İzmir'de, 'FETÖ' ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla yargılandığı davada, 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldıktan sonra tahliye edilen ABD'li din adamı Andrew Craig Brunson hakkındaki gerekçeli karar açıklandı.
124 sayfalık gerekçeli kararda Amerikalı din adamı Andrew Craig Brunson'ın 'kazan kazan' prensibiyle hareket ederek ‘FETÖ’den yardım aldığı ve bu örgütle iş birliği içerisinde olduğu, örgütün hiyerarşisinde bulunmadığı ancak örgüte yardım ettiği savunuldu. Kararda Brunson’ın “PKK ve YPG’yi destekleyip, bu örgütlere dair görüşleri kiliseye gelenlere empoze ettiği” ifade edilerek, “Kilisede sanığın ve destek verdiği kişilerin dini öğreticiliğini aşan gayelerinin olduğu, tıpkı FETÖ ile olduğu gibi ‘kazan kazan’ prensibi ile PKK terör örgütü ve uzantıları ile girdiği iletişim ve etkileşim içinde bu örgütlere yardım ettiği kabul edilmiştir” dendi.
Kararda Brunson’ın ‘FETÖ’ mensuplarıyla temas kurduğu ve 21 Temmuz’da yazdığı bir mesajda kullandığı “Bir süreden beridir Türkleri sarsacak bazı olayları bekliyorduk” ifadesinin, pastörün darbe girişimine dair görüşlerinin ‘FETÖ’ ile paralel olduğu kanaatine yer verildi.
Brunson’ın darbe girişimiyle ilgili görüşlerinin ‘FETÖ’nün fikirleriyle benzerlik taşıdığı belirtilen kararda şu ifadeler kullanıldı:
“Sanığın, darbe sonrası devletin bütün siyasi organları, kendi içindeki terör hücrelerine karşı gelen Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet kuvvetleri, yargı organları ve diğer kamu, kurum ve kuruluşları ile topyekûn ortaya koymuş olduğu tedbirleri tasfiye olarak nitelemesi bir yana demokratik bir sistemde halkın büyük çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş bir hükümete ve dahası tüm siyasi aktörleri içerisinde bulunduran ve bütün Türk milletini temsil eden TBMM’ye karşı gerçekleştirilmiş bir darbe girişiminin başarısızlığından ortaya çıkan sonucu ‘tek adam’ yönetimine doğru bir hız kazanma olarak değerlendirildiği her türlü izahtan yoksundur.”
Brunson öncülüğünde kurulan Kürt Kilisesi'nin Suriyeli mültecilerin 'dil bilmezlik' sorununu aşmak için oluşturulmuş bir pratikten daha fazla anlam taşıdığına vurgu yapılan gerekçeli kararda, "(Brunson'ın kontrolündeki kilise kastedilerek) YPG/PKK terör örgütleri özgürlük savaşçıları olarak tanıtılmaktadır. Türkiye'nin milli misak ile belirlenen sınırları içerisinde kalan topraklarının en azından bir kısmını Kürdistan olarak kabul eden anlayışı kilise katılanlarına empoze edilmiştir. Halkların kendi kaderlerini tayin etme haklarının bulunduğu şeklindeki evrensel söylemlerin popülist çekiciliği kullanılarak açık açık bu örgütlerin desteklenmesi gerektiğinin dillendirildiği kabul edilmiştir" cümlesi kaydedildi.
"Bazı Suriyeliler PKK'ya verilen destekten rahatsız oldu"
Kararda, "Geldikleri yerde bu örgütün (YPG/PKK) zulmüne uğramış bazı Suriyeli mültecilerin dahi kilisede PKK terör örgütüne verilen destekten rahatsızlık duyarak kilisedeki toplantılara katılmaktan vazgeçtikleri anlaşılmıştır. Böyle siyasi bir mülahazanın egemen olduğu kilisede sanığın ve destek verdiği kişilerin dini öğreticiliğini aşan gayelerinin olduğu, tıpkı FETÖ ile olduğu gibi 'kazan kazan' prensibi ile PKK terör örgütü ve uzantıları ile girdiği iletişim ve etkileşim içinde bu örgütlere yardım ettiği kabul edilmiştir" ifadesi yer aldı.
Brunson'a isnat edilen 'Siyasal ve askeri casusluk' suçlamasına ilişkin yeterli delil bulunmadığının da belirtildiği kararda, "Sonuç olarak sanık hakkında, 'örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' eylemi nedeniyle, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 220/6 maddesi delaletiyle, TCK'nin 314/2. maddesi uyarınca ve 'Siyasi veya askeri casusluk' eylemi nedeniyle TCK'nin 328/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de yukarıda ayrıntıları ve delilleri ile birlikte tartışılan eylemleri bütünün TCK'nin 220/7 maddesinde düzenlenmiş bulunan, 'Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçunu oluşturacağı kanaatine varılmıştır" görüşüne yer verildi.
5 yıl hapis cezasına çarptırılan Brunson'ın bu cezasının TCK'nin 220/7 maddesinin son cümlesi uyarınca yarı oranında indirime gidilerek 2 yıl 6 aya çekildiği ancak Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) ilgili maddesi gereğince bunun 3 yıl 9 aya yükseltildiği vurgulanan kararda, sanığın, yargılama sırasında gözlenen olumlu tutum ve davranışlarının da göz önünde bulundurularak cezanın 3 yıl 1 ay 15 güne düşürüldüğü belirtildi.
Kararda ayrıca Brunson hakkında 28 Temmuz 2018'de verilen 'Konutunu terk etmekten yasaklanması' ve 'Yurt dışına çıkmaktan yasaklanması' gibi adli kontrol tedbirlerinin hükümle kaldırıldığı da yer aldı.
Ne olmuştu?
Darbe girişiminin ardından eşiyle birlikte gözaltına alınan Brunson, 9 Aralık 2016’da tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Brunson hakkında ‘FETÖ’ye ve PKK’ya üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ten 15, ‘casusluk’tan da 20 yıl olmak üzere 35 yıl hapis cezası istenmiş, rahip 25 Temmuz’da sağlık sorunları gerekçesiyle ev hapsine alınmıştı.
Brunson 12 Ekim’de görülen duruşmada üç yıl bir ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmış, ancak yattığı süre göz önüne alınarak ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı kaldırılarak tahliye edilmişti. Pastör aynı gün ülkesine dönmüştü.