Gündem

Rıza Türmen: AKP AİHM'nin Kavakçı kararına baksın

Rıza Türmen, milletvekili seçildikten sonra da tahliye edilmeyen Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal 'ın durumunu değerlendirirken ilginç bir örnek verdi.

01 Temmuz 2011 03:00



HÜLYA KARABAĞLI

T24 / ANKARA – CHP İzmir Milletvekili, eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıcı emekli büyükelçi Rıza Türmen, milletvekili seçildikten sonra da tahliye edilmeyen Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal 'ın durumunu değerlendirirken ilginç bir örnek verdi. Türmen, AKP'yi, 18 Nisan 1999 seçimlerinde parlamentoya girdikten sonra, dönemin DSP lideri Bülent Ecevit'in sert konuşması ve Genel Kurul'daki sosyal demokratların protestolarının ardından türbanlı olduğu gerekçesiyle milletvekili yemini ettirilmeyen, ardından Türk vatandaşlığından düşürülerek seçilme yeterliliği olmadığı gerekçesiyle mazbatası iptal edilen Fazilet Partisi İstanbul Milletvekili Merve Kavakçı örneği ile uyardı. Kavakçı'nın AİHM'de Türkiye'yi mahkûm ettirdiğine işaret eden Türmen, AKP'nin “seçme ve seçilme hakkının içinin boşaltıldığına” ilişkin söz konusu kararı iyi okumasını önerdi.

Türmen, T24'ün sorularını yanıtlarken, olaya sadece “yemin meselesi” olarak bakılamayacağını vurguladı. Türmen, “Mesele, CHP’nin Meclis çalışmalarına katılıp katılmaması sorunu değil. Meclis’in üstüne düşen gölgenin nasıl kaldırılıp kaldırılmayacağı sorunu önemli. Hukuka aykırı biçimde tutuklu kalan 8 milletvekiliyle ilgili çözüm nasıl sağlanacak? Burada Meclis’in meşruiyeti söz konusu” dedi.




'AİHM’nin Kavakçı kararına baksınlar'



“Seçme ve seçilme hakkı ihlal ediliyor. İçi boşatılıyor” diyen Türmen, “AİHM kararlarına baksınlar. AİHM, Merve Kavakçı ile ilgili kararında, seçme ve seçilme hakkının içi boşaltıldığına dikkat çekti. 'Hakkın özü zedeleniyor' dedi. Bu, seçmen ve seçilen açısından yapılan bir yaklaşımdı” görüşünü dile getirdi.



AİHM’nin, dava konusu edilen tutuklamalarda gerekçelere baktığını anlatan Türmen, “Mahkeme, ‘delilleri karatma’ ya da ‘kaçma’ gibi gerekçe de söylemiyor. Mahkeme, ‘delil toplayamadık’ diyor. Diğer yandan AİHM kararları da hukukun bir parçası” görüşünü dile getirdi.




Yemin etmeden Meclis faaliyeti olur mu?



TBMM’de “andiçmeyen” milletvekillerinin yasama faaliyetinde bulunup bulanmayacağı da yeni bir tartışma konusu. “İçtüzük'te boşluklar var” diyen Rıza Türmen, “Yemin etmeden TBMM'de çalışılabilir mi” sorusuna “ Bu, yoruma bağlı” yanıtını verdi. Türmen, İçtüzük'te milletvekilleri için “yemin eder” dendiğine dikkat çekerek, aksi bir durumda nasıl bir yol izleneceğinin ise bilinmediğini söyledi.




Anayasa 'göreve başlarken yemin' diyor


Türmen'in dikkat çektiği yemin düzenlemesi Anayasa'nın 81. maddesinde bulunuyor. Ancak maddede, yemin metni verilmeden önce, milletvekillerinin “göreve başlarken” andiçecekleri hükmü bulunuyor. Anayasa'nın “Andiçme” başlığını taşıyan 81. maddesi aynen şöyle:


MADDE 81. -
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler :


“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”