Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Almanya ve İngiltere'den art arda gelen, Fethullah Gülen cemaatinin darbe girişiminin planlayıcısı olduğuna dair delil olmadığı yolundaki açıklamalarını hatırlatarak, "Türkiye olarak bizim de 15 Temmuz konusunda yurt dışına karşı gerçekçi ve doğru bir politika izlememiz şarttır. Yoksa eğer bazı siyasetçilerden gelen nerdeyse 12 Eylül'den bile Gülen'i sorumlu tutan aptalca sözler devam ederse Fetullah denen bu kriminal terör dehası yurt dışında aklanabilir" ifadesini kullandı.
Kütahyalı'nın Sabah'ta "İngiliz raporu ve 15 Temmuz politikası" başlığıyla yayımlanan (28 Mart 2017) yazısı şöyle:
İngiliz Parlamentosu'nun Dış İlişkiler Komisyonu'nun 97 sayfalık raporu Türk medyasında son derece yanlış şekilde haberleştirildi. Bu 97 sayfalık rapor sanki BND başkanı ile aynı istikamette gibi sunuldu. Bu tamamen yanlış...
***
Bu rapor 15 Temmuz'un Gülenistler- Kemalistler- Kariyeristler ittifakı ile kotarıldığını tespit ediyor. Yani BND'nin aksine Gülenistlerin bu darbe içinde olduğunu net şekilde ifade ediyor. Ayrıca Gülenistlerin "devlet içinde devlet" haline geldiğini de açık açık yazıyor.
Ayrıca William Hale gibi TSK- siyaset ilişkilerinde uzmanlaşmış ünlü bir akademisyenin, Gülen'in talimatı olmadan bu Gülenist askerlerin 15 Temmuz darbe teşebbüsüne katılmasının akla uygun olmadığı tespitine de yer veriyor...
***
Öte yandan Türkiye olarak bizim de 15 Temmuz konusunda yurtdışına karşı gerçekçi ve doğru bir politika izlememiz şarttır. Yoksa eğer bazı siyasetçilerden gelen nerdeyse 12 Eylül'den bile Gülen'i sorumlu tutan aptalca sözler devam ederse Fetullah denen bu kriminal terör dehası yurtdışında aklanabilir...
***
Aslında 15 Temmuz'un hemen sonrasında Türkiye'de çok gerçekçi tespitler yapılmıştı.
18 Temmuz'da hem Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin hem de askeri kökenli analist Metin Gürcan darbede sadece FETÖ'cülerin olmadığını mükemmel anlatmıştı.
Tüm devlet de bunu biliyordu fakat...
***
Daha önce 27 Şubat'ta yazmıştım...15 Temmuz'dan 5-6 gün sonra bilinçli bir devlet politikası benimsendi ve milletimizi darbe karşısında bir bütün tutmak için bu ihanetin sadece FETÖ kısmı özellikle vurgulandı ve diğer kısmın üstü örtüldü...
***
Bu esasen çok iyi niyetli ve sağduyulu bir politikaydı çünkü FETÖ-dışı ideolojik unsurlar vurgulansa toplum yeniden ayrışabilirdi.
Toplumun tamamı 15 Temmuz sonrası FETÖ'den tiksinir haldeydi. Millet olarak mutabık olduğumuz tek konu bu FETÖ meselesiydi. Devlet de bu birlik tablosunu bilakis güçlendirmek istedi...
***
Fakat bugüne geldiğimizde Türkiye'nin menfaatleri gereği 15 Temmuz'un gerçek fotoğrafını ortaya koymak zorundayız. Türk devlet politikası bu anlamda değişmek zorundadır.
Öte yandan yurtdışında Kemalistler diye adlandırılan gruba bu şekilde hitap edilmesi darbecilerin işine gelir. Bunu belirtmeliyiz.
Atatürk bu toplumun ortak değeridir.
İngilizlerin Kemalistler dediği kafa 27 Mayıs'ın hain kafasıdır, Cemal Madanoğlu kafasıdır.
Gülenistler ile bu 27 Mayıs kafası 15 Temmuz'da ittifak etmiştir. Tüm darbeciler gibi bu kafa da alçak ve teröristtir...
