Ancak yeni bir yatırım gelmezse, halihazırda kullanılan kuyulardaki petrol gittikçe azalacak. Rapora göre bu durumda yarı özerk bölgede üretim yarı yarıya düşerek ihracat günde 240 bin varille kısıtlanabilir.
IKBY’nin mali pozisyonu Rusya’nın 24 Şubat'ta Ukrayna’yı işgale başlaması ve petrol fiyatlarının artmasıyla güçlendi. Ancak petrol üretiminde zaman içinde gerçekleşecek hızlı düşüş, bu durumun hızla tersine dönmesine yol açabilir.
'Kürtler bir rüyada ve uyanmak istemiyorlar'
Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık şirketi Deloitte’e göre bölgenin petrol üretimi 2019’da günlük 468 bin varildi. Geçen yıl günlük 445 bine düştü. Bu yılın ilk çeyreğinde ise günlük 434 bin varil petrol üretimi yapıldı.
IKBY’den ismini vermeyen bir yetkili, Reuters’a “Mevcut petrol üretiminin düşmesinin sebebi doğal kaynaklar bakanlığının hızla yeni yatırımları ülkeye getiremiyor olması. Üretim her yıl yüzde 15, yüzde 20 oranında düşüyor çünkü yeni yatırım gelmiyor” dedi.
Hükümetin hazırladığı belgelere göre asıl düşüş üç büyük petrol kuyusunda görülüyor: Tawke, Khurmala ve Taq Taq. Bu da ciddi oranda düşüşe sebep oluyor.
Petrol kuyularındaki bu sorunlar sebebiyle IKBY, gaz üretimi artırmaya yöneldi. Ancak bölgedeki en büyük gaz yataklarından birinin yenilenmesi ve daha etkin bir şekilde çalışması için planlanan proje, “güvenlik riski” gerekçe gösterilerek durduruldu.
Bölgedeki petrol üretimi kireçtaşlarındaki çatlakların sondajlanmasıyla elde ediliyor. İlk aşamada çok hızlı sonuç veren ve büyük oranda üretim yapılmasını sağlayan bu işlem, eğer yoğun şekilde uygulanırsa, çatlakların bir süre sonra kurumasına ve yağmur sularının bu çatlaklardan girerek petrolün yatağına ulaşmasına yol açıyor.
Bölgedeki en zengin petrol yataklarından Taq Taq başta olmak üzere bazı petrol yataklarındaki su seviyesinin yükselmesi, petrole ulaşmayı zorlaştırıyor. Enerji uzmanları bu sorunun çözülebileceğini; kötü yönetim, doğal sonuçlarla mücadele için kaynak ayrılmaması ve teknolojik yatırımların gelmemesi sebebiyle üretimin kaçınılmaz şekilde düştüğünü söylüyor.
Hem enerji uzmanları hem de petrol sanayii yetkililer, yurt dışından gelecek yatırımların petrol üretimindeki düşüşü durduracağı görüşünde. Şu an borçlarını ödemekte zorlanan IKBY’nin de buna ihtiyacı var. Ancak güvenlik durumu ve süreçlerin çok yavaş ilerlemesi, bu yatırımın gelmesine engel oluyor.
Qamar Enerji CEO’su Robin Mills, “Bazı petrol sahalarında genişletme çalışması yapılıyor ancak bu çok yavaş ilerliyor. Çünkü şirketler onay almakta zorlanıyor. Ayrıca son dönemde yeni ve önemli bir keşif yapılmadı, bu da şirketleri düşündürüyor” diyor ve ekliyor:
“Kayda değer bir gelişme olmadıkça şirketler yakın zamanda düşüşe geçme riskini göze almış oluyor.”
Yapılan iyimser tahminlere göre Kürdistan Bölgesel Yönetimi kotrolündeki topraklarda yaklaşık 3 milyar varillik petrol rezervi var. Irak’ın kanıtlanmış petrol rezervi ise 140 milyar varilin üzerinde.
Hem bu oranlar arasındaki fark hem de siyasi istikrarsızlık, IKBY’de enerji sektörünü bazı zorlukla karşı karşıya bıraktı.
Irak Federal Yüksek Mahkemesi, Şubat ayında IKBY’deki petrol ve doğalgaz sektörünün yasal zemininin anayasaya aykırı olduğunu belirten bir karara imza attı. Bunun üzerine aralarında Amerikan Schlumberger, Baker Hughes ve Halliburton gibi birçok uluslararası şirket, bölgeden çekildi.
Irak, 2014’te IKBY petrolünün boru hatlarıyla doğrudan Türkiye’ye iletilmesini de uluslararası alanda yargıya taşımıştı. O günden bugüne devam eden yargı süreci de birçok uluslararası şirketi doğrudan IKBY’ye yatırım yapma konusunda düşündürüyor.
Irak, Türkiye’nin, Erbil yönetimine boru hatlarlarına doğrudan erişim hakkı vererek anlaşmaları ihlâl ettiğini savunuyor.
Paris’teki Uluslararası Ticaret Odası’nda görülen davanın son duruşması Temmuz ayında yapıldı. Irak petrol bakanlığı ve davayı takip eden Iraklı kaynaklara göre nihai karar önümüzdeki aylarda açıklanacak.
Yabancı petrol şirketleri ve yatırımcılar Kürdistan bölgesine, henüz Saddam Hüseyin iktidardayken gelmişti. O dönem Kürdistan bölgesi, Irak’ın geri kalanına göre yatırım yapmak için daha istikrarlı ve güvenli kabul ediliyordu.
Ancak Erbil ve Bağdat arasında yaşanan sorunlar, bölgede yeni bir rezervin keşfedilmemiş olması ve kaynakların sınırlı kalması ile güvenlik sorunları, birçok yatırımcının ve uluslararası firmanın bölgeden çekilmesine yol açtı.
Şu an IKBY kontrolündeki topraklarda birçok küçük ve orta ölçekli işletmeci var. Bunlar da çoğunlukla bölgede petrol sahası çalıştırmanın zorluklarından yakınıyor. Eğer yatırım ortamı gelişmezse, bu yatırımcılar da yavaş yavaş bölgeden çekilebilir.
IKBY yetkilisi, bu durumu şöyle özetliyor:
“Buradaki Kürtler bir rüyada ve uyanmak istemiyorlar.”