Yaşam

Robert Koleji'nden 'etiketli' barış dersi

Robert Kolej'inde öğrencilerin alınlarına, "Kürt", "Ermeni", "Yahudi" gibi etiketler yapıştırılarak barış dersi verildi.

24 Eylül 2009 03:00

Robert Koleji'nde öğrencilerin alınlarına, "Kürt", "Ermeni", "Yahudi" gibi etiketler yapıştırılarak barış dersi verildi.

Milli Eğitim Bakanlığı, 2009- 2010 eğitim öğretim yılına “ilk ders” genelgesiyle başladı. Azınlıklara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldırmayı amaçlayan ve hoşgörüyü etkin kılmak isteyen Bakanlıktan önce Amerikan Robert Koleji’nin, geçtiğimiz yıl “Barış Dersi” adı altında hazırlık sınıflarında verilen derslerle “demokratik açılıma” adım attığı ortaya çıktı. Çocuklar bu derslerde üzerlerinde “Kürt”, “Türk”, “Ermeni”, “Rum” ve “Yahudi” gibi etnik ve dinsel kimlikler yazan etiketleri alınlarına yapıştırıyor. Ancak kimse alnındaki etikette ne yazdığını bilmiyor.

Komşunuz kim olmasın?

Çocuklar yüz yüze geldikten sonra, hem o insanlar gibi hissetmeyi hem de karşısındakine etnik ve dini kimliği nedeniyle önyargılı yaklaşmamayı öğreniyor. Yani bu ders Bakanlığın ilk ders genelgesinde vermek istediği tüm mesajları içinde barındırıyor. Bakanlığın “özel izniyle” 147 yıllık Robert Kolej’de verilen Barış Dersi, daha önce Türkiye ve Yunanistan Kadın Barış Girişimi (WINPEACE) tarafından müfredata zorunlu ders olarak konulmasının önerilmesine rağmen, devlet okullarındaki müfredata girmedi. Robert Kolej’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi izniyle yaklaşık bir yıldır barış dersleri veren Jennifer Sertel, Habertürk’e yaptığı açıklamada, öğrencilerinin derslere çok olumlu tepkiler verdiğini anlattı.
Çocukların oyun oynar gibi önyargılarından kurtulduğunu söyleyen Sertel, açık görüşlü olmayı öğrenen çocukların, günlük yaşamlarında da bu derslerin etkilerini gördüklerini söyledi.

Sertel, dersi almadan önce çocuklara yaptığı testlerde “Komşunuzun kim olmasını istemezdiniz?” sorusuna farklı din ve ırklardan insanlarla komşuluk yapmak
istemediklerini yazan çocukların, bu derslerden sonra ayrımcı yaklaşımlarından
zamanla uzaklaştıklarını belirtti. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Barış Eğitim Merkezi’nin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın özel izninden önce de Barış Dersi verdiğini,
ancak müfredata girdikten sonra hazırlık sınıflarında Barış Dersleri verildiğini anlatan Sertel, “Bakanlık diğer devlet okulları için bu dersi müfredata sokmadı. Ancak Boğaziçi Üniversitesi’nde Barış Eğitim Merkezi açıldı. Burada öğretmenlere bu dersin eğitimi veriliyor.

“Öğretmene göre değişir”

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından görevlendirilmeden, bağımsız olarak bu eğitime katılan öğretmenler, isterlerse kendi derslerini anlatırken verdiğimiz barış eğitimini çocuklara uygulayabilirler. Elbette müfredata girmesi ve bu ders için saat ayrılması çok daha olumlu olacaktır” dedi.

Türkiye’nin “demokratik açılım” paketinden sonra çocukların alınlarına yapıştırılan etiketlere “Kürt” etiketini de eklediğini anlatan Sertel, “Bu etiketler üzerinde farklı toplumsal statü ve meslekler de yazıyor. Kimine çöpçü, kimine polis, kimine siyasetçi yazabiliyoruz. Bazı etiketlerde dilenci de yazıyor. Sadece etnik ya da dini köken değil toplumsal statü ve meslekler de ayrımcılığa neden olabiliyor. Ancak her öğretmen bu dersi kendisine göre rahat işleyebileceği şekilde verebilir. Çünkü aslında bu konular zor konular. Önemli olan dersin barış içinde görülmesi. Her öğrenciye ve her öğretmene göre bu etiketler üzerindeki yazılar değişiklik gösterebilir. Ben tanıdığım sınıflarda, tanıdığım öğrencilerimle bu dersleri yaptım” dedi. Robert Kolej’deki öğrencilerin bu derslere çok olumlu tepkiler verdiğini belirten Sertel, “Bizim çocuklarımız açık fikirli ve bu dersleri çok seviyorlar” dedi.