğun telefon diplomasisi var. Bunlar hep devam ediyor.

         Şu an bakıyorsunuz Amerika ile Rusya arasında da ilginç gelişmeler var.  Dünya bir değişimi, dönüşümü yaşıyor şu anda. Eğer siz bu değişimin, dönüşümün içinde yer alamazsanız, kendiniz kaybedersiniz. Onun için yer alacaksınız. Onun için içine kapanık bir siyaset anlayışı sizi hiçbir yere götürmez. Dışarı açılacaksınız. Türkiye son yedi buçuk yılda bunu başardı. Artık içine kapalı bir siyaset değil, tamamen dışa açık bir siyaset anlayışı.”

         Türkiye’nin “komşularla sıfır düşmanlık” anlayışıyla hareket ettiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Şu anda komşularla düşmanlık diye bir şeyimiz yok, Batı ile Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, hepsiyle... Güneyde Suriye ile savaş noktasına gelmiştik. Suriye ile aramızda artık duvarlar kalktı, vize kalktı” diye konuştu.

 

'VİZELERİ BÜYÜK İHTİMALLE KALDIRACAĞIZ'

Erdoğan, yedi buçuk yılda Türkiye’nin karşılıklı olarak vizeyi kaldırdığı ülke sayısının 25’e ulaştığını söyledi. Rusya ile vizelerin kaldırılması için sürecin başladığını anımsatan Erdoğan, “Bu kimin aklına gelirdi? Yıllar yılı, Türkiye, Rusya ile vizeleri kaldırabilir mi? Sayın Medvedev de Putin de olumlu baktı. Büyük bir ihtimalle Mayıs ayında Sayın Medvedev ile yüksek düzeyli bir stratejik işbirliği anlaşması inşallah imzalıyoruz. Burada da vizeleri büyük ihtimalle kaldıracağız. Rusya ile Türkiye arasında inşallah vizesiz bir dönemi başlatacağız. Bu, karşılıklı güven. Yani bu Schengen ülkeleri arasında oluyor da Schengen ülkeleri dışında biz bunu niçin yapamayalım?” dedi.

 

“BOSNA-HERSEK’İN BÖLÜNMESİ...”

         Başbakan Erdoğan, “Bosna-Hersek’in bölünmesi konusunda senaryolar var.  Bu durumda Türkiye’nin tavrı ne olur?” sorusu üzerine, “Ben bunu düşünmek bile istemiyorum. Yani Bosna-Hersek’in bölünmesi diye bir şeyi aklımın ucundan geçiremem” ifadesini kullandı.

         Erdoğan, sunucunun bu sorunun fazladan sorulduğunu belirtmesi üzerine esprili bir şekilde “Hepsine varız. Gerekirse burada yatarız. Onu da söyleyeyim” karşılığını verdi.

         Bosna-Herseklilik ortak paydasından hareket etmek gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

         “Geçmişte Boşnak-Hırvat ile evleniyor muydu? Evleniyordu. Sırp-Hırvat ile Sırp-Boşnak ile evleniyor muydu? Evleniyordu. Daha sonra ne oldu? Malum gelişmeler, üzücü gelişmeler. Bu sonuç oldu. Şimdi biz farklılıklar içinde zenginliği meydana getirerek, yeni bir Bosna-Hersek’i inşa ettik. Her geçen gün güçlenerek birlik beraberlik içinde bunun devam etmesi lazım. Şüphelerin ortadan kalkması lazım. Farklılıkları da zenginlik olarak görerek, yola devam etmek lazım.”

         Saraybosna’ya bakıldığında bir medeniyetler ittifakının görüldüğünü söyleyen Erdoğan, “Cami, caminin yanında kilise. Bunlar yan yana zaten barışık” dedi.

 

“AB KENDİ İÇİNDE ÇELİŞKİLERE DÜŞÜYOR”

Başbakan Erdoğan, Medeniyetler İttifakı’nın adresi olarak AB’yi gördüklerini belirterek, “AB’nin Türkiye’yi oyaladığını, işini zorlaştırdığını, böylece kendi içinde çelişkilere düştüğünü” ifade etti.

         Türkiye’nin 1996’da Gümrük Birliği üyesi olduğuna işaret eden Erdoğan, AB müktesebatına göre, AB’ye üye olmadan Gümrük Birliği üyesi olunmadığına dikkati çekti.

         AB’nin, üye olmayan Türkiye’yi Gümrük Birliğine dahil ederek, Türkiye’ye bir farklılık yaptığını kaydeden Erdoğan, “Gümrük Birliği üyesi olan bir Türkiye, AB üyesi olmakta bugün sıkıntı çekiyor. Burada dert başka. Ama biz sabırlıyız, çalışıyoruz. Er veya geç AB’ye gireceğiz. ’Efendim sizi almazlar’.  Almazlarsa biz kaybetmeyiz, onlar kaybeder. Niye? O zaman Hristiyan kulübü olduklarını ilan etmiş olurlar. Biz, AB’yi Hristiyan Kulübü olarak görmek istemiyoruz. Medeniyetler İttifakı’nın merkezi olarak görmek istiyoruz” diye konuştu.

         Türkiye’nin AB’ye yük olmaya değil, AB’den yük almaya geldiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, “Diyoruz ki AB bundan istifade edecek. Ama biz de Türkiye olarak tabii ki istifade edeceğiz. Diyoruz ki barışın egemen olduğu bir Avrupa, dünyaya örnek bir Avrupa ve burada Türkiye’nin önemli bir yeri olacaktır” ifadelerini kullandı.

 

“HİÇBİR ÜLKEYE UYGULANMAYAN BAZI YAPTIRIMLAR YAPILIYOR”

Türkiye’nin üyelik sürecindeki gelişmelere değinen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

         “Türkiye’ye karşı, hiçbir ülkeye uygulanmayan bazı yaptırımlar yapılıyor. Şu anda önümüzde dört fasıl müzakere edilmeye açık görünüyor.  İspanya’nın olumlu yaklaşımları var. Arkasından Belçika geliyor. İspanya ve Belçika’nın dönem başkanlığında bu fasıllar açılabilir. Hatta bu sekiz fasıl olarak da açılabilir. Fakat bütün bunların açılmasının yanında, ’ondan sonraki fasıllar ne olacak?’ sorusu var. Tabii, bunun önünü kendileri kesti, tıkadılar.  Biz de şimdi diyoruz ki bunun önünü kapayanlar Türkiye’ye bunun cevabını vermek durumundalar. Müzakereci ülke olarak kapıyorsun, müzakere edecek fasıl bırakmıyorsun. Bunu çöz. Tabii, hep konuştukları şey, ’Ankara Anlaşması’ diyorlar. Bu konuyla ilgili olarak da biz kendilerine gerekli bütün bilgileri verdik. Tabii, Ankara Anlaşmasıyla ilgili olarak bunun gideceği yer parlamento.  Parlamentoda oylanacak. Parlamento bu işe olur vermediği sürece bunun geçmesi mümkün değil. Parlamento neyi görmek istiyor? Parlamentoda Avrupalı dostlarımızın Türkiye’ye karşı olan tavrının olumlu istikamette gelişmekte olduğunu görmek istiyor. Sadece Güney Kıbrıs’a bir Türkiye, işin aslı bu, feda edilmek isteniyor.  Bu yanlış bir şey.”

         Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Güney Kıbrıs’ın AB’ye alınmasının yanlış olduğunu ifade ettiğini kaydeden Erdoğan, “Sayın Schröder çok daha ağır bir ifade kullandı. Eserinde de var. ’Türkiye’ye AB sürecinde yapılan bir ahlaksızlıktır’. Bu kadar ağır konuştu. Bütün bu süreç içinde biz yine de kendimizi mukayese etmiyoruz. Biz diyoruz ki Bosna-Hersek’i bizden önce AB’ye alsınlar. Yeter ki alsınlar. Biz bu konuda her şeyi yaparız” diye konuştu.

         Başbakan Erdoğan, Bosna-Hersek’in bir an önce NATO’ya girmesi gerektiğini kaydetti.




Anketlerde öndeyiz ama...


Başbakan Erdoğan, Bosna-Hersek temaslarının ikinci gününde Parlamento binasında düzenlenen Saraybosna İş Forumu'nda bir konuşma yaptı. Erdoğan, ekonomik alanda havayı bulandırmaya kimsenin hakkı olmadığını ifade ederek, "Eğer bir ülkede siyasiler bu tür bir yapılanmanın, anlayışın içine giriyorsa inanın onlar ülkelerine ihanet ediyorlar. Bizler kamuoyu yoklamalarında oy oranlarımız yüksek olduğu halde bir erken seçimi asla düşünmedik, düşünmüyoruz" dedi.

 Erdoğan, AB ile katılım müzakereleri, demokratik standartların yükseltilmesi ve ekonomi politikalarının kararlı şekilde uygulanmasının ülkeyi yatırım üssüne dönüştürdüğünü belirterek, "Aynısı Bosna-Hersek'te neden olmasın?" diye konuştu.

 Türkiye'nin 7,5 yıl içerisinde geldiği noktanın Bosna-Hersek'e ilham kaynağı olabileceğini dile getiren Erdoğan, dünya ekonomileri arasında 26. sırada olan Türkiye'nin 17. sıraya yükseldiğini, G-20 ülkeleri arasında yerini aldığını vurguladı.

 Küresel finans krizinin dünyanın birçok ülkesinde hala ağır şekilde seyrettiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin 2009 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 6 büyüme kaydettiğine, OECD ülkeleri içinde Güney Kore ile birlikte en hızlı büyüyen iki ülkeden biri olduğuna dikkati çekti.

 

Yine muhalefete çattı...

 

Başbakan Erdoğan, "Bizde muhalefet partileri, eski alışkanlıklarıdır, hep böyle işlerine geldiği zaman, puslu havayı sevenler vardır biliyorsunuz, erken seçim talebinde bulunur. Niye erken seçim? Daha iki buçuk sene oldu, neden erken seçim? Çünkü 7,5 yıl öncesine kadar, çok partili hayata geçtiğimizden bugüne Türkiye'de ortalama 16 ayda bir hükümet değişmiştir. Şimdi 16 ayda bir hükümetin değiştiği bir ülkede istikrar olur mu? Olmaz" dedi.

 

Başbakan sözlerine, "Bu alışkanlıklarını devam ettirmek isteyen bir zihniyet var. Biz bu zihniyeti bozduk. Bundan önce halkımızdan aldığı yetkiyi zamanında kullandık. Şimdi yine zamanında kullanacağız. Nedir? Halkımız bize 4 yıl süre verdi. Bu 4 yıl süreyi de en güzel şekilde değerlendiriyoruz, değerlendireceğiz. Biz bunu söyledikçe küresel sermaye rahatlıyor ama ne olacağı belli olmaz bir yapı olursa küresel sermaye gelip o ülkeye girmez. Gittiğimiz yerde sermayedar bize bunu soruyor, 'Gerçekten seçim var mı?'. Havayı, özellikle ekonomik alanda, bulandırmaya da kimsenin hakkı yok" diye devam etti.

 

Erdoğan, "Eğer bir ülkede siyasiler bu tür bir yapılanmanın, anlayışın içine giriyorsa inanın onlar ülkelerine ihanet ediyorlar. Bizler kamuoyu yoklamalarında oy oranlarımız yüksek olduğu halde bir erken seçimi asla düşünmedik, düşünmüyoruz. Gelişmiş ülkelerde nasıl belirlenen tarih neyse o zaman yapılırsa seçimler, aynı şekilde bizler de bunu bu şekilde ilan ediyoruz, bu şekilde de yapacağız. Çünkü bu tür erken seçimlerin bedeli o ülke ekonomisine bir darbedir ve faturası da çok ağırdır, yatırımcıyı da ciddi oranda ürkütür. Buna da fırsat vermeyiz" şeklinde konuştu.