Gündem

Prof. Ersan Şen: Araç plakalarına çip takılması bir silaha dönüşebilir

Prof. Ersan Şen: Başbakan dinlendiğini söylüyor. Başbakanın bu konuda bir korku hissetmesinden daha büyük bir korku olabilir mi?

07 Mart 2013 17:41

HÜLYA KARABAĞLI / Ankara

 

TBMM Haberleşme ve Özel hayatın Gizliliği Araştıran kısaca “Böcek” olarak bilinen komisyona konuşan Prof. Dr. Ersan Şen, 17 milyon araca çip takılmasının ilerde tehlikeli bir silaha dönüşebileceği uyarısında bulundu.

Özel hayatın korunması ve gizliliği noktasında sisteme zerre kadar güven kalmadığını anlatan Prof. Dr. Ersan Şen, “Bir Başbakanın dinlendiği korkusu hissetmesinden daha büyük korku olabilir mi?” diye sordu.

Milletvekilleri dahil herkesin yasal çerçevede dinlendiğini söyleyen Ersan Şen, komisyonun hâkim ve savcıları dinlemesini istedi. Prof. Şen, dinleme cihazlarının Türkiye’ye ithalini kimlerin yaptığını da sordu.

Komisyonun bugünkü toplantısında İstanbul Üniversitesi’nden, Prof. Dr. Ersan Şen ile Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Avukat Talay Şenol’u dinledi.

Şen’in değerlendirmeleri şöyle:

 

‘Otorite kimdeyse silahı o kullanacak’

 

17 milyon araca çip takılması uygulaması ilk başta güvenlik açısından iyi görünebilir. Ama Türkiye’de hukuk kültüründe sorun olduğu için tedirgin olmamak da mümkün değil. Cep telefonunun yanı sıra aracın ve insanın takibine dönecek bu olay çok kötü sonuçlar verebilir. Yani istihbaratın gayri hukuki kullanımı ciddi sıkıntı yaratır. Kamu otoritesi kimliğine bürünmüş insanlar bunu kullanabilir. O insanı suçlama noktasında çok tehlikeli bir silaha dönüşebilir. Yeni otorite kim olacaksa maalesef o bu silahı kullanacaktır.

 

'Başbakanın korkmasından daha büyük korku mu var?'

 

Dinlenme korkusu bugün herkeste var. Takip edilmek endişesiyle yaşamak nasıl bir duygudur. Telekom en iyi teknolojik yatırımı yapıyor. Takip edilme endişesine karşın ne kadar yatırım yapılıyor? Başbakan dinlendiğini söylüyor. Başbakanın bu konuda bir korku hissetmesinden daha büyük bir korku olabilir mi?

 

‘Kaset tartışması cılız kaldı’

 

Bir anamuhalefet partisi başkanına bir operasyon yapılacak koca Türkiye Cumhuriyeti bunu ortaya çıkartmayacak. Böyle bir şey var mı? O karısına, makamına hesabını verir. Ama bunu gören vatandaş acaba ne kadar korunduğunu hisseder? Kaset olayı ortaya çıktıktan sonra ‘Bu yapılan nedir ne kadar anayasaya, hukuka aykırıdır?’ tartışması maalesef cılız kaldı.

 

‘Milletvekilleri de dinleniyor’

 

Özel hayata müdahalede yasal düzenlemeler iyi ama uygulama kötü. Telefon dinlemesinde yargıç kararlarını bile yeterli sayıyoruz. Siz özgürce konuşacağını düşünüyorsanız bu komisyona hâkim ve savcıları çağırıp dinleyin. Türkiye’de HSYK üyeleri dışında yasal çerçeveler dâhilinde herkes dinleniyor. Buna milletvekilleri de dâhil.

 

'Dinleme cihazlarını Türkiye’ye kim getiriyor?'

 

Telefon dinlemelerinde, özel hayatın korunması noktasında ciddi sıkıntılar var. Dinleme kararlarında CMK 135. Maddeden eser göremiyoruz. Yani 135. Madde hukuka aykırı kullanılıyor. Dinlemelerde ise gözden kaçan nokta, dinleme cihazlarının Türkiye’ye ithalinde niye düzenleme getirilmiyor. Bu cihazların ithalini kimler yapıyor?

 

‘Keyfi müdahale ortadan kalkmalı’

 

Komisyonun dinlediği Türkiye Barolar Birliği Başkan yardımcısı Avukat Talay Şenol ise Türkiye’de haberleşme özgürlüğünün korunması noktasında eksiklikler bulunduğunu belirterek, “İletişimin denetlenmesi için 5397 sayılı kanundaki düzenlemeler CMK’na uygun hale getirilmelidir. Yasa dışı elde edilen olgular kesinlikle delil sayılmamalıdır” dedi.

Talay Şenol şunları söyledi:

“Ülkemizde yaşanan skandallar özel hayata keyfi şekilde müdahaleyi ortaya koymaktadır. Bu anti demokratik uygulamalardaki aksaklıklar hukuki metinlerdeki eksik ve yoruma dayalı durumlardan kaynaklanmaktadır.  Ayrıca haberleşme hürriyetindeki illegal sınırlandırmalarda kişinin tazminat talebi de pratikte mümkün olmamaktadır. Devlet insan haklarının korunması yönünde gerekli hukuki alt yapıyı hazırlamakla sorumludur.”

İlgili Haberler