46 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı saldırısında, yalnızca ordu ve istihbarat servislerinin elinde bulunan yaklaşık bir ton “fabrikasyon” bomba kullanıldığı öne sürüldü. Saldırının baş şüphelisi ise baba Esad döneminde kurulan, Suriye gizli servisi El Muhaberat ile paralel çalışan Acilciler.
Hatay Reyhanlı’da 2 bombalı araçla yapılan saldırının Suriye gizli servisi El Muhaberat’la bağlantılı olma olasılığı arttı. Patlamada sadece orduların ve gizli servislerin elinde bulunan yaklaşık bir ton fabrikasyon bomba kullanıldığı ileri sürüldü. Bombaların Yayladağı sınırından Türkiye’ye sokulduğu, Hatay merkezde araçlara yerleştirildiği bildirildi. Patlamadan sonra başlatılan operasyonlarda gözaltına alınan 9 Türk vatandaşının ise planlama ve diğer organizasyonu para karşılığı yaptıkları iddia edildi.
Öncelikli hedef Ankara’ydı
Emniyet’in, olaydan iki gün önce Ankara’da eylem yapılacağı konusunda uyarıda bulunduğu, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün de patlamadan bir gün önce birimlerini uyardığı ve Reyhanlı’daki eylemi de gerçekleştirdiği iddia edilen THKP-C Acilciler grubunun Suriye’deki mensuplarının Ankara’da eylem planladığı bilgisini verdiği öğrenildi. Milliyet’in aldığı bilgiye göre, Ankara Emniyet Müdürlüğü, olası terör eylemleri konusunda alarma geçilerek 9 Mayıs’ta il emniyet müdürlüklerine uyarı yazısı gönderilmesinden hemen bir gün sonra, 10 Mayıs’ta birimlerine dikkat çekici bir uyarı yazısı gönderdi.
“Muhtemel eylem” başlıklı yazıda, Reyhanlı saldırısıyla büyük benzerlikler içeren şu bilgiler yer aldı:
“THKP-C Acilciler terör örgütünün Suriye’de faaliyet gösteren mensupları tarafından eylem planlandığı, 10 Mayıs 2013 günü bomba yüklü iki adet 100’lük transit minibüslerle ilimizde eylem yapılacağı, bu araçların gizli bölmelerine 25-30 kg’lık paketler içerisinde toplam 1000 kilogram kadar C-3 bomba malzemesinin yerleştirildiği, patlayıcıların Suriye’den ülkemize sokulduğu, patlayıcı yüklü araçların önünde marka modeli ve plakası belirlenemeyen öncü bir aracın da yol güzergahında bulunacağı ve kontrollü bir şekilde ilerleyecekleri ilgi sayılı yazı ile bildirilmiştir. Bu bağlamda; istihbarata özenle ağırlık verilmesini, belirtilen konular üzerinde hassasiyetle durularak ilave tedbirlerin aldırılması...”
Reyhanlı’da patlatılan iki minibüsün Ankara’da kameralara yakalandığı da ortaya çıktı. Başbakanlık, Ak Parti Genel Merkezi güzergahlarında görülen minibüslerin daha sonra Reyhanlı’ya döndüğü anlaşıldı. Reyhanlı’da patlatılan iki minibüsten birinin Ankara, diğerinin Hatay plakalı olduğu ve son 15 gün içinde trafikte tescil edildikleri ortaya çıktı. El Muhaberat bağlantılı örgütün, gözaltına alınan 9 kişiyle para karşılığı bağlantı kurdukları ve daha sonra El Muhaberat ve örgütün bu kişileri yönlendirdikleri belirlendi.
‘Minibüsler Türkiye'den!'
Gözaltına alınan 9 kişinin olayı para karşılığı gerçekleştirdiklerini sorgularında itiraf ettiği iddia edildi. Suriye gizli servisi El Muhaberat’ın organize ettiği ileri sürülen saldırıda rol aldığı belirtilen 9 kişinin yasadışı örgütlerle bağlantısı olup olmadığı da hâlâ araştırılıyor. Olayda kullanılan bombanın fabrikasyon olması da saldırının arkasında Suriye gizli servisi El Muhaberat’ın olabileceğine yönelik şüpheleri güçlendirdi. Hürriyet’in sorularını yanıtlayan üst düzey yetkililer şu bilgileri verdi: “Minibüsler Suriye’den gelmedi. Plakalar Türkiye’den. Minibüslerle ilgili istihbaratlar var; ama neden gözden kaçtı; yeterince değerlendirildi mi soruşturuluyor. Gözaltına alınanlarla ilgili teknik takipler var. Patlayan aracı evinin deposunda saklayan var, olay yerinde keşif yaptığını söyleyen var. Olayla irtibatlarında bir tereddüt gözükmüyor.
9 kişi Türk vatandaşı
Gözaltına alınan 9 kişinin tamamı da Türk vatandaşı. İçeriden; ama Suriye ile temas ve irtibatları olan, El Muhaberat ile paralel çalışan ekipler bunlar. Unutulmasın ki Acilciler 20 yıl önce de Hatay’da duvarlara, “İşgalci ordu buradan çekil, Hatay’ın işgaline son” diye afişler yapıştırmış bir örgüttür, baba Esad döneminde kurulmuştur.
Seçilen yer Reyhanlı; yani 25 bine yakın mültecinin yaşadığı bir şehir. Suriye’den getirilen yaralıların tedavi edildiği poliklinikler de var burada. Yardımların organize edildiği yerlerden biri de Reyhanlı. Saldırıdan sonra mültecilerin yaşadığı yerler saldırı yönlendirmesi yapılması da anlamlı.”
Reyhanlı’daki saldırının ardından istihbarat birimleri yeni uyarılarda bulundu. İstanbul, Ankara ve Adana gibi büyükşehirlere yönelik saldırı istihbaratı alınırken, bu üç kentteki güvenlik birimleri de özellikle çalıntı araçlar konusunda uyarıldı.
Esad için savaşıyorlar
MAHİR Çayan’dan sonra, THKP-C’de bölünmeler yaşanırken THKP-C Acilciler, örgütü daha çok Hataylılar’dan oluştu. Özellikle Hatay’da kök saldı. Örgütün liderliğini Mihraç Ural’ın üstlenmesinden sonra Acilciler’in ana kanadı Halkın Devrimci Öncüleri’ni oluşturdu. 12 Eylül’ün ardından Suriye’ye kaçarak Lazkiye’ye yerleşen Mihraç Ural liderliğindeki örgüt, Esad yanlısı ‘Mukaveme Suriye’ adlı milis grubu ismiyle de Lazkiye dağlarında Özgür Suriye Ordusu ile savaşıyor. Hafız Esad’ın akrabası olan bir kadınla evli olan Ural’ın Lazkiye’ye bağlı Türkiye sınırına 10 kilometre mesafedeki Kesep bölgesinde yürütülen operasyonlara liderlik yaptığı da biliniyor. Acilciler özellikle Hatay’da Esad yanlısı gösteriler düzenlemekle suçlanıyor. Suriye’de aslında Sünniler karşısında azınlık olan Nusayriler (nusayrilik: Arap Aleviliği) Hatay’da da önemli bir nüfus teşkil ediyor.
Planlayanı biliyoruz
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Reyhanlı saldırısında yaralananları tedavi gördükleri hastanelerde ziyaret etti. Bakan Güler, yaptığı açıklamada, patlamalarda 7 kamu binası, 735 işyeri, 120 konut ve 63 araçta hasar olduğunu belirtti. Güler, şöyle konuştu: “Suriye’deki rejim yanlısı örgütlerle, El Muhaberat örgütüyle yakın irtibat içinde olan, isimlerini bildiğimiz, faaliyetlerini bilgimiz örgüt tarafından olay gerçekleştirilmiştir. Planlayıcısı, araçları saklayanı tespit etmiş durumdayız. Olayın muhaliflerle ve sığınmacılarla ilgili olmadığını tespit etmiş bulunuyoruz.” Güler, bomba yüklü araçlar konusunda MİT’in uyarısı olduğuyla ilgili soruya, “Güvenlik zafiyeti de kendi içimizde değerlendirilmektedir” yanıtını verdi.