27 liralık laboratuvar malzemesini zimmetine geçirmekle suçlanan Prof. Dr. Nurettin Başaran, suçsuzluğunu ancak 10 yılda ispat edebildi. Başaran, beraatini gazete ilanıyla çevresine duyurdu.
Milliyet'ten Musa Kesler'in haberine göre, Prof. Dr. Nurettin Başaran, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Tıbbi Genetik Bölümü’nde görevliydi. 2002 yılında laboratuvarlarda kullanılan bugünkü değeri 27 lira olan bir probu (bir çeşit tüp) “zimmetine geçirdiği” iddiasıyla hakkında soruşturma başlatıldı ve Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davayla birlikte “kamu görevi yapamaz” gerekçesiyle 22 yıllık görevinden alındı.
Görevine iade edilmek için İdare Mahkemesi’ne açtığı davayla 2004 yılında mahkeme kararıyla işine geri dönen Başaran, “mobbing” uygulamalarına dayanamayarak 3 ay sonra kendi isteğiyle emekli oldu.
İki yıl işsiz kalan Başaran, daha sonra özel bir laboratuvarda çalışmaya başlarken bir yandan da hukuk mücadelesini sürdürdü. Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde zimmetle yargılandığı davadan 2006 yılında beraat eden Başaran hakkındaki beraat kararını Yargıtay da 21 Temmuz 2012 tarihinde onadı. Hukuken tamamen temize çıkan Başaran, beraatini gazete ilanıyla tüm kamuoyuna da duyurdu.
Gazeteye ilan verdi
Türkiye’nin ilk “Gen Araştırma” laboratuvarını 1989’da Eskişehir’de kuran Başaran kararın eline ulaşmasının ardından gazetelere verdiği ilanda şu ifadelere yer verdi: “Vicdansız karalama kampanyaları ve vicdansız iftiralar sonucu adli ve idari yargıda yargılanmak durumunda kaldım. Görevime son verildi. Yargı kararıyla yeniden görevime döndüm. Fakat çok sevdiğim ve çok büyük emek vererek bugün için belirli düzeye gelmesine katkım olduğuna inandığım, hep ilkleri gerçekleştirdiğim mesleğimden ve üniversiteden soğutulduğum için emeklilik yolunu seçerek ayrıldım. Zira devlet erkini elinde bulunduranlardan bazılarının bu erki potansiyel rakiplerine yok edilmek için kullanmaları, maddi ve manevi tacizde bulunmaları üniversiteleri yaşanmaz hale getirmektedir. Ülkemizdeki adalet sisteminin yavaş işlemesi ve süreç içerisinde büyük acılar çekmiş olmama rağmen 10 yılın sonunda hem idari yargı hem de adli yargıda açılan davalarda oy birliği ile beraat ettim...Ya benim hakkımda olmadık dedikodular uyduranların varsa vicdansızları sızlayıp her iki alemde de utanmayacaklar mı?”
