Gündem

RTÜK üyeleri ve uzmanlar internet yasası için ne diyor?

İnternet üzerinde yapılan yayınlara Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) denetimi getiren düzenleme çarşamba günü kabul edilmişti

22 Mart 2018 21:56

İnternet üzerinden yapılan yayınlara Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) denetimi getiren tasarı Çarşamba günü TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayı ile de yürürlüğe girecek.

Yeni düzenlemeyle RTÜK artık internet yayınlarının içeriklerine de yayın yasağı uygulayabilecek. İnternetten yayın yapmak isteyen kuruluşlar RTÜK'ten lisansı ve iletim yetkisi alacak.

Bir kesim düzenlemeyi "internet yayıncılığına sansür" olarak yorumluyor. Diğer yandan Türkiye'nin ahlaki düzenine yönelik yanlışların önüne geçmek ve bu doğrultuda toplumsal beklentiyi karşılamak için düzenlemenin gerekli olduğunu söyleyenler de var.

RTÜK üyesi Taşçı: Yayın yapılmadan sansür yetkisi var

Yasayı BBC Türkçe'ye değerlendiren RTÜK üyeleri ve uzmanlar, şunları söyledi:

"CHP kontenjanından RTÜK'e seçilen üyelerden İlhan Taşçı, kurulun artık "daha yayın yapılmadan sansür uygulayabilme" yetkisine sahip olduğunu söylüyor. Taşçı, "İzlediğiniz bir toplumsal olayı Facebook, Youtube ve Twitter üzerinden yayınlarsanız ve bunu binlerce insan izlerse, RTÜK bunu bireysel bir yayın mı kabul edilecek?" diye soruyor ve ekliyor:

"Yoksa interneti de kapsamına alan bu düzenlemeyle yaptırım kararı mı alacak? Bugün alternatif medya ortamları yaratıldı ve bunların içerisinde on binlerce izleyicisi olan ama esasında kişisel yayın yapan oluşumlar var.

"Burada asıl hedefin internet ortamını zapturapt altına almak olduğunu görüyoruz. Sansür gerçekleşmiş bir yayın üzerine yapılır. Ama artık bir yayın organı internette lisans almak için başvurduğunda, güvenlik soruşturması olumlu sonuçlanmadığı gerekçesiyle RTÜK olarak yayın hakkı vermeyebilirsiniz. RTÜK daha yayın yapılmadan sansürleme yetkisine sahip oldu."

"Twitter'ın mavi kuşunun bir kanadını kırıp yayınını kesmediler mi?"

İlhan Taşçı ayrıca Türkiye'de internetin halen Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafından denetlendiğini hatırlatıyor ve şu soruları sıralıyor:

-Wikipedia'ya şu anda Türkiye'de neden erişilemiyor?
-Geçtiğimiz yıllarda Twitter'ın mavi kuşunun bir kanadını kırıp yayınını kesmediler mi?"

"Demek ki bir denetim var. Çocuk istismarı, pornografi bakımından da denetleniyor" diyen Taşçı, "Denetim yok demek halkı aldatmak demektir. Şimdi o denetim alanı daha da genişletiliyor ve dijital bir çağda, dijital bir sansür getiriliyor aslında. İnternetin başına sansür çuvalı geçiriliyor" ifadelerini kullanıyor.

RTÜK'e AKP kontenjanından seçilen Yücel: İnternet özgürlük ortamıdır

AKP kontenjanından RTÜK'e seçilen üyelerden Taha Yücel ise kanun yapımı sırasında ilgili tüm muhatapların fikrinin alınmadığı görüşünde:

"Bu yasanın tek amacı sadece kişisel özgürlükleri sınırlamak ve sansür değildi elbette. Yasayı şartlandıran unsurlar bir toplumsal beklentiydi. İnternette din istismarı yapanlar, dizilerdeki küfürlü ifadeleri internet versiyonunda kullananlar nedeniyle toplumsal bir hassasiyet oluşmuştu. Bunlarla ilgili RTÜK'e ve çeşitli kurullara şikayetler yağıyordu."

Taha Yücel'e göre maalesef konu sadece internet ve RTÜK bağlamında ele alınmaya çalışıldı ve hata burada başladı.

"İnternet bir bütündür, bir şekilde özgürlük ortamıdır ve bir yayının internet üzerinden yapıldığında hangi kapsamda değerlendirileceği çok zor bir konudur" diyen Yücel, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Benim elimde olsa ilgili sivil toplum örgütlerini ve kurumları, yani söz söylemek isteyen herkesi bu tartışmanın içine çekerdim. Bu konunun toplumsal gerekçelerini ortaya koyardım ve tartışılmasını sağlardım. Ondan sonra toplum beklentisini karşılayan ve bütün hassasiyetleri dikkate alan bir düzenlemeyi Meclis'e sunardım."

"Meclis'te görüşürken davet etmediler, fikirlerimi ifade edemedim"

Yücel ayrıca bir RTÜK üyesi olarak, tasarının tartışıldığı dönemde Meclis'te fikirlerini ifade etme şansı bulamadığını söylüyor:

"Tabii ki sayın başkanımız ve ilgili bazı bürokratlarımız bu konuyla ilgili çalıştılar. Gelip benden görüş aldıkları da oldu, size anlattıklarımı onlara da anlattım. Ama gördüm ki onlar farklı düşünüyor. Saygı duyuyorum ama yine de eleştiriyorum ve eksik buluyorum. Mesela Meclis'te bu konu görüşülürken beni davet etmediler, bu anlattıklarımı Meclis'te ifade edemedim."

"İnternet trafiğinin yaklaşık yüzde 80'i videodan oluşuyor. Böyle bir ortamda RTÜK'ün geleneksel yayıncılıkla ilgili yetkilerini alıp da internet ortamına uyarlarsanız, hem lisans yönünden hem denetim yönünden doğru bir iş yapmış olmazsınız. Attığımız taş, ürküttüğümüz kurbağaya değmeli. Ciddi anlamda endişelerim var."

"Güvenli internet ortamları sağlanmalı"

Çankırı Üniversitesi Rektörü Hukukçu Prof. Dr. Hasan Ayrancı düzenlemeyi destekliyor ve kişisel özgürlüklere karşı bir uygulama olmadığını savunuyor. Prof. Dr. Hasan Ayrancı'ya göre düzenleme, toplumsal güvenliği sağlama amacıyla hayata geçirildi:

"Çocuk istismarına çok gündemde ve biz çocuklarımızı internetteki her türlü zararlı bileşenden korumak istiyoruz. Ya da sosyal medya ve internetteki terör faaliyetlerini engellemek istiyorsak, güvenli internet ortamlarının sağlanması gerekiyor.

"Tabii bu hiçbir zaman özgürlüklerin tam olarak kısıtlanması, insanların iletişim özgürlüğünün engellenmesi veya haber alması özgürlüğünün engellenmesi anlamına gelmiyor. Ama maalesef ülkemizde son zamanlarda hükümetin bütün faaliyetlerini, mutlaka kötüye gidileceği yada özgürlüklerin zayıflatılacağı gibi bir anlama çekme arzusu oluyor.

"Bu düzenlemenin kişisel özgürlüğümüzü ve toplumsal güvenliğimizi sağlamak için olduğunu düşünüyorum.Türkiye bir hukuk devleti ve basın özgürlüğü var. Eğer uygulamada hata olursa, her seviyede denetim mekanizmaları var, davalar açılır. Ama baştan bunu reddetmek çok kategorik red anlamına geliyor."

İlgili Haberler