Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, basına yansıyan görtüntülerde darbe girşimine karışanların işkence altında ifadelerinin alınmasının hukuksuz olduğunu ve geçersiz sayılacağını belirterek "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu insanların suçunun kanıtlanmadığını ortaya koyacak, işkence altında ifade alındığı için. Dolayısıyla bir cezasızlığın yolunu açma mıdır bu, benim böyle bir kaygım var." dedi.
OHAL’in uygulanmaya konmasıyla ilgili ise “Önce Meclis’e gelip, sonra Resmi gazetede yayınlanması gerekiyordu, tam tersi oldu. Bu, ‘Meclis’i ben tamamen lağvettim’ demenin başka bir yolu aslında” ifadelerini kullandı.
IMC Tv’de Ayşegül Doğan’la Gündem Müzakere’ye konuk olan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Fincancı, hükümetin darbe girişimini gerekçe göstererek OHAL ilan etmesini değerlendirdi.
OHAL kanunun darbe dönemi kanunu olduğunu, bu sebepten hepimiz için ‘dramatik’ bir kanun olduğunu belirten Fincancı, “Siz darbe girişimine karşı çıkıp da, sonra darbenin bertaraf edilmesi için, yine bir darbe döneminde çıkarılmış kanundan yararlanıyorsanız, bu durumda içtenliğinizin sorgulanması gerekir. Bütün özgürlükleri sınırlandırarak bir girişimde bulunuyorsanız o zaman burada soru işaretleri var demektir” dedi.
“Olağanüstü hal ilan edilmeden olağanüstü hale geçildiğini” söyleyen Fincancı, darbe girişiminde bulunan askerlerin de adil yargılanma haklarının bulunduğunu hatırlattı. Fincancı, “Siz bu insanlara işkence yapamazsınız, çünkü işkence mutlak yasaktır. Bu durumun kabul edilebilmesi mümkün değildir” diye konuştu.
“Cezalandırılması gerekenlere cezasızlık yolu açılıyor”
Bütün Türkiye’nin devletin resmi yayın organı eliyle işkence görüntülerine maruz bırakıldığını belirten Fincancı, şunları söyledi:
“Bu aslında başka bir amaca mı hizmet ediyor, bunu görmek gerekiyor. Çünkü bu işkenceleri siz bu kadar görünür kıldığınızda bunlar delil niteliğindedir. Yani işkence yapıldığının delilidir. İşkence altında elde edilmiş ifadeler ve deliller hukuka uygun değildir ve dolayısıyla geçersiz kabul edilecektir. Ne olacak, bugün değil belki, ama yarın bu insanlar uluslararası sözleşmeler gereği bizim de yetkisini tanıdığımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduklarında hem Türkiye tazminat ödemek zorunda kalacak, hem de bu insanlar beraat edecekler. Yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu insanların suçunun kanıtlanmadığını ortaya koyacak, işkence altında ifade alındığı için. Dolayısıyla bir cezasızlığın yolunu açma mıdır bu, benim böyle bir kaygım var.”
“Bu, ‘Meclis’i ben tamamen lağvettim’ demenin başka bir yolu”
Olağanüstü hal ilanının usulüne uygun yapılmadığını kaydeden Fincancı, “Olağanüstü hal ilanından sonra dahi, zaten usulüne uygun olmayan bir durumla karşı karşıya kaydık. Önce Meclis’e gelip, sonra Resmi gazetede yayınlanması gerekiyordu, tam tersi oldu. Bu, ‘Meclis’i ben tamamen lağvettim’ demenin başka bir yolu aslında” ifadelerini kullandı.