-RTÜK'TEN MEDYA HİZMET SAĞLAYICILARINA HATIRLATMA ANKARA (A.A) - 18.03.2011 - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, 6112 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinin ardından yapılan ilk tespitlerin, yayın ihlallerinin, daha çok bazı yayın hizmet ilkeleri, ticari iletişim, tele alışveriş, ürün yerleştirme ve program desteklemesiyle ilgili hükümler üzerinde yoğunlaştığını gösterdiğini belirterek, medya hizmet sağlayıcılarına söz konusu kanun hükümlerini hatırlattı. RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamada, medya hizmet sağlayıcılarının kamusal sorumluluk anlayışı içinde uymaları gereken yayın hizmetleri ilkelerinin, 3 Mart 2011 tarihli ve 27863 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'da belirlendiği ifade edildi. 6112 sayılı Kanun, mülga 3984 sayılı Kanundan farklı olarak birtakım yeni düzenlemeler getirdiği belirtilen açıklamada, ancak geçiş döneminde bazı yayınlarda, bilgi eksikliğinden kaynaklandığı düşünülen sorunlu konuların olduğunun tespit edildiği bildirildi. Müeyyide sisteminde de değişikliğe gidildiğinden, istenmeyen durumlarla karşılaşmamaları için medya hizmet sağlayıcılarına öncelikle ve ivedi olarak hatırlatma yapılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilen açıklamada, 6112 sayılı Kanununun yürürlüğe girmesinin ardından yapılan ilk tespitlerin, yayın ihlallerinin daha çok bazı yayın hizmet ilkeleri, ticari iletişim, tele alışveriş, ürün yerleştirme ve program desteklemesiyle ilgili hükümler üzerinde yoğunlaştığını gösterdiği vurgulandı. Açıklamada, söz konusu kanun hükümleri bölüm başlıkları altında sıralandı: ''Yayın hizmetlerinde uyulması gereken ilkeler: Haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez. -Yayın hizmetleri kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez. Ticari iletişimde uyulması genel esaslar: Yanıltıcı olmamak ve tüketicinin çıkarlarına zarar vermemek. -Çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar vermemek, deneyimsizliklerini veya saflıklarını istismar ederek, çocukları bir ürün veya hizmeti satın almaya veya kiralamaya doğrudan yönlendirmemek; çocukları reklamı yapılmakta olan ürün veya hizmetleri satın almak için ebeveynlerini veya başkalarını ikna etmeye doğrudan teşvik etmemek; çocukların ebeveynlerine, öğretmenlerine veya diğer kişilere duyduğu güveni istismar etmemek veya sebepsiz olarak çocukları tehlikeli durumlarda göstermemek. -Kadınların istismarına yönelik olmamak. -Sağlık, çevre ve güvenliğe zarar verecek davranışa teşvik etmemek. -Genel beslenme diyetlerinde aşırı tüketimi tavsiye edilmeyen gıda ve maddeler içeren yiyecek ve içeceklerin ticari iletişimine, çocuk programlarıyla birlikte veya bu programların içinde yer verilemez. -Ticari iletişim yayınlarının ses seviyesi diğer yayın bölümleri ile aynı seviyede olmak zorundadır. Televizyon ve radyo yayın hizmetlerinde reklam ve tele-alışveriş: Tele-alışveriş yayınları hariç her türlü reklam yayınlarının oranı, bir saat başından bir sonraki saat başına kadarki yayın içinde yüzde yirmiyi aşamaz. -Program tanıtımlarının oranı, bir saat başından bir sonraki saat başına kadarki yayın içinde yüzde beşi aşamaz. -Kesintisiz en az on beş dakika süreyle tele-alışveriş yayını yapılabilir. -Sinema ve televizyon için yapılmış filmler ile haber bültenleri ve çocuk programları, planlanan yayın süreleri otuz dakikadan fazla olması hâlinde, her otuz dakikalık yayın süresi için bir kez olmak üzere reklam ve tele-alışverişle kesilebilir. Belirli ürünlerin ticari iletişimi: Reçeteye tabi olmayan ilaçlar ve tedavilerin reklamları dürüstlük ilkesi çerçevesinde, gerçeği yansıtan ve doğrulanması mümkün unsurlardan oluşacak şekilde hazırlanır. -İlaçlar ve tıbbi tedaviler için tele-alışverişe izin verilemez. Ürün yerleştirme: Ürün yerleştirme yeni bir kavram olup, yayın kuruluşlarının herhangi bir mağduriyete uğramamaları açısından, konunun ayrıntıları yönetmelikle düzenleninceye kadar özenli olmaları önem taşımaktadır.''