Gündem

Putin TürkAkım Hattı açılışı için İstanbul'da: Türkiye ile iş birliğimiz, engelleme çabalarına karşın gelişiyor

Putin ve Erdoğan TürkAkım Boru Hattı'nın açılışında ortak açıklamada bulundu

08 Ocak 2020 15:40

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak TürkAkım projesinin açılış töreninde konuştu.

Rusya Devlet Başkanı Putin, "Rusya-Türkiye arasındaki iş birliği engelleme çabalarına rağmen her alanda gelişiyor" dedi. "Bu bölgede gerginliği artırılmasına yönelik çaba var" diyen Putin, "Türkiye-Rusya bambaşka bir eğilim sergiliyor" diye konuştu.

Ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan da, "Son dönemde fikir ayrılıklarımızın ortak çıkarlarımızın önüne geçmesine izin vermedik. Sayın Putin'in güçlü iradesi ile ilişkilerimizde çok farklı bir ivme yakaladık" ifadesini kullandı. İran-ABD arasındaki gerilime dikkati çeken Erdoğan, "Gelin Akdeniz'i çatışma değil iş birliği sahasına dönüştürelim" çağrısında bulundu. Erdoğan, "Coğrafyamızda yeni bedeller ödemeye kimsenin mecali kalmamıştır. Hiç kimsenin sadece kendi çıkarları uğruna Irak başta olmak üzere tüm bölgeyi yeni bir ateş çemberine atmaya kimsenin hakkı yoktur" ifadelerini kullandı.

TIKLAYIN - 5 soruda TürkAkım boru hattı: Ne zaman başladı, nereden nereye uzanıyor, kapasitesi ne?

Putin: Boruların döşenme hızında rekor kırdık

Rusya Devlet Başkanı Putin'in açıklamaları şöyle:

"Boruların uzunluğu 1800 km'yi aşıyor. Bu gerçekten hiç de kolay olmayan bir proje. Modern teknolojileri barındıran bir proje. İlk hattan gelecek olan doğalgaz Batı Sibirya yataklarından geliyor, ikinci hattan gelecek olan doğalgaz da Türkiye üzerinden Balkanlara, Bulgaristan'a Sırbistan'a ve Yunanistan'a sevk edilecek. Bu hat sadece Türkiye ve Karadeniz bölgesi için değil, birçok güney Avrupa ülkesinin ekonomisine olumlu tesir edecek. Genel anlamda Avrupa enerji piyasasının güvenliğini sağlayacak. TürkAkım'ın inşaatında öncü teknolojiler uygulandı. Bu da bu gaz boru hattının güvenilir bir şekilde işletilmesine  ve çevre doğru olacağına yardımcı olacak. Boruların döşenme hızında rekor kırdık. Günde 6 km'den fazla boru döşendi. Ben bu güzergâhın tasarımında ve inşasında emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Türk makamlarına ve Türk Cumhurbaşkanı'na teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Çünkü inşaat için gerekli tüm lisansları vaktinde sağladılar. Bir kez daha burada dile getirenlerin altını çizmek istiyorum, bir siyasi irade gösterdiniz, ülkenizin ulusal çıkarlarına uygun bir projeye el attınız. Eminim Türkiye ve Rusya gelecekte birçok karşılıklı yer teminine dayanan projeyi hayata geçirecekler. Hep beraber en iddialı projeleri gerçekleştirebileceğiz ileride. Bu da her iki ülke için hayırlı olacak.

"Son olarak şunu ifade etmek istiyorum. Hiç de kolay olmayan şartlarda yaşıyoruz. Ne yazık ki bulunduğumuz bu bölgede ciddi gerginliği artıracak eylemler var. Türkiye ve Rusya bu arada bambaşka bir örnek sunuyor. Örneğin devletlerimiz, halklarımız, Avrupa halkları ve dünya halklarının hayrına çalışmalar yürütmekteyiz. Eminim gelecekte de bu tür adımlar atacağız."

Erdoğan: Gelin Akdeniz'i çatışma değil iş birliği sahasına dönüştürelim

Putin'in arından Erdoğan konuşuyor. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Açılışa teşrif eden tüm misafirlerimize hoş geldiniz diyorum. Sizleri böylesine anlamlı bir program vesilesiyle İstanbul'da ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. İlk haftasını geride bıraktığımız 2020 senesinin ülkelerimiz, halklarımız için esenlikler getirmesini diliyorum. Dostlarımın yeni yılını gönülden tebrik ediyorum. Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki yakın iş birliğinin son nişanesi olan TürkAkım Doğalgaz Boru Hattı'nın açılışı münasebetiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. TürkAkım Rus dostlarımızla beraber büyük emek harcadığımız tarihi nitelikte bir projedir. Projenin hattının deniz bölümünün tamamlanması sebebiyle geçtiğimiz yıl değerli dostum Putin ile yine İstanbul'da bir tören düzenlemiştik. Geride bıraktığımız bir sene içerisinde hedeflediğimiz şekilde hattı tamamladık ve işte şimdi de açılışını yapıyoruz.

Proje sayesinde 31,5 milyar metreküplük doğalgazın 15,75 milyar metreküpün aracı hiçbir ülke olmadan doğrudan ülkemize ulaşacaktır. Böylece 15 milyon hanenin yıllık doğalgaz ihtiyacını da karşılamış olacağız. 

Türkiye OECD ülkeleri arasında 10. en büyük enerji piyasasına sahiptir. Bugün itibariyle 81 ilimizin tamamına doğalgaz arzı sağlamış bulunuyoruz. Nüfusumuzun yüzde 79'u, yani 53 milyon vatandaşımız doğalgazı aktif bir biçimde kullanıyor. Bu sayı yaptığımız alt yapı yatırımlarıyla artıyor. Rusya ise ülkemizin önde gelen doğalgaz tedarikçilerinin başında geliyor. Geride bıraktığımız 33 senede Rusya Federasyonu'ndan yaklaşık 400 milyar metreküp doğalgaz tedariki sağladık. 

Enerji alanındaki işbirliğimiz her türlü sınamayı diğer alanlarda olduğu gibi başarıyla atlatmıştır. Türkiye ve Rusya olarak bu örnek iş birliği zemini üzerinde yeni projelere, yeni başarılara imza atmaya devam edeceğiz. Avrupa ülkelerinin proje kapsamındaki ikinci hattan gelecek Rus gazına yoğun ilgi gösterdiğini görüyoruz. Türkiye olarak son yıllardaki yatırımlarımızla kendimizle birlikte bölge coğrafyası içinde önemli bir doğalgaz arz kapasitesi ve ticaret merkezi oluşturacak altyapıya kavuştuk. 

"Türkiye olarak bölgesel gerilim peşinde değiliz"

Yeni arz kaynaklarının ortaya çıkarılması ve mevcut rezervlerimizin geliştirilmesi doğrultusunda karada ve denizde hidrokarbon arama ve üretim faaliyetlerinin artırılması için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Hedefimiz ülkemizi küresel enerji merkezlerinden biri haline getirmektir. Türkiye olarak bölgesel gerilim peşinde değiliz, asla da olmadık. Doğu Akdeniz'de süren hidrokarbon arama faaliyetlerimizin amacı ülkemizin ve KKTC'nin menfaatlerini korumaktır. Her fırsatta tekrarladığımzı gibi Doğu Akdeniz'de ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin ekonomik, hukuki, diplomatik bakımdan hayata geçme şansı yoktur. Akdeniz'deki en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye'nin bu bölgeyle ilgili her türlü projede söz söyleme hakkı elbette olacaktır. Buradan tüm kıyıdaş ülkelere yaptığımız iş birliği çağrımızı tekrarlamak istiyorum; gelin tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapmış olan Akdeniz'i çatışma değil, iş birliği sahasına dönüştürelim. Bize bir gelene çok daha fazlasıyla gitmeye hazırız. Karşılıklı saygı ve hakkaniyet temelinde her türlü iş birliğine varız. TürkAkım isminin sahibi de hak sahibi değerli dostum Sayın Putin'dir. Muhataplarımızdan beklentimiz Türkiye'nin uzattığı iş birliği elini geri çevirmemeleridir. "

"Fikir ayrılıklarımızın ortak çıkarlarımızın önüne geçmesine izin vermedik"

"Son dönemde fikir ayrılıklarımızın ortak çıkarlarımızın önüne geçmesine izin vermedik. Sayın Putin'in güçlü iradesi ile ilişkilerimizde çok farklı bir ivme yakaladık. 1980'lerde 300-400 milyon dolar civarında seyreden ticaret harcımızda artık 100 milyar dolarlık hedefi konuşuyoruz. Özellikle son üç yılda ikili ticaretimizde düzenli artış yaşıyoruz. "Bugün açılışını yaptığımı TürkAkım projesi yeni dönemin sembol eserlerinden biri olacaktır. Sahip olduğumuz potansiyeli tam manasıyla harekete geçirdiğimizde ortaya çıkaracağımız katma değerden tüm bölgenin istifade edeceğine inanıyoruz. Tıpkı bir Rus atasözünde ifade edildiği gibi akıllı yol arkadaşı yolun yarısı demektir. Biz de önce rafik sonra tarik diyen yani yol kadar yol arkadaşının da önemli olduğuna inanan bir milletiz. Türk-Rus dostluğu ortak projelerle bu gerçeği son yıllarda ete kemiğe büründürmüştür. İnşallah önümüzdeki dönemde de Türkiye ve Rusya'nın yol arkadaşlığını kararlılıkla sürdüreceklerine inanıyorum."

ABD-İran mesajı: Tüm bölgeyi yeni bir ateş çemberine atmaya kimsenin hakkı yoktur

"Son dönemde bölgesel hadiseler bakımından oldukça sancılı günler yaşıyoruz. Müttefikiz ABD ile komşumuz İran arasında bir süredir devam eden gerilim hiç arzu etmediğimiz bir noktaya yaklaştı. Türkiye olarak ne Irak'ın ne Suriye'nin ne Lübnan'ın ne de deniz yoluyla enerji ticaretinin yüzde 30'undan fazlasının yapıldığı Körfez bölgesinin vesayet savaşlarının sahnesi haline gelmesini istemiyoruz. Bilhassa komşumuz Irak, zaten sıkıntılı olan istikrarını tamamen kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Irak Türkmenlerinin selameti de bizim için kendi vatandaşlarımızın selameti kadar önemlidir. Arabı, Kürdü, Türkmeniyle Irak halkının tamamı bizim öz be öz kardeşimizdir. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizi daha önce de farklı vesilelerle ortaya koyduk. Yaklaşık 30 yıldır kargaşa ve çatışmalarla anılan Irak'ın yeniden yeniden huzura kavuşması için büyük çaba harcadık. DEAŞ ve PKK ile mücadelesinde Irak'a her alanda destek verdik. Mezhepçilik taassubunun bu ülkeyi esir almasını engellemek için Irak halkını oluşturan tüm gruplara düzenli temas kurmak suretiyle elimizi uzattık. Savaş tantanlarının çaldığı bu kritik süreçte de diplomasinin tüm kanallarını kullanarak tansiyonu düşürmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede son bir haftada çok sayıda liderle telefon görüşmeleri gerçekleştirdik. Amacımız gerilimi düşürerek yeniden aklı selimi hakim kılmaktır.

"Coğrafyamızda yeni bedeller ödemeye kimsenin mecali kalmamıştır"

Bölgemiz 20 yıldır devam eden çatışmalar sebebiyle zaten bitap düştü. Farklı güçler artasında sürdürülen vekalet savaşlarının bedelini maalesef Irak'tan Suriye'ye kadar milyonlarca masum kardeşimiz ödedi. Asırlardır barış diyarı olan İslam medeniyetinin kadim şehirleri birer enkaza dönüştü. Kardeşin kardeşe düşman hale getirildiği bu tablodan da en fazla bölge ile ilgili dış güçler faydalandı. Coğrafyamızda yeni bedeller ödemeye kimsenin mecali kalmamıştır. Hiç kimsenin sadece kendi çıkarları uğruna Irak başta olmak üzere tüm bölgeyi yeni bir ateş çemberine atmaya kimsenin hakkı yoktur."