T24 Dış Haberler
Avrupa'da 2015 yılında yaşanan mülteci krizinin ardından Avrupa Birliği (AB), Suriye'deki savaştan kaçarak göç eden yaklaşık 4 milyon kişinin desteklenmesi, barındırılması ve yönetilmesi için Türkiye'ye 11 milyar eurodan fazla kaynak aktardı. Bu, AB tarihindeki en büyük "insanî yardım çabası" olarak bildirildi ancak göçmenlerin Türkiye'de kalmalarını sağlayarak AB'ye gelen sığınmacıları en aza indirmeyi hedefliyordu. Bu miktar, Ankara'nın mültecileri kontrol altında tutmasına yardımcı olmak üzere sınır güvenliği ve iltica işlemleri için yaklaşık 1 milyar euro da içeriyordu.
El Pais, Der Spiegel, Politico ve Le Monde'un araladığında bulunduğu 9 haber kuruluşunun Lighthouse Reports ile ortaklaşa yürüttüğü bir araştırmaya göre; Ankara son yıllarda AB tarafından finanse edilen bu altyapının çoğunu, Suriyelileri, Afganları ve kendi ülkelerinde tehlike altında olan diğer kişileri toplayıp zorla sınır dışı ederek ev sahipliği yaptığı sığınmacıların sayısını azaltmak için kullanmaya başladı.
Rapor, bilgi edinme talepleriyle ulaşılan yüzlerce sayfa AB iç belgesine dayanıyor. Araştırma kapsamında 37 eski tutuklu da dahil olmak üzere 100'den fazla kaynakla konuşuldu ve geri gönderme merkezlerindeki koşullara ilişkin olarak görsel kanıtlar analiz edildi.
Araştırma bulgusu: AB fonları, sınır dışı için kullanılıyor
Araştırma sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:
- AB, 2007 yılından bu yana Türkiye'deki geri gönderme merkezleri için sekiz yeni geri gönderme merkezi inşa etmek, 11 kabul ve barınma merkezini geri gönderme merkezine dönüştürmek ve yaklaşık 30 merkezde ekipman, bakım veya personel maaşları için ödeme yapmak da dâhil olmak üzere en az 213 milyon euro harcadı. Bu, AB tarafından Türkiye'de sınır ve göç yönetimi için harcanan yaklaşık 1 milyar euronun bir parçası.
- 22 geri gönderme merkezinde tutulan 37 eski tutuklunun 25'i gönüllü geri dönüş formlarını imzalamaya zorlandıklarını veya baskı gördüklerini ya da rızaları olmadan kendi adlarına formlar imzalatıldığını anlattı. 30'u da darp edildiklerini ya da diğer tutukluların darp edildiklerine şahitlik ettiklerini bildirdi.
- AB tarafından toplanan bilgilere göre; geri gönderme merkezlerinde kendine zarar verme ve şiddet vakaları 2019'da 70 iken 2022'de 218'e yükseldi ve gözaltında tutuklanların avukatlara erişimi 2022'de yüzde 21 gibi bir seviyede kaldı.
- AB tarafından finanse edilen geri gönderme merkezlerinde çalışan bir Türk memur ve bir tercüman, alıkonulanların gönüllü geri dönüş formlarını imzalamaya zorlandıklarını doğruladı. Her ikisi de koşulları “bir hapishaneden daha kötü” olarak tanımladı.
- Türkiye ile Suriye arasındaki iki sınır kapısındaki Suriyeli yetkililer, Suriyelilerin zorla sınır dışı edildiklerini doğruladı ancak Türk yetkililerin kendilerinden bu sayıları kaydetmemelerini istediğini aktardılar.
- Araştırma, Türkiye'den sınır dışı edildikten sonra gerçekleşen 2 ölümü belgeledi. Ağustos 2023'te sınır dışı edildikten sonra Taliban tarafından öldürülen eski bir Afgan ordu subayı ve Haziran 2024'te bir rejim kontrol noktasında tutuklanan Suriyeli bir erkek gözaltındayken öldürüldü.
- Üç Avrupalı diplomat ve eski bir AB Komisyonu yetkilisi, AB fonlarının mültecilere yönelik sınır dışı ve suistimalleri kolaylaştırmak için kullanıldığına dair endişelerini kendi içlerinde dile getirdiklerini ancak endişelerinin görmezden gelindiğini ya da harekete geçilmediğini söyledi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın 14 Ağustos'ta Sabah gazetesine verdiği mülakatta aktardıklarına göre; Türkiye'de şu anda 4 milyon 437 bin 329 kayıtlı yabancı bulunuyor.
Bunların 3 milyon 103 bini Suriyeli.
Yerlikaya'nın aktarımına göre son bir yılda 132 bin 288 Suriyeli, "gönüllü, güvenli ve onurlu" bir şekilde ülkesine geri döndü. Son 5 yılda ülkesine kendi rızasıyla dönenler ise 687 bin 706'yı buldı.
Yerlikaya, "Sınır güvenliğine 950 milyon dolar (30 milyar lira) harcama yaptık, bu yıl da 136 milyon dolar (4.5 milyar TL) harcama olacak. Bu masrafı en az 10 kez amorti ettik. 1253 kilometre güvenlik duvarı, 1715 devriye yolu, 1282 km aydınlatma, 36 kilometre sedde, 368 kamera ve algılayıcı, 198 adet asansörlü kule, 362 elektro optik kule, 284 termal kamera ve 139 keşif gözetleme aracını devreye soktuk" ifadelerini kullandı.
|