Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki derslerine son verilen Prof. Dr. Süheyl Batum, öğrencilerine Abbasağa Parkı’ndaki açık derste seslendi. Batum, “Türkiye, bir korku devletine dönüştürüldü. Hep birlikte sağlam durursak, bunların gideceğini göreceğiz” dedi.
Bahçeşehir Üniversitesi yönetimini protesto eden öğrenciler, desteklerini göstermek için bugün Abbasağa Parkı’nda Batum’un katıldığı ‘OHAL’de Akademik İfade Özgürlüğü’ adlı açık ders düzenledi.
İleri Haber’den Fuat Öztürk’ün haberine göre, akademisyenlerin, hukukçuların, öğrencilerin ve yurttaşların büyük ilgisiyle başlayan derste Batum, “Tüm özgürlüklerin temelinde, korkudan muaf olmak vardır. Görüyorsunuz, herkesi taşeron yaptılar, bir gecede 4B’li 4C’li yaptılar. Bu nedir? Bütün çalışanların geleceği, bir kişinin iki dudağın arasındadır demektir. İşsiz kalma korkusu, çocuğuna yemek götürememe korkusu. Korku budur. Birleşmiş Milletler kurulduğu zaman, sözüm ona, bu korkuları ortadan kaldırmak için kurulmuştu” diyerek sözlerine başladı.
"Ben alışkınım..."
Konuşmasında OHAL’e de değinen Batum, şu değerlendirmede bulundu:
“Mevcut Anayasa’nın 15.maddesi yaşama hakkına dokunulamayacağını, açık düşünce ve ifade özgürlüğüne dokunulamayacağını söylüyor. Çok açık olarak, yurttaşlara, korkmak durumunda kalmayacaksın diyor. Mevcut Olağanüstü Hal ise evvela bunu ortadan kaldırıyor. Bana gelirsek… Ben alışkınım, Ekmeleddin İhsanoğlu’na itiraz ettiğim için CHP’den ihraç edilmiştim. Dolayısıyla artık biraz şerbetli olmaya başladım. Parti’den ihraç edildiğimde beni görüp yolunu değiştirenler, selam vermemeye başlayanlar olmuştu. Ancak sizlerin bu desteğinizi, bu candanlığınızı hiç unutmayacağım.”
"Hukukun gücüne inanın"
Son kez ders verdiği öğrencilerine, "İnanıyorum ki sizler çok iyi hukukçular olacaksınız" diye seslenen Batum, şöyle devam etti:
“Hukuku ayak altına alanların dediklerine bakmayın, hukukun gücüne inanın. Yarın akademisyen olduğunuzda, avukat olduğunuzda, öğrencilerinize bunu öğreteceğinize eminim. Hukuk devletinin olmadığı yerde, korku olur. Korkunun egemen olduğu yerde ‘neden korktun’ sorusu yanlıştır, bir tek şeye bakacaksınız: İnsanlar neden korkutuluyor ve tabii ki bunu nasıl değiştiririz. Korkuyu ancak ve ancak, laiklik ve adaleti tesis ederek yenebiliriz. Bu yüzden, hep beraber, korkunun, baskı ortamının kalkması için elimizden geleni yapacağımıza inanıyorum."
"Bunların gideceğini göreceğiz"
Açık dersin ardından İleri Haber’e konuşan Batum, ‘KHK’yla atılan akademisyenlerin durumu, Türkiye’nin korku ortamı içerisinde yaşadığını ve baskı altında referanduma gittiğini söyledi ve ekledi:
“Akademisyeni atıp ‘Biz buna bakarız, gereğini yerine getiririz’ demek, o ülkenin korku ortamında referanduma götürüldüğünü gösteren çok temel bir örnektir. Şunu yaparsın, geçmişte olan da budur; dava açarsın, mahkemeye kanıtlarını sunarsın, hukuk işler, durum kesinleşir ve ona göre karar verirsin. İçerisinde Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Öget Öktem Tanör gibi nitelikli ve ciddi akademisyenleri KHK’nın bir satırı ile atıyorsunuz ve ‘bişey olursa sonra bakarız’ diyorsunuz. ‘İstim arkadan gelir’ mantığının ‘hukuk devleti’nde yeri yoktur. Bunu kabul etmek mümkün değil. Ama bütün bunlara rağmen umudumu koruyorum. Bir gün gelecek, bunların gideceğini, Türkiye’nin değişeceğini hep birlikte göreceğiz.
İhraç edilen akademisyenlerle dayanışma içinde olduğunu belirten Batum, “Sağlam dursunlar, hep birlikte sağlam duralım” çağrısında bulundu.