Gündem

Raif Mermutlu İSKİ Genel Müdürlüğü'ne atandı

Mermutlu'nun ismi Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde İSKİ'ye açılan soruşturmada raporunda geçiyor

11 Eylül 2019 09:36

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ Genel Müdürlüğü görevine Raif Mermutlu’yu atadı. Uzun yıllar İSKİ'de çalışan Mermutlu'nun adı, Cumhurbaşkanı ve KAP Genel Bşakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde İSKİ'ye açılan bir soruşturmada geçiyor.

İSKİ Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Genel Müdürü Fatih Turan, yönetim kurulu üyeleri Prof. Dr. İzzet Öztürk, Prof. Dr. Adem Esen, Avukat Sıddık Eraslan ile Alişan Koyuncu, Genel Müdür Yardımcıları; Selami Taşer, Cafer Sezgin, Recep Hazır ve Metin Akbaş, İBB Başkanı İmamoğlu'na 2 Ağustos günü istifalarını sunmuşlardı.

Raif Mermulu kimdir?

1961 yılında Elazığ'da doğan Raif Mermutlu, 1994 yılında İSKİ Genel Müdürlüğü'nde göreve başladı.

İSKİ Genel Müdürlüğü’nde sırasıyla; Asya Yakası Su İnşaat Müdürlüğü, Atıksu Arıtma Daire Başkanlığı, Su Arıtma Daire Başkanlığı, Yatırımlardan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı, İşletmelerden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini üstlendi.

Raif Mermutlu, 2010 yılında kendi isteğiyle emekli olmuştu.

Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde İSKİ'ye açılan soruşturmada adı geçiyor

Ağustos 1998'de patlak veren İSKİ skandalıyla ilgili inceleme yapan İçişleri Bakanlığı'na bağlı mülkiye başmüfettişleri, aralarında genel müdür yardımcıları ve daire başkanlarının bulunduğu 12 yönetici hakkında savcılık soruşturması istemiş, hazırlanan raporda Mermutlu'nun da adı geçmişti.

İlgili soruşturmaya ilişkin Milliyet gazetesinin 1999 yılı arşivinde yer alan haber şöyle:

Hazırlanan raporda Tayyip Erdoğan, İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu ve 5 yönetim kurulu üyesi hakkında Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanuna tabi olduklarından ayrıca fezleke düzenleneceği belirtildi. Erdoğan ve Eroğlu'nun durumu bu hafta İl İdare Kurulu'nda ele alınacak.

Raporda İSKİ'nin son 5 yıldaki 114 ihaleden 5'inin gazete ilanıyla açık olarak gerçekleştirildiği vurgulanıyor. 109 ihalenin ise Belli İstekliler Arasında Kapalı Teklif Alma yöntemiyle yapıldığı, ancak bu kişileri İSKİ Genel Müdürü'nün belirlediği iddia ediliyor. İSKİ'den ihale alanlar arasında FP'li eski milletvekili Kahraman Emmioğlu'nun firmasının olduğu da dikkat çekiyor.

İçişleri Bakanlığı, 13 Kasım 1998'de mülkiye başmüfettişleri Mehmet Songur ve Yusuf Suntay'ı görevlendirdi. İki müfettiş 28 Nisan 1999'da raporu tamamlayarak olayı savcılığa intikal ettirdi. Hakkında rapor düzenlenenler şunlar:

"Dursun Ali Çodur, Ertan Korkut, Necmi Gürdal, Engin Gencal, Mustafa Erdemir, Raif Mermutlu, Sencer Tunalı, Mustafa Songur, Orhan Perçin, Hasan G. Yeşilbaş, Halil Tanır, Tahsin Bostan."

Raporun tahlil bölümünde şu görüşlere yer veriliyor:

"Kanun, alım - satım ve ihaleyi yönetmeliğe bıraktığından her belediye farklı yönetmelik hazırlamış. Belli İstekliler Arasında Kapalı Zarf Teklifi ile düzenleyen yönetmeliğin 12. maddesinde teknik liyakat ve ehliyeti İSKİ'ce kabul edilmiş şahıs ve firmalardan söz edilmekte.

Belirtilen teknik ve liyakatın ihalelere davet edilen firmalar açısından nasıl saptandığı belli değildir. Bunları sadece İSKİ Genel Müdürü saptamaktadır. Ayrıca yönetmelik 22 \ a maddesinde Yeterlik Komisyonu'ndan bahsedilmekte. Yani liyakatı olmayan firmalar dahi çağrılabilmekte. Ayrıca İstanbul'un ülke genelindeki ağırlığı dikkate alındığında, büyük şirketlerin bu şehirde olduğu düşünüldüğünde, Terkos - İkitelli içmesuyu isale hattı ve Ömerli - Çamlıca isale hattı inşaatının ihalesinde Gaziantep'te kurulu ve sonradan AŞ statüsü kazanan Kalyon Şirketi'nin davet edilmesi ister istemez bu şirketin teknik ve liyakatının ne olduğu sorusunu akla getirmekte.

İhaleler için davet edilen şirketlerin büyük bölümü İstanbul dışından. İSKİ yönetimine yakın olduğu iddia edilen şirketler Kalyon AŞ, İstanbul'da kurulu Vadi AŞ, Mimko AŞ, Hamle AŞ, Biat AŞ, Kayseri'de kurulu Han AŞ, Ankara'da kurulu Nava ve Tuna AŞ. Bu şirketlerin ihalelere neden çağırıldığı konusunda gerekçelerin ne olduğu açık değil. Belli firmalar arasında kapalı teklif usulünün uygulanması kuralsızlık ve keyfiliği doğurmakta, sonuçta da ihalede açıklık ve rekabet ortadan kalkmakta. Bir ihalede en düşük teklifi veren kazanırken, bir başkasında ortalamaya en yakın olan işi almış. Sonuçta, 109 ihalenin objektif kriterlerle seçilmeyen firmalar arasında gerçekleştiği görülmektedir."