Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Ankara mitinginde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in gülmelerine sebep olan sohbeti anlattı. Yıldırım ve Türkeş'in yanı sıra Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş ile Kültür Bakanı Nabi Avcı'nın da yazarken sol elini kullandığını öğrenen Erdoğan'ın "Buna sol hükümeti dense yeridir" diyerek espri yaptığı aktarıldı.
Abdulkadir Selvi'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (4 Nisan 2017) nüshasında yayımlanan '16 Nisan’dan sonra ne olacak?' başlıklı yazısı şöyle:
Ankara mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in kahkaha attığı bir kare vardı.
Devletin zirvesi neden gülüyor diye merak ettim. Önce önlerine yeni bir anket geldi, o keyifle kahkaha atıyorlar diye düşündüm. Ama öğrenmeden rahat edemedim. Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ile konuşunca yazmaya karar verdim.
Ankara mitinginde aynı zamanda toplu açılış töreni yapılmıştı. Protokole tören anısına 50x70 ebadında bir anı kartonu getiriliyor. İlk imzayı Cumhurbaşkanı Erdoğan atıyor. Cumhurbaşkanı imzaladıktan sonra anı kartonunu Başbakan Binali Yıldırım’a uzatıyor. Başbakan’ın solak olduğunu bilmiyordum, bu vesile ile öğrendim. Binali Bey imzasını sol eliyle atıyor. Bu arada Cumhurbaşkanı izliyor. Başbakan imzalayıp, anı kartonunu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’e uzatıyor. Meğerse Tuğrul Türkeş de solakmış. O da sol eliyle imza atıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha fazla dayanamıyor. “Ooo... Herkes solak. Bunlarla işimiz var” diyor. Tuğrul Türkeş bunun üzerine lafa giriyor. “Ooo... Bu daha ne ki” diyor. “Bizden başka Numan Kurtulmuş ile Nabi Avcı’da solak” diyor. Cumhurbaşkanı “Yapma ya” demeye kalmadan espriyi patlatıyor, “Buna sol hükümeti dense yeridir”.
Bu söz üzerine kahkahalar patlıyor.
Şu andaki verilere göre AK Parti hükümetinin Başbakan’ı solak, iki başbakan yardımcısı solak, bir bakanı solak. Siyaseten ‘solak’ değiller ama olsun. Ben kabinenin, ‘sol’ kadrosunun bunlarla sınırlı olduğunu düşünmüyorum. Sol eliyle yazan diğer bakanları da tespit edersem yazacağım. Böylece hükümetin, ‘sol kolu’nu ortaya çıkaracağım!
O kareyi izlerken aslında gülmeyi ne kadar özlediğimizi düşündüm.
17 Nisan sonrası
16 Nisan’da sandıklar açılınca ya evet diyenlerin yüzü gülecek ya da hayırcıların.
Artık her şey 16 Nisan’a endekslendi. Ama asıl merak edilen 17 Nisan’da ne olacağı.
Referandumda evet mi çıkacak, yoksa hayır mı? Evet olursa erken seçime gidilir mi? Hayır çıkarsa bir kaos yaşanır mı?
Piyasa yapıcılar 16 Nisan’da çıkacak sonuca göre pozisyon almaya çalışıyor. Herkes önünü görmek istiyor. Reuters’a konuşan GENAR Başkanı İhsan Aktaş, “Ev ve araba almak isteyenlerin bile referandum sonucunu beklediğini görüyoruz. Araştırmalarımızda yüzde 65-70’lik kesim evet çıkarsa yatırım yapabileceğini ortaya koyuyor” diyor.
Tabii evet çıktığı takdirde dahi 16 Nisan’dan sonra ne olacağı önemli.
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti’nin başına geçer mi?
2- 2019 yılı beklenir mi, 6 ay içinde uyum yasaları çıkarılıp 2017 sonunda erken seçime gidilir mi?
3- Türkiye ABD ilişkileri ne olur, AB arasındaki tüm köprüler atılır mı?
Önümüzü daha net görebilmemiz için bu soruların yanıtlanması gerekiyor.
Referanduma odaklanıldığı için bu konulara pek girilmiyor. Hem ellerini açık etmek istemiyor hem de referanduma gölge düşürülmesini istemiyorlar.
2019 beklenir mi?
AB ile yaşanan krize bakıp, referandumdan sonra köprülerin atılacağı düşünülebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “AB’yi halka soracağız” demedi mi? Size belki ters gelecek ama 16 Nisan sonrasına ilişkin projeksiyonlarda, reel politiğin ağır basması ve AB ile ilişkilerin normalleşme sürecine girmesi üzerinde duruluyor. Mevcut durum sürdürülebilir bulunmuyor. Bu ilişkinin tek belirleyicisi Türkiye değil. Seçim sürecine giren AB’nin Erdoğan düşmanlığını hesaba katmak gerekiyor.
Referandumda evet çıktığı takdirde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısa süre içinde AK Parti’nin başına geçmesi bekleniyor.
Anayasa değişikliği yönetimde çift başlılığı kaldırmak için yapılıyor. “Madem bu kadar önemliydi, 2019’a kadar neden beklenecek sorusu” da 17 Nisan’dan sonra yanıt bulacak. 2019’a kadar beklemek gibi bir zorunluluk olmadığı söyleniyor. Bu demektir ki, Erdoğan 2019’u beklemeyecek.