Hacettepe Üniversitesi, Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Utku Perktaş, Eymir Gölü'ndeki kirliliğe dikkat çekerek, "Ben bir hidrobiyolog değilim ama köpük görülmesinin, kanalizasyon gibi atıkların göle karıştığını gösteren en önemli belirtilerden biri olarak kabul edildiğini biliyorum" değerlendirmesini yaptı.
Perktaş, Yetkin Report'ta kaleme aldığı yazıda, "Eymir Gölü’nü gezmeye gelen vatandaşlardan bazıları kirliliğin daha fazla alana yayılmaması için temizlik çalışması başlatılması gerektiğini söylerken, Eymir Gölü’ndeki bir görevli ise kirliğin yeni oluştuğunu, durumun yetkililere bildirildiğini kaydetmişti. Bu haberler basında yer aldığı zaman tam olarak geçen yılın yaz sonuydu. Aradan neredeyse bir yıl geçti. Geçtiğimiz haftalarda bir sabah kuş gözlemek için göle gittiğimizde, karşımıza çıkan görüntü bu defa göl kıyısındaki köpüklerdi. Farklı zamanlarda ortaya çıkan kronik kirlilik belirtileri belli ki Ankara için önemli doğa alanlarından biri olan Eymir Gölü’nü açıkça tehdit ediyordu." ifadesini kullandı.
Perktaş şunları kaydetti:
"Ben bir hidrobiyolog değilim ama köpük görülmesinin, kanalizasyon gibi atıkların göle karıştığını gösteren en önemli belirtilerden biri olarak kabul edildiğini biliyorum. Daha önce benzer durum başka göllerde de kendini göstermişti. Mesela Burdur Gölü bunlara en iyi örneklerden biri. Kimi zaman doğal süreçlerin bir sonucu olarak kabul edilen bu durum esasen Eymir Gölü için doğal olmayabilir. Özellikle yağlı evsel atıkların bazik ortamlarda sudaki sodyum ve potasyum iyonları ile tepkimeye girmesi sabunlaşma olarak tanımlanan köpük oluşumuna neden olabiliyor. Dolayısıyla duruma dikkat çekmenin önemli olduğunu düşünüyorum, zira, hep tekrar ettiğim durum, Ankara’daki doğal yaşam alanları nüfusun oluşturduğu yoğun şehirleşme baskısı nedeniyle tehdit altında."