Çevre

İstanbul şehir tarihi için yeni bir sayfa açılıyor

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili: İstanbul’a ilk geldiğimde ‘İstanbul’da yeni bir tarihi yarımada bulunur’ demiştim, bu sözüm gittikçe güçleniyor

23 Temmuz 2013 14:38

 

Küçükçekmece Gölü Havzası'nda bulunan ve henüz adı bile kesinleşmeyen yerleşim İstanbul tarihini silbaştan yazabilir. Kazılar sırasında yerleşimin 300 yılda bir terk edilmesine neden olan fay hattı da bulundu.

Ömer Erbil'in radikal.com.tr'de yer alan haberine göre, Küçükçekmece Gölü Havzası’nda Avcılar ilçe sınırı içinde yürütülen ‘Bathonea Kazıları’nda ele geçen mimari yapılar ve buluntular İstanbul tarihine yeni bir sayfa açıyor. Kazılarda antik döneme ait büyük taşlarla oluşturulmuş düzenli su yolu ve dev bir sarnıç, 2 liman, devasa caddeler ve meydan ile saray yapısı olduğu düşünülen büyük bir yapı kompleksi ortaya çıkarıldı. Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında yürütülen kazılarda 65 bilim insanı 25 öğrenci ve 60’tan fazla işçi görev yapıyor.

İstanbul’un merkezinde sayılabilecek Küçükçekmece Gölü kenarında bakanlar kurulu kararıyla sürdürülen kazılar İstanbul Üniversitesi’ne ait arazide devam ediyor. Kazı ekibine göre bölgedeki yerleşim neolitik dönem ve onun da öncesine ait izler taşıyor.

Kazı ekibi bir sondaj açmasında Avcılar’daki depremin şiddetli hissedilmesine neden olan fay hattını tespit etti. Tesadüfen bulunan hattın yüzeye çok yakın olduğu görüldü. Kazı ekibine göre şehrin/yerleşimin 300 yılda bir terk edilme sebebi de yöredeki şiddetli depremler.

 

Avcılar’ı sallayan fay

 

Jeomorfolog Dr. Hakan Kaya bunu şöyle yorumluyor: ‘‘Küçükçekmece çevresi özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın etkisinde. 1999 İzmit depremi’nden sonra Avcılar’da özellikle göle yakın yerlerde şiddetin ve etkinin fazla olması, gölün batı yamacında da bazı fay hatlarının olduğu şüphesini ortaya çıkarmıştı. İşte bu fay hattının da burada bulunması, antik kentin de bu faydan etkilenmiş olabileceğini gösteriyor.’’

 

Henüz adı bile belli değil!

 

Yerleşim Bathonea adı ile anılsa da kazı ekibi bunu bilimsel olarak henüz ispat edemedi. Kazı Başkanı Aydıngün ‘‘Buraya şehir demektense yerleşme daha doğru olur çünkü şehir olması için gereken nitelikleri henüz tamamlayamadık. Ama çok büyük yol ve limanlar var’’ dedi. Ekipten Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar’a göre burası bir Roma istasyonu:

‘‘Eski çağlarda bazı yerleşmeler var ki şehir ama şehir statüsünde değil. Son araştırmalara göre burası İstanbul ile Balkanlar arasında bir yol istasyonu.

 

Kazı ekibi içinde adli tıp uzmanları da var

 

2009’da Yr. Doç. Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında başlayan kazıların ilk 2 yılı proje hazırlığı ile geçti. 2011’den itibaren başlayan kazılarda çok önemli mimari yapılar, cadde, sokak ve limanlar tespit edildi. Arkeologlar muhtemelen 6. yüzyılda depremle yıkıldıktan sonra mezarlık olarak kullanıldığını düşündükleri bazilika içinde 20’den fazla mezar tespit etti. Kazı ekibi içindeki Adli Tıp uzmanlarıysa mezarlardan çıkan kemikleri inceliyor. Adli Tıp Uzmanı Dr. Ömer Turan insanların ölüm yaşlarının 25 ile 30 olduğunu, beslenme yetersizliği ve paje isimli kemik hastalığı bulgusuna ulaştıklarını söyledi.

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili: Büyük bir şehir olduğu ortaya çıktı. O tarihte bu kadar büyük bir yolun ve meydanın olması ayrıca limanlarının da olması bir ticaret şehri olduğunu gösteriyor. 2009’da İstanbul’a ilk geldiğimde ‘İstanbul’da yeni bir tarihi yarımada bulunur’ demiştim, bu sözüm gittikçe güçleniyor. Burası bir taraftan Küçükçekmece Gölü’ne bir taraftan Marmara Denizi’ne bakıyor. Tarihi bir yarımada. Artık büyük fotoğraf ortaya çıkmaya başladı. Bu yıl İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi büyük maddi destek verdi. Sayın valimiz burayla çok yakından ilgileniyor. Buranın kültür turizminde rota haline gelmesini bekliyoruz.

Kazı Başkanı Yrd.Doç. Dr. Şengül Aydıngün:

Şu an iki alanda kazı yapıyoruz, 9 üniversiteden Kocaeli, YTÜ, İÜ, Kıbrıs, Konya, Madrid, Avusturya Bilimler Akademisi’nden, Hollanda’dan, Almanya’dan bilim insanları geliyor. Biyolog, zoolog, mimar, jeofizikçiler var. 11. yüzyılda büyük bir deprem var, sonra terk edilmiş. Fayların arkeolojik tespitini yaptık. 6. yüzyıldan sonra Roma ve Helenistik izleri de görüyoruz. Demir Çağı’nın izlerini de gördük. Eski İstanbul’a 1 saat uzaklıkta bir yer burası. İstanbul tarihine çok katkı sağlayacak. Yenikapı kazıları bitmek üzere ve orada fazla mimari çıkmadı. Bizim burada mimari buluntu çok fazla. Orada eksik kalan bilgiler burada tamamlanacak gibi görünüyor.